"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3428 Esas, 2022/3417 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/101 Esas, 2021/422 Karar
Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı talep eden davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Kemalpaşa ilçesi, ... Mahallesi, 84 parsel sayılı taşınmaz hakkında Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Lojistik Köyü Kamulaştırma projesi kapsamında ... tarafından kamulaştırma tabi tutulduğunu, Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/113 Esas sayılı dosyası üzerinden taşınmazın 10.700 m²lik bölümü için 213.359,00 TL bedel tespit edildiğini, bu bedelin müvekkili tarafından kabul edilmemesi üzerine yine mahkemenin 2013/327 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkemenin 28.04.2014 tarihli 2013/327 Esas, 2014/129 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne, taşınmazın davacı Maliye Hazinesi adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin 185.447,80 TL olarak tespitine karar verildiğini, hükmün taraflarına 15.08.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, anılan hükmü 04.09.2014 tarihinde temyiz ettiklerini, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 17.06.2015 tarihli ve 2014/21499 Esas, 2015/10568 Karar sayılı ilamı ile temyiz isteminin reddine karar verildiğini ve dosyanın kesinleştiğini, müvekkilinin kesinleşme üzerine Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptığını ve başvurusunun reddedildiğini, dosya kapsamında müvekkili adına iki tane vekâletname bulunduğunu, ilk vekâletnamede temyiz yetkileri bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, ikinci vekaletnamede temyiz yetkilerinin bulunduğunu, davaya konu edilen kamulaştırma işlemlerinin dayanağı olan acele kamulaştırma isteminin haksız, hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, bu davaların görülmesinde acele kamulaştırma kararına göre işlem yapılmasının yargılamanın yapılmasını sakatladığını belirterek, Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/327 Esas, 2014/129 Karar sayılı dosyası yönünden yargılamanın iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu işlemlerin acele kamulaştırma yoluna istinaden yapılmadığı, normal kamulaştırma sürecinin yürütüldüğü ayrıca davaya konu edilen Danıştay kararında ise müvekkillerin parselleri haricindeki başka parseller açısından hüküm tesis edildiğini belirterek işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından taşınmazın 189,00 m²lik bölümünün kamulaştırma bedelinin hesaplanmasına dahil edilmemesi ile kamulaştırma işlemlerinde taşınmazın yola cepheli olduğunun nazara alınmaması hususlarının yargılamanın yenilenmesi sebebi sayılmamasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı kurumun faaliyetleri devam ederken bir yandan da kadastro işlemlerinin sürdürüldüğünü, müvekkiline ait taşınmazın kadastro işlemlerinin bitirilmesi neticesinde ise 84 parselin 22 parsel olarak tadil edildiğini, ayrıca yapılan işbu işlemler neticesinde müvekkilinin taşınmazının 183,59 m² daha büyük olduğunun ortaya çıkartıldığını, her ne kadar kamulaştırma davası sürecinde müvekkilinin mülkiyetindeki taşınmazın 10.700,00 m² olarak belirtilmişse de taşınmazın gerçekte 10.883,59 m² olduğunu, kamulaştırmaya konu edilen taşınmazın yola kenarının bulunması ve bilirkişilerin işbu hususu dikkate almayarak bedel tespit edildiğini, müvekkiline ait taşınmazın hali hazırda yolu olduğunu ancak bunun kamulaştırma dosyasında bedel tespiti aşamasında dikkate alınmadığını, taraflarınca bu durumun ancak eski kadastro paftalarının incelenmesi sonucunda görüldüğünü, bu duruma ilişlkin 22.04.2021 tarihli dilekçe ile CİMER'e başvuru yapıldığını, CİMER'in 06.05.2021 tarihli cevabında parselin güney kısmındaki yolun eski kadastro paftasında mevcut olduğunun görüldüğünü, yeni sayısallaşma paftalarında da ilgili yolun var olduğunun belirtildiğini, açıkça görüldüğü üzere İlk Derece yargılama merci tarafından hem taşınmazın metre karesinin hem de özelliklerinin saptanması noktasında fahiş hatalar yapıldığını, aynı davacı idarenin Kemalpaşa Lojistik Köyü Projesi kapsamında yapacağı kamulaştırmaların acele kamulaştırma olmadığına dair Danıştay 6. Dairesinin 2013/6871 Esas, 2015/3962 Karar 10.06.2015 tarihli kararında davalı kurumun almış olduğu acele kamulaştırma kararının yerindeliğinin incelendiğini, acele kamulaştırmaya ilişkin alınan kararın bir gerekçesi ve acele kamulaştırmanın istisnai ve özel koşulları sağlanmış olmadığını, bu durumda davaya dayanak olan acele kamulaştırma işleminin hukuka aykırı olduğu sabit olduğuna göre bu davaların görülmesinin acele kamulaştırma kararına göre işlem yapılmasının yargılamanın yapılmasını sakatladığını, davanın dayanağı olan acele kamulaştırma işleminin hukuka ve kanuna aykırı olması halinde dayanak olan işlem sakat olduğu için görülen ana davada hukuka ve kanunlara aykırılık teşkil ettiğini, genel vekâletname kapsamında taraflarımıza temyiz yetkisinin verilmemiş olduğunu, işbu sebepler neticesinde davacı asile makul bir süre verilerek iradesini açıklaması adına süre verilmediği nazara alındığında İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan iş ve işlemlerin usul ve kanuna aykırı olduğunu, öncesinde davayı temyiz etme yetkisi bulunmamakta olup bu durum işbu dosyanın temyiz incelemesini gerçekleştiren Yargıtay 18. Hukuk Dairesince fark edilmediğini, böylelikle taraflarında olmayan bir yetki ile temyiz işlemi gerçekleştirilmiş ise de bu temyiz başvurusunun yok hükmünde olduğunu, yetkisiz temsil ile birlikte yapılan işlemlerin yok hükmünde olması halinde adına işlem yapılan kişiye yani müvekkiline durumun bildirilerek kendisine makul bir süre verilmesi ve asil olarak kendisinin temyiz yoluna başvuru yapıp yapmayacağının netleştirilmesi gerektiğini, Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/327 Esas, 2014/129 Karar sayılı kararı hakkında yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılamanın iadesi sebeplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 375 inci maddesinde tahdidi olarak sayıldığı ve bu sebeplerin kıyas yolu ile genişletilmesinin söz konusu olmadığı; kamulaştırma davasının vekil aracılığıyla görülüp karara bağlandığı, Danıştay 6. Dairesinin 2013/6871 Esas, 2015/3962 Karar sayılı ilamının davacısının yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan kişi olmayıp idari yargı kararlarının başvuruyu yapan kişi hakkında geçerli olduğu, kamulaştırma kararının 22.03.2017 tarihinde kesinleşmiş olup 20.10.2020 tarihinde yani kamulaştırma kararının kesinleşmesinden sonra yapılan ve kesinleşen 22/a uygulaması sonucunda arazi alanının artmasının eski malike hak bahşetmeyeceğinin aşikar olduğunu, bu nedenlerle 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesine ilişkin koşulların oluşmaması sebebiyle İlk Derece Mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde talep eden davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Talep eden davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılanmasını yenilenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2 .6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Talep eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Talep eden davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.