Logo

5. Hukuk Dairesi2023/4721 E. 2023/11919 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan terkini davasında, idarenin fark bedeli depo etmemesi nedeniyle davanın reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı idarece fark bedelinin süresinde depo edilmemesi sebebiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli bulunmakla birlikte, taşınmazın tapu kaydının iptali ve davalı adına tescili gerektiği, ayrıca depo edilen ilk bedelin faiziyle birlikte idareye iadesine karar verilmesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/8 Esas, 2023/52 Karar

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kamulaştırma fark bedelinin verilen süreler içerisinde depo edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Bornova ilçesi, ... köyü 22 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilmesi gerektiğini, taşınmazın mevki, konumu, çevredeki parsellerin imar durumu ve yapılaşma imkânları dikkate alındığında dava konusu taşınmazın kıymet takdir komisyonu raporunda belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın değerinin bilirkişiler aracılığı ile tespit edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.01.2014 tarihli ve 2012/239 Esas, 2014/12 Karar sayılı kararı ile davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın bu davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 13.01.2014 tarihli ve 2012/239 Esas, 2014/12 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 29.09.2015 tarihli ve 2015/7817 Esas, 2015/13281 Karar sayılı kararı ile bilirkişi kurulu raporunda somut emsal olarak alınan ... Mahallesi 8046 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dava konusu taşınmazdan mevki ve konumu, çevre gelişmişliği, arz ve talep oranı gibi nedenlerle 10 kat değerli olduğunun kabul edildiği, dava konusu taşınmazla 10 kat değer farkı bulunan taşınmazın uygun emsal olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle dava konusu taşınmaza benzer nitelikte, yakın konum ve değerde emsal satışlar sunulması için taraflara süre verilerek dava konusu taşınmaza emsal olabilecek uygun taşınmaz satışları bulunup bilirkişi kurulundan ek rapor alınması gerekirken, 10 kat fazla değerli ve farklı konumdaki bir taşınmaz satışı emsal alınmak suretiyle hüküm kurulmasının ve dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan askeri yasak bölge şerhinin taşınmazda oluşturacağı kaçınılmaz değer kaybının tespit edilerek belirlenen değerden düşülmemesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 20.05.2019 tarihli ve 2017/542 Esas, 2019/241 Karar sayılı kararı ile davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın bu davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 20.05.2019 tarihli ve 2017/542 Esas, 2019/241 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 08.04.2021 tarihli ve 2020/1258 Esas, 2021/5118 Karar sayılı kararı ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmaz yüzölçümü itibarıyla dava konusu taşınmaza göre çok küçük olmakla birlikte, dava konusu taşınmaz ile içinde bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tâbi tutulması halinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının ve dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgelerin Belediye İmar Müdürlüğünden sorularak alınacak cevaba göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen metrekare birim fiyatından emsalden kesilen oranda düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle hesap yapan rapor doğrultusunda hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazın, satışına ilişkin akit tablosu Tapu Müdürlüğünden istenilip, somut emsal taşınmazın 2012 yılında Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan metrekare değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip ve emsal kabul edilen taşınmazın bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hükme esas alınan raporun inandırıcı görülmemesi, tespit edilen kamulaştırma bedeline 07.12.2012 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihinin 31.12.2012 olarak belirlenmesi ve davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin gözetilmemesi gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma fark bedelinin verilen süreler içerisinde depo edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma fark bedelinin depo edildiğini, buna ilişkin dekontların dilekçe ekinde sunulduğunu, usul ekonomisi gereğince kararın bozulması gerektiğini, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, emsal karşılaştırmasının kanunun aradığı şartlara uygun olarak yapılmadığını, emsal alınan taşınmazın dava konusu taşınmazdan uzak olup farklı özelliklere sahip olduğunu, kıymet takdir komisyonu raporundaki bedelden ayrılma nedenlerinin açık olmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava konusu taşınmazın bozma sonrası tespit edilen kamulaştırma bedeli ile bozma öncesi hüküm altına alınmış olan kamulaştırma bedeli arasındaki fark bedelin depo edilmesi için davacı idareye 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca usulüne uygun süreler verildiği halde, davacı idarece fark bedel bloke edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetli olmakla birlikte, her ne kadar davacı idare tarafından karar tarihinden sonra depo kararının yerine getirildiği anlaşılmışsa da davalı vekilinin temyize cevap dilekçesi ile işin esasına girilerek karar verilmesini istemediği yönünde beyanda bulunduğu gözetildiğinde, Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının usul ekonomisi kapsamında bozulmasına gerek olmadığı sonucuna varılmıştır.

3. Buna karşın; Mahkemece tescil ve terkin hükmü yönünden kesin olmak üzere verilen ilk karar gereğince dava konusu taşınmazın davacı idare adına tescil ve yol olarak terkin edildiği gözetilmeksizin, davanın reddedildiği dikkate alınarak davacı idare adına kayıtlı dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile önceki maliki olan davalı adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.

4. Davacı idare tarafından bozma öncesi depo edilen bedelin, davalı tarafından bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faiziyle birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bu hususta olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile gerekçeli kararının hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Dava konusu İzmir ili, Bornova ilçesi, ... köyü 22 parsel sayılı taşınmazın davalı idare adına tescili ve yol olarak terkinine ilişkin tapu kaydının iptali ile önceki mâliki olan davalı ... adına tapuya tesciline" cümlesinin eklenmesine, hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Davacı idare tarafından depo edilen toplam 66.025,19 TL bedel davalı tarafından bankadan çekilmemiş ise davacı idareye iadesine, çekilmiş ise bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.