"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... yönünden husumetten reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı ... vekili yönünden esastan reddine, davacılar vekili yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, ... yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... ile davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1693 ada 3 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece yol ve kaldırım yapılmak suretiyle fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza ilişkin görev, yetki ve sorumluluğun ... Belediyesinde olduğunu, davanın 31120 numaralı parselasyon ve inşaat planı kapsamında çocuk bahçesi olarak 1693 ada 3 numaralı parselden 77 m²nin 5213 ada 11 numaralı parsele tescil edilmesi gerekirken 5213 ada 11 parselin tapu müdürlüğünce Maliye Hazinesi adına tescilinin yapılması ve sehven düzenlemeye alınmayan 67 m²lik miktar nedeniyle toplamı olan 144 m²nin 1693 ada 3 parselin uhdesinde yaşaması nedeniyle açıldığının anlaşıldığını, bilirkişi raporunun 2.sayfasında 144 m² alanın çocuk bahçesi olarak tespit edildiğini, dağıtım cetvellerinde görülen 31120 numaralı parselasyon planı ile 1693 ada 3 numaralı parselden çocuk bahçesine 77 m²lik miktarın tahsis edildiğini, bilirkişi raporunda belirtilen 144 m²lik tespitin yanlış olduğunu, bilirkişi raporunda 144 m²lik alanın çocuk bahçesi olarak ayrılmış olması nedeniyle taşınmazın imar parseli olarak değerlendirileceğinin belirtildiğini, buna göre taşınmaza değerleme yapıldığını, 77 m²lik kısmın çocuk bahçesi olarak şuyulandırılması ve kalan 67 m²lik kısmın 6193 ada 3 sayılı parselin uhdesinde kalması nedeniyle bu kısmın kadastro parseli olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmektedir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın davalı ... yönünden husumetten reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Başkanlığından alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu bölümün çocuk bahçesi olarak ayrılan bölüm olduğunu ve taşınmazda iki kez imar uygulaması yapıldığını bu nedenle de 144 m²lik hissenin tümünün imar parseli olarak değerlendirilmesi gerektiği ileri sürmüştür.
2. Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza ilişkin parselasyon planını Ankara İmar Heyetinin onayladığını, bu işlemin müvekkil idarece resen yapılmadığını, anılan işlemlerin sadece onama işlemini yaptığını, dava konusu taşınmaza ilişkin görev, yetki ve sorumluluğun ... Belediyesinde olduğunu, davanın 31120 numaralı parselasyon ve inşaat planı kapsamında çocuk bahçesi olarak 1693 ada 3 numaralı parselden 77 m²nin 5213 ada 11 numaralı parsele tescil edilmesi gerekirken 5213 ada 11 parselin tapu müdürlüğünce Maliye Hazinesi adına tescilinin yapılması ve sehven düzenlemeye alınmayan 67 m²lik miktar nedeniyle toplamı olan 144 m²nin 1693 ada 3 parselin uhdesinde yaşaması nedeniyle açıldığının anlaşıldığını, çocuk bahçesi alanından ... Belediye Başkanlığının sorumlu olduğunu, tespit edilen bedelin yüksek olduğunu ileri sürülmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 11.390 m² alanlı dava konusu taşınmazın geldisi 1697 ada 3 parsel sayılı taşınmazın Ankara İmar İdare Heyetinin 28.01.1955 tarihli ve 79 sayılı karar ile onaylanan 27600 No.lu parselasyon planı ile uygulamaya alınarak 9672 m²sinin diğer cetvel olarak düzenleme dışı tutulduğu, bu kısmın İmar İdare Heyetinin 21.07.1956 tarihinde onaylanan 31120 nolu parselasyon planı ile düzenlemeye alındığı,77 m²sinin çocuk bahçesine, 123 m²sinin okul yerine, 1745 m²sinin zayiat olarak ayrıldığı, 7660 m²sinin ise 5219 ada 1 parsel ve 5214 adanın muhtelif parsellerinde şuyulandırıldığı, fen bilirkişi ek raporuna göre, ikinci uygulama yapılırken diğer ada olarak 1718 m²lik bölümün sehven 1785 m² olarak dahil edildiği aradaki 67 m²lik farkın uygulamaya dahil edilmediği, ayırma çapı düzenlenmediğinden dava konusu yerin zeminde gösterilemediği anlaşıldığından taşınmaz bedelinin İmar İdare Heyetinin yerini Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığın tahsilinin doğru olduğu, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal incelemesi yapılarak ve ikinci uygulamaya 9672 m²lik bölümününden 1745 m²lik kısmının 1933 yılında yürürlüğe girip, 09.07.1956 tarihinde yürürlükten kaldırılan 2290 sayılı Belediye Yapı ve Yollar Kanunu'nun (2290 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi gereği yasal kesinti yapıldığından dava konusu 1693 ada 3 parsel sayılı 144 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamı imar parseli kabul edilerek tespit edilen 4.700,00 TL/m² birim bedeli üzerinden davacı tarafın ıslah talebi de dikkate alınarak 675.800,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi ve dava konusu taşınmaza davalı ... Başkanlığınca 04.11.1983 tarihinden önce Ankara İmar İdare Heyetinin yaptığı imar uygulamaları ile el atıldığından maktu harca hükmedilmesi gerektiğinden bahisle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunu kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiş, 06.01.2023 tarihli ek kararı ile de Dairenin 2021/2136 Esas, 2022/1996 Karar sayılı ilamı gerekçe kısmının son paragrafında maddi hata sonucu dava değerinin 675.800,00 TL olarak gösterildiği ve hüküm kısmında da davanın kabulüne karar verildiği halde maddi hata sonucu davacı ... hissesinin 458.955,00 TL, davacı ... hissesinin ise 217.845,00 TL olarak gösterilmesi gerekirken eksik gösterildiğinden bahisle davacılar vekilinin maddi hata talepli dilekçesinin kabulü ile hükmün tashihine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince davacıların ıslah talebi doğrultusunda karar verilmesi gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırıldığı halde gerekçe ve hüküm kısımlarında İlk Derece Mahkemesi kararındaki bedel aynen yazılmak suretiyle bedelin yine hatalı olarak yazıldığını, bu hususunun düzeltilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurulmuş ise de 13.01.2023 tarihli ek temyiz dilekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin 06.01.2023 tarihli ek kararı ile hüküm ve gerekçesinin talepleri gibi düzeltildiğinden kararın onanmasını talep etmiştir.
2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı, görev, hak düşürücü süre, derdestlik itirazında bulunarak, 31120 numaralı parselasyon ve inşaat planı kapsamında çocuk bahçesi olarak 1693 ada 3 numaralı parselden 77 m²nin 5213 ada 11 numaralı parsele tescil edilmesi gerekirken sehven dava konusu parselin uhdesinde bırakılması nedeniyle bu kısma ilişkin bedelin Maliye Hazinesince ödenmesi yine çocuk bahcesi ile ilgili husumetin ... Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerektiğini, eksik ve hatalı inceleme ile metrekare birim fiyatının yüksek belirlendiğini Kanun değişikliği ile maktu harca hükmedilmesi gerekmekle istinaf ve temyiz harçlarının idareye iadesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak ve idarenin imar uygulaması sırasında 1933 yılında yürürlüğe girip, 09.07.1956 tarihinde yürürlükten kaldırılan 2290 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi gereği yasal kesinti yapıldığından dava konusu taşınmazın imar parseli olarak kabulü ile değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Dosya içindeki bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın ilk kez Ankara İmar İdare Heyetinin 28.01.1955 tarihli ve 79 sayılı karar ile onaylanan 27600 No.lu parselasyon planı ile uygulamaya alındığı, düzenleme dışı bırakılan 9672 m²sinin Ankara İmar İdare Heyetinin 1956 tarihinde onaylanan 31120 No.lu parselasyon planı ile uygulamaya alınarak 77 m² çocuk bahçesine, 123 m²sinin okul yerine, 1745 m²sinin zayiat olarak ayrıldığı, 7660 m²sinin ise 5219 ada1 parsel ve 5214 adanın muhtelif parsellere şuyulandırıldığı,ikinci uygulama yapılırken diğer ada olarak 1718 m²lik bölümün sehven 1785 m² olarak dahil edildiği aradaki 67 m²lik farkın uygulamaya dahil edilmediği, çocuk bahçesi olarak ayrılan 77 i adına tapuda yaşadığı, ayırma çapı düzenlenmediğinden yerinin zeminde gösterilemediği, her ne kadar fen bilirkişisi ek raporunda çocuk bahçesi olarak ayrılan 77 m² kısmın ikinci uygulama ile 31120-A nolu planda 5213 ada 11 No.lu parsel numarası altında çocuk bahçesi olarak ayrılan ve mülkiyeti Maliye Hazinesi adına tescil edilen 1913 m² lik taşınmaza hisselendirildiği ancak tapudan terkin edilmediği,1693 ada 3 parselin uhdesinde kaldığı belirtilmiş ise de, dava konusu taşınmazın tapu kütüğünde ve 31120 ve 31120/A No.lu parselasyon planlarında böyle bir bilginin dayanağının bulunmadığı, 77m²lik kısmın davacıların tapuları kapsamında kaldığı anlaşılmıştır.
4.Bu durumda; davacıların uhtesinde bulunan ve zeminde yeri bulunamayan 144 m²lik dava konusu taşınmaz yönünden imar uygulamasını ve parselasyon planın yapan İmar İdare Heyeti yerine kain davalı ... Başkanlığına husumet yöneltilerek kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğrudur.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilin ek dilekçe ile kararın onanması önündeki talebi de dikkate alınarak temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar ve davalı ... Beledi Başkanlığı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
Dahili davalı ...'ndan ve davacıdan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.