"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/356 Esas, 2023/704 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/720 Esas, 2019/995 Karar
Taraflar arasındaki bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının düzeltilerek tapuya tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ana gayrimenkulde bulunan bağımsız bölümlere, değerleriyle doğru orantılı arsa payı verilmediği gerekçesiyle mahkemece yeni arsa paylarının belirlenerek tapuya tesciline karar verilmesi talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davacının talebine esas teşkil eden iddiaların asılsız olduğunu, davacının maliki olduğu bağımsız bölümün sırf alan ölçüsünden hareketle ileri sürdüğü iddia ve taleplerinin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanun (634 sayılı Kanun) hükümleri ile çeliştiğini, davacının balkonları kapattığını, dışarıya olan çıkıntıları bağımsız bölüme eklediğini, bu şekilde cepheyi genişletmiş bulunmasının kendisine böyle bir talep hakkı vermediğini, tüm bağımsız bölümlere ilişkin balkonların malikleri tarafından aynı şekilde kapatıldığını, bu balkon kapatmalarının kat irtifakı, kat mülkiyeti kurulduktan sonra yapılmış olmasının 634 sayılı Kanun'un 44 üncü maddesi kapsamında mütalaa edilmesinin mümkün bulunmadığını, davacıya bu yönde dava hakkı sağlamadığını, ana yapının üçüncü katlarının kısmen dördüncü katlardan itibaren geniş deniz, adalar, yat limanı manzarasına sahip bulunmuş olmasının da payların tespiti ve satış değerinde önemli farklılıklar yarattığını, daha sonra inşa olunan Fenerbahçe Stadı ve yüksek binaların sadece, dördüncü kat dahil, üst katlardaki bağımsız bölümlerden görünebilen manzaraların bir ölçüde kapanmasına neden teşkil ettiğini, bu hususun başlangıçta belirlenen pay oranlarının değiştirilmesine neden teşkil etmeyeceğini, davacının bağımısız bölüm iktisabından yaklaşık 20 yıl geçtikten sonra ana bina ile ilgili bir takım tasarrufların yapılabileceği sırada, böyle bir dava açarak talepte bulunmasının iyi niyetle bağdaşmadığını, davanın reddine, yargılama giderlerinidavacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... Sevilir cevap dilekçesinde özetle; davacının hukuka aykırı olarak balkonu duvarı yıkarak daireye eklediğini, davacının arsa payının 20/400 olduğunu, giriş katın dışındaki dairelerin arsa paylarını 30/400 olduğunu, davacını haksız olarak 115 metrekareyi dairesine kattığını, davacının kötü niyetli olduğunu davanın reddine, yargılama ve vekâlet ücretini davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın giriş ve üzeri 6 kat olan taşınmaz olduğunu, giriş dairelerin holünün kapladığı alan kadar diğer dairelerden küçük olduğunu, arsa paylarının oransız olarak belirlenme şartını gerçekleşmediğini, dava açan davacının kötü niyetli olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ve vekâlet ücretini davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
4. Davalı ... cevap dilekçesinde; davanın iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, değer artış ve azalışları sonucunu doğuran sonradan yapılan değişikliklerin, yeni bir arsa payı düzenlemesi gerektireceği iddiasına dayanak yapılmak istenmesinin kanuna aykırı olduğunu, zemin katta bulunan bağımsız bölümün asdece otopark ve sokağa baktığını, üst kat ve dairelerin deniz doğa ve şehir manzarasına sahip olduğunu, davacının maliki olduğu dairenin birçok konuda üst katlara göre dezavantajlarının olduğunu, davacının beyana dayalı DASK poliçesi düzenlettirilirken kendine göre belirlediği bir metrekare üzerinden poliçe düzenlettirtmesinin hukuka dayanak teşkil etmeyeceğini, malik olduğu dairenin bugünkü arsa payından daha yüksek pay oranına sahip daire olduğunu, açıklanan nedenlerden dolayı davanın reddine, açıklamaları çerçevesinde arsa paylarının yeniden düzenlenmesini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alınan tüm raporlarda arsa paylarının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu belirtilmesine karşın davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, dört ayrı rapor olmasına ve arsa payları da adaletsiz olmasına karşın hatalı hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa payları arasında orantısızlık olduğu hususunun ispat edilemediği, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle;istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kararın eksik araştırma ve inceleme neticesinde verildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde bağımsız bölümlerin arsa paylarının değerleriyle orantılı olup olmadığının tespiti ile yeni arsa paylarının tapu siciline tesciline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ana gayrimenkulde 1985 yılında kat mülkiyetinin tesis edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur.
3. Taşınmaza ait kat mülkiyeti ve kat irtifakı tesisi belgeleri birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi