Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5601 E. 2024/147 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eski bir kamulaştırma işleminin tespiti ve kamulaştırma bedelinin güncel rayice uyarlanarak tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaz için daha önce kamulaştırma işlemi yapılıp, bedel tespiti davası kesinleştiğinden, hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın, ister bedel artırımı ister kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebi olarak nitelendirilsin, dinlenilmesine olanak bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2578 Esas, 2023/103 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Genç Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/490 Esas, 2019/227 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırma işleminin tespiti ile taşınmazın mevcut durumu itibarıyla kamulaştırma bedelinin güncel rayice uyarlanarak tespiti istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.01.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ve davalı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Bingöl ili, Genç ilçesi, ... Mahallesi 1 ada 151, 152, 153 ve 154 parsel sayılı taşınmazların davacıların murisi ...'e ait iken 1975 yılında Genç ilçesinde meydana gelen deprem sonrasında afetzedelere konut yapılmak üzere 1981 yılında kamulaştırıldığını, kamulaştırma tarihinde 5.512,000 TL kıymet takdirinde bulunulduğunu, muris ...'in açmış olduğu kamulaştırma bedelinin artırılması talepli dava sonucunda kamulaştırma bedelinin 9.375,00 TL olarak belirlendiğini, murisin idareye başvurması üzerine; ..., ... ve ...'nın tapu iptal ve tescil davası açmaları gerekçe gösterilerek ödeme yapılmadığını ve taşınmaz üzerine tedbir konulması sebebiyle kamulaştırma alacağının tahsil edilmediğini, öncelikle idari makamlara başvuru yapıldığını, yapılan başvurulara olumlu bir cevap verilmediğini, bunun üzerine Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulduğunu ve iç hukuk yolları tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilmezlik kararı verildiğini belirterek kamulaştırma işleminin ve dava konusu taşınmazın mevcut durumuyla kamulaştırma bedelinin güncel rakamlara uyarlanarak tespiti ile davalı idareden alınarak, davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı definde bulunduklarını, davacıların yirmi yıllık hak düşürücü süre içerisinde davalarını açmadıklarını, otuz yedi yıl önceki bedelin günümüzdeki değere uyarlanmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, daha önceden kamulaştırma işlemi ve bedelin belirlendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile idarece yapılan kamulaştırma işleminde bedelin bankaya depo edildiği, depo edilen bedel nedeniyle ilgilisine tebligat yapıldığı, ilgilinin bu durum üzerine kamulaştırma bedel artırım davası açtığı konusunda bir duraksama bulunmadığı, idarenin kamulaştırma mevzuatına uygun bir şekilde kamulaştırma işlemini gerçekleştirdiği bu aşamadan sonra bedelin fiilen alınıp alınmamasının tamamlanan kamulaştırma işlemini etkilemeyeceği, iddia olunduğu üzere ihtiyati tedbir nedeniyle bedelin ödenmemesinin ya da bedele bloke konulmasının eldeki kamulaştırma işlemini hukuka aykırı hale getirmediği ve tamamlanan bir kamulaştırma işlemine dayanılarak bedel talebinde bulunulamayacağı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar murislerine ait 1 ada 151, 152, 153 ve 154 parsel sayılı taşınmazlara 1975 senesinde meydana gelen depremde zarar gören depremzedelere konut yapılmak suretiyle bedel ödenmeksizin davalı kurum tarafından el atılarak kamulaştırıldığını ve üzerine deprem konutları inşa edildiğini, aynı dönemde (1981) davalı idare tarafından 5.512,00 TL bedel teklif edildiğini ve bu tutarda uzlaşılamayınca murislerinin bedel artırım davası, davalı idarenin de tenkisi bedel davası açtığını, birleştirilen davalar neticesinde kamulaştırma bedelinin mahkeme tarafından 7.425,00 TL olarak tespit edildiğini, davalı idarenin bu tutarı ... Bankasında muris adına açılan hesaba yatırdığını beyan ettiğini ve söz konusu davanın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, buna parelel olarak anılan dava devam ederken dava konusu taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı bulunduğu iddiasıyla ... ve arkadaşları tarafından murisleri ve davalı idare aleyhine dava açıldığını, dava konusu taşınmaz ve kamulaştırma bedeline Genç Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından tedbir konulduğunu, bütün bu gelişmeler üzerine 2015 yılında tedbir konulan davanın düşmesi nedeniyle önce T.... Bankasına daha sonra ... Bankasının ... Bankasına devredildiği cevabı üzerine ... Bankasına kamulaştırma bedelinin güncellenerek faiziyle taraflarına ödenmesini talep ettiklerini, ... Bankası tarafından murisleri adına depo edilen bir kamulaştırma bedelinin bulunmadığı yönünde cevap verildiğini, aynı dönemde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılması üzerine Yüksek Mahkemenin kararında ... Bankası ve TMSF kayıtlarının yeterince tetkik edilmemiş olması sebebiyle buna ilişkin bir araştırmanın yapılmasını bankaların sorumluluğunun bulunması halinde bankalar aleyhine, değilse (paranın depo edildiğine dair kaydın bulunamaması halinde) yerel mahkemede açılacak bir dava ile uyuşmazlığın karara bağlanmasına ve bu nedenle iç hukuk yollarının tüketilmemiş olduğuna karar verildiğini, mahkemece dava reddedilirken dosya içinde yer alan belgeler ve yaşanan hukuki süreçlerin, bankalardan gelen cevabi yazılar ve belgelerin yok sayılarak davalı idarenin kamulaştırma bedelinin ödendiğine dair beyanı esas alınarak hatalı bir karar verildiğini, davalı idarenin dosyaya sunmuş olduğu kamulaştırma bedelinin bloke edildiğine dair İmar ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğünün 18 Kasım 1981 tarihli T.... Bankası Bingöl Şube Müdürlüğüne hitaben yazmış olduğu yazıda davalı kurumun ikinci bir talimata kadar mülk sahibine ödeme yapılmaması şeklinde talimat verilerek bedele bloke konulduğunu, davalı kurumun parayı depo ettiğine ve ödeme yükümlülüğünden kurtulduğuna dair iddiasının geçerli olmadığını, bloke edilen para murisleri tarafından talep edildiğinde ... Bankası Bingöl şubesinin kurumun talimatı olmadan paranın ödenmeyeceği beyan edilerek ödeme yapılmadığını, bu durumda paranın alınmaması noktasında taraflarına atfedilecek bir kusur bulunmadığını, tezyidi bedel davasının 1981 yılında sonuçlandığını ve murislerinin yine idareye başvurduğunu fakat yine bedel ödenmediği gibi banka kayıtlarına da ulaşılamadığını, dava konusu alacak üzerinde Genç Asliye Hukuk Mahkemesinin tedbiri olduğundan bu tedbir sebebiyle ödeme yapılmadığını düşündüklerini, 2015 yılında tedbirin kalkması üzerine bedelin ödenmesi için ... Bankasına müracaat ettiklerinde kurum kayıtlarında murisleri adına herhangi bir hesabın bulunmadığını öğrendiklerini, işbu dava dosyasında yer alan kurum cevaplarından kamulaştırma bedelinin ödenmediği hususunda bir ihtilaf bulunmadığını, bedel ödenmeden kamulaştırma işleminin tamamlanması söz konusu olamayacağından mahkemenin davayı ret gerekçesinin açıkça kanuna aykırı olduğunu, kamulaştırma bedeli ödenmemiş olduğundan dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atılmış durumda olduğunu, bedel bloke edilmişse bile kamulaştırma bedelinin alınmamış olmasının murislerinin veya kendilerinin kusurundan kaynaklanmadığını, dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile cevabi yazılara göre davalı kurumun murislerine ait taşınmazı kamuşlaştırdığını fakat bedelini ödemediğini, davalı kurumun kamulaştırma bedelini depo ettiği kabul edilse dahi daha sonra bu paranın nereye gittiğine dair herhangi bir kayıt ve belge sunamadığını, davalı kurumun söz konusu parayı kamulaştırma bedelinde uzlaşma olmadığından ve daha sonra açılan davalar sebebiyle yeniden kendi hesabına geçirdiğinin aşikar olduğunu, mülkiyet haklarının ihlal edildiğini, mahkemece dava kesin hüküm sebebiyle usulden reddedilmesine rağmen karşı taraf lehine maktu yerine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar murisi adına kayıtlı dava konusu taşınmazların 1975 senesinde meydana gelen deprem nedeniyle afetzedelere konut yapımı için 7269/1051 sayılı Kanun gereğince 1981 yılında İmar ve İskan Bakanlığı tarafından kamulaştırıldığı, 7269/1051 sayılı Kanun'un 21 inci maddesi uyarınca taşınmazların resen tapuda Hazine adına tescil edildiği, Hazine tarafından tenkisi bedel, davacılar murisi tarafından tezyidi bedel davası açıldığı, mahkemenin 17.07.1985 tarihli ilamı ile tezyidi bedel davasının kabulüne karar verilerek bedelin 9.375.000 TL’ye yükseltildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bu itibarla dava konusu taşınmazlara ilişkin geçerli bir kamulaştırma işlemi bulunması ve kamulaştırma işleminin kesinleşmesi karşısında bu bedellerin yeniden güncellenmek suretiyle tahsili talebiyle dava açılamayacağından İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği belirtilmiş, davanın niteliği gereği vekille temsil edilen davalı idare lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden nispi vekâlet ücreti takdir edilmesi doğru görülmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 1981 yılında kamulaştırıldığını, idarece 5.512.500 TL kıymet takdiri yapıldığını, ödeme yapılmadan tenkisi bedel davası açıldığını, 18.11.1981 tarihinde çekişmesiz bedelin ikinci bir işara kadar ödenmemesi kaydı ile bloke olduğunu, murisin verilen 15 gün içinde 08.12.1981 tarihinde bedel arttırım davası açtığını, 17.12.1981 tarihinde ... ve arkadaşlarının tapu iptal ve tescil davası açarak müdahale talebinde bulunduklarını, açılan tezyidi bedel ve tenkisi bedel davalarının birleştiğini, tezyidi bedel davasının kabulü ile kamulaştırma bedelinin 9.375.000 TL olarak takdir olduğunu, kararın usuli eksiklikler nedeniyle Yargıtayca bozulduğunu, bozma sonrası ikinci kararla aynı kamulaştırma bedeline hükmedildiğini, kararın Yargıtay tarafından tekrar bozulduğunu, Genç Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/48 Esasına kayıt olduğunu, ancak davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bankadan ve idareden davacılara ödeme yapılmasının talep edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, Bankaya başvurulduğundan zamanaşımı süresinin geçtiğinden bahsedildiğini, davacıların fiili imkansızlık haline zorlandığını ve çaresiz bırakıldığını, murisin davacılarının aleyhlerine açılan tapu iptal tescil davası kararını 10.12.2015 tarihinde kesinleştirdiklerini, ... Bankası ... Bankası ve Halk Bankasına devrolduğundan bu bankalara ve TMSF'ye başvurduklarını, Anayasa Mahakemesine de başvurduklarını ancak iç hukuk yolları tüketilmediğinden başvurularının kabul edimediğini, bedel davasında açılamış sayılmasına karar verildiğini, hüküm altına alınan bir kamulaştırma bedeli olmadığını ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili maktu vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak eski kamulaştırma işleminin tespiti ile taşınmazın mevcut durumu itibariyle kamulaştırma bedelinin güncel rayice uyarlanarak tespiti ve tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki belgelerden, dava konusu taşınmazın kamulaştırıldığı, çekişmesiz bedelin bankaya bloke edildiği, sonrasında davacı idarenin tenkisi bedel davası açtığı davacılar murisinin tezyidi bedel davası açtığı ve davaların birleştiği, Yargıtay denetiminden geçen dosyanın bozulduğu, akabinde taraflarca takip edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği gözetildiğinde tezyidi bedel davası açmak ile kamulaştırma işlemi kesinleştiğinden hak düşürücü süre geçtikten sonra eldeki dava ister bedel arttırım ister kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak nitelendirilsin artık dinlenmesi mükün değildir. Her ne kadar eldeki davada böyle bir durum söz konusu değil ise de davacıların talebi gözetildiğinde kamulaştırma hukuku açısından teknik olarak bir kamulaştırma bedeli kesinleştikten sonra aradan geçen zaman gözetilerek güncellenmesi söz konusu değildir.

3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereği maktu vekâlet ücreti takdiri yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.