Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5574 E. 2023/12044 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan gerçek zararın net gelir metoduyla hesaplanarak Hazine'den tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davalının temyiz itirazlarının yerinde görülmediği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/936 Esas, 2023/520 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/113 Esas, 2022/50 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapusunun Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, mahkeme kararının 11.02.2014 tarihinde kesinleştiğini, uğramış olduğu zararın mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil idarenin hiç bir taraf sıfatı bulunmadığını, taşınmaza orman şerhi konulması hususunda orman idaresi yetkili ve sorumlu olduğundan müvekkile karşı bir mesuliyet yüklenemeyeceğini, ayrıca davanın zaman aşımı süresi içerisinde açılmadığını, bu nedenle davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini idare adına talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaza ait tapu kayıtlarına orman şerhi konulması hususunda orman idaresinin yetkili ve sorumlu olduğunu, Hazine'nin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığından husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte faizin başlangıç tarihinin hatalı olup faiz başlangç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini, ormanların özel mülkiyete konu olamayacağını, davaya konu olayda tapu sicil müdürü ya da memurun hukuka aykırı bir işlemi olmadığını, Hazine yasal hasım olduğundan aleyhine harç yükletilemeyeceği, dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda arsa olarak değerlendirildiğini, oysaki fen raporunda da belirtildiği üzere tarla vasfı ile tapuya kayıtlı iken orman olduğu için tapusu iptal edilen taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, yine bilirkişi heyetinin emsal aldığı taşınmazın ilçe merkezinde imarlı bir taşınmaz olduğunu, mahkemece emsal araştırması yapılarak dava konusu taşınmaz ile benzer özelliklerde, aynı yerleşim yerinde, benzer yüzölçümlü taşınmazların emsal alınması gerektiğini, bilirkişilerce belirlenen değerin orman vasıflı bir taşınmaz için son derece yüksek olduğunu, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğundan İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kapama fındık bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza fındık geliri üzerinden ve 2014 yılı itibarıyla m² birim fiyatının 27,44 TL belirlenmesi yerinde olup davalı vekilinin tazminatın miktarına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmeyerek mahkemece davacı taraf yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin davalı idareye yüklenmesi hukuka uygun olup davalı ... vekilinin bu yöndeki istinaf istemi de yerinde görülmemiş ve hükümde davacı tarafından yatırılan harcın talep halinde iadesine karar verilmesi gerekirken karar kesinleştiğinde iadesine karar verilmesi hatalı ise de Bölge Adliye Mahkemesi kararı kesin nitelikte olduğundan bu husus kaldırma nedeni yapılmamış eleştirilmekle yetinildiğini, kararda esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Sakarya ili, Kocaali ilçesi, Gümüşoluk köyü 112 ada 7 ve 8 parsel sayılı, sırasıyla 18.698,28 m² ve 5746,79 m² yüzölçümlü, fındık bahçesi vasıflı taşınmazların tesis kadastrosuyla 30.06.2005 tarihinde sahip olduğu, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/120 Esas, 2011/248 Karar sayılı kararıyla taşınmazların 12.341,40 ve 3454,74 m²lik kısımlarının tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2013/9231 Esas, 2013/10149 Karar sayılı kararıyla düzeltilerek onanmış ve 07.12.2017 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 11.02.2014 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen fındık bahçesi niteliğindeki taşınmaza net gelir metodu uygulanarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.