"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2099 Esas, 2022/2123 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/425 Esas, 2021/220 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.10.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2870 (yeni 27035 ada 3) parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin malik olduğunu, davalı idarece usulüne uygun kamulaştırma yapılmadan 6830 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (6830 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesi uyarınca davalı idare adına tescil edildiği, ... yerleşkesi kampüs alanına dâhil edilmek suretiyle kamulaştırmasız olarak el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atmaya dayalı taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekilinin cevap dilekçesi ile özetle; davanın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 38 inci maddesinde belirtilen yasal süre içinde açılmadığını, dava konusu taşınmaz hissesinin Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1962/533 Esas, 1963/592 Karar sayılı dosyası üzerinden açılan dava sonucu müvekkil adına tapuya tescil edildiğini, davacıların murisine kamulaştırmaya ilişkin evrakların usulüne uygun tebliğ edildiğini, yapılan işlemlerde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, istenilen talebin çok yüksek olduğunu, davanın esas yönünden de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aynı kuruma ait aynı kapsamdaki taşınmazlar için açılan davaların kabulüne dair kararların yargı denetiminden geçerek kesinleştiğini, noter tebliği yapılmadığından dolayı geçerli bir kamulaştırmadan bahsedilemeyeceğini, tescilin yok hükmünde olduğunu, davanın yolsuz tescile dayalı tazminat istemine ilişkin olduğunu, 7201 sayılı Kanun'un uygulama imkanının olmadığını, bedelin bu şekilde hesaplanmasının mülkiyet hakkının özüne zarar verdiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekili tarafından, murise noter tebliği çıkartılmadığı, kamulaştırma işleminin usulüne uygun yürütülmediği ve kesinleşmediği, bu nedenle dava tarihi itibarıyla taşınmaz bedelinin belirlenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de 19.06 2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7327 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi ile 2942 sayıl Kanun'a eklenen Ek madde 3'ün son cümlesine göre; “Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır.” cümlesi eklendiği, aynı Kanun'un 22 nci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 17 nci madde ile; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanunun ek 3. maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmü gereği taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih itibarıyla arsa niteliğinde olduğunun kabulü ile emsal karşılaştırması yapılıp Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenerek değerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline dair mahkeme kararında usul ve kanuna aykırı bir husus bulunmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile davalı idare genel bütçeye dahil idarelerden olmadığından harç alınmasına karar verilmesi gerektiği hususu resen dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un Ek madde 3, geçici 15 ve 17 nci maddeleri.
5. Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan iptal kararı.
6. 2942 sayılı Kanun'un (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin aşağıdaki parafrafların kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu taşınmazın davacı murisi adına kayıtlı iken 1963 yılında kamulaştırıldığı ve 6830 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesi gereğince davacılar murisi adına kayıtlı taşınmazın Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1962/533 Esas, 1963/592 Karar sayılı dosyası üzerinden açılan dava sonucu ... adına tesciline karar verildiği, davanın kabulüne dair karar üzerine taşınmazın hükmen davalı idare adına tescil edildiği, daha sonra yapılan imar uygulaması sonucunda imar planında "Resmi Kurum Alanı" olarak ayrılan 27035 ada 3 parsele şuyulandırıldığı, taşınmaz üzerinde davalı idareye ait kampüs alanı ve müştemilatların bulunduğu, kamulaştırma bedelinin davacı murisi yada davacıya ödenmediği anlaşıldığından davalı idarenin dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığının kabulü doğrudur.
3. 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile eklenen geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
4. Bu durumda Kanun'nun yürürlük tarihinden önce açılan eldeki davada; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı ilâmları nazara alınarak dava konusu taşınmaza fiilen hangi tarihte el atıldığı (ay, gün ve yıl olarak) tespit edilerek 04.11.1983 tarihinden önce el atıldığının anlaşılması hâlinde 2942 sayılı Kanun'un geçici 6 ncı maddesi uyarınca; 04.11.1983 tarihinden sonra el atıldığının anlaşılması hâlinde ise dava tarihi itibarıyla değerlendirme yapılarak tazminat bedelinin belirlenmesi gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Duruşmaya gelen davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.