Logo

5. Hukuk Dairesi2023/5811 E. 2023/11710 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz bedeli talep ettiği davada, el atma tarihinin tespiti, bedelin hesaplanması ve davaya uygulanacak harç ve vekalet ücretinin türü uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal kıyaslaması ile belirlenen bedelin uygunluğu, davanın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na değil Yargıtay içtihatlarına dayandığından nispi harca tabi olması ve el atma tarihinin 1983 sonrasında olması nedeniyle nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu gözetilerek, davalı idarenin miktar itirazı hariç diğer temyiz talepleri reddedilerek direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2232 Esas, 2023/591 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/228 Esas, 2021/182 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre davacı ... haricinde kalan davacılar için hüküm altına alınan ve reddedilen, temyize konu edilen miktarlar, İlk Derece Mahkemesi karar tarihi itibari ile Bölge Adliye Mahkemelerine ilişkin kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığından davalı idare vekilinin davacı ... haricinde kalan davacılar yönünden temyiz dilekçelerinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin davacı ...'e ilişkin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Sultangazi ilçesi, ... Mahallesi 744 ada 3 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın mezarlık yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesi ile dava konusu yerde sorumluluğun müvekkili idarede olmadığını, dava konusu yere idarelerince el atılmadığını, idarelerine karşı açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarında sorumluluk alanlarının Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğünün ana arter listesine göre belirlendiğini, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu gereği müvekkili idarenin sorumluluğunun ana arterlerle sınırlı olduğunu, bunun dışındaki yolların sorumluluğunun ilçe belediyesine yani Sultangazi Belediye Başkanlığına ait olduğunu, uzlaşma usulünün uygulanmasının dava şartı olup mahkemece bu hususun araştırılması gerektiğini, iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava konusu 3 parselin idarelerine Gaziosmanpaşa 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/526 Esas sayılı dosyası ile tescil edildiğini, iştirak halindeki mülkiyet kuralları gereği mirasçıların mirastan doğan davaları birlikte açmak zorunda olduklarını, açıklanan nedenlerle dava konusu taşınmazın tapu sicil kaydına devir ve ferağının önlenmesi bakımından tedbir ve şerh konulmasını, uzlaşma görüşmeleri neticeleninceye kadar davanın bekletilmesini, davanın idareleri yönünden husumetten reddini, davanın Sultangazi Belediye Başkanlığına ihbarı ile davaya dahil edilmesini, davanın esastan reddini, davanın kabulü halinde dava konusu İstanbul ili, Sultangazi ilçesi, ... Mahallesi, 744 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın müvekkili idare adına tesciline, belirlenecek tazminat bedelinin davacının tapu kaydındaki haciz, ipotek, vakıf icaresi vb. tüm takyidatları ve şerhleri de kapsayacak şekilde bedele yansıtılmasına, tüm takyidatların kaldırılarak terkin ve tescil işlemi yapılmasına ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza 1990'lı yıllarda el atıldığını ve davacılar lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın düzeltilmesini talep etmiştir.

2.Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar murisinin isim tashihi davasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, tapu kaydındaki takyidatların bedele yansıtılmasına karar verilmediğini, fen bilirkişi raporunun ve krokilerinin hükmün eki sayılmadığını, el atma tarihinin 1981 yılı olduğunu, maktu harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, yargılama devam ederken davacılardan ...'in vefat ettiğini mirasçılarının tümünün davaya dahil edilmediğini, ayrıca müvekkil idarece dava konusu taşınmaza el atılmadığını ve belirlenen metrekare birim fiyatının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi suretiyle belirlenen bedelin uygun olduğu, diğer paydaşlarca açılan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen davalar dikkate alındığında dava konusu taşınmazın davalı idarenin yetki ve sorumluluk alanında kaldığı ve husumetin doğru yöneltildiği, 1983 sonrasında el atıldığı anlaşıldığından nispi harca hükmedilmesinin ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğunu ancak tapu kaydındaki takyidatlar bedele yansıtılmaması, 27.03.2020 tarihli fen bilirkişisinin raporunun ve ekinde sunulan krokisinin ilamın eki sayılmaması, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 28 inci maddesi gereğince kararın kesinleşmesi beklenmeden Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, müzekkereye karardan bir suret eklenmesine karar verilmemesi ve el atmanın 1983 sonrası olduğundan, davacılar lehine nispi vekâlet ücretine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden İlk Derece Mahkeme kararı kaldırılarak bu hususlar düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ayrıca 26.11.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun’un 5 ve 24 üncü maddeleri uyarınca 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na (2942 sayılı Kanun) eklenen ek 4 üncü maddesi gereğince harcın maktu alınması gerektiğini, el atma olgusunun 1981 yılında var olduğunu el atma tarihinin 1983 öncesi olarak kabul edilerek davacılar lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4.26.11.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun’un 5 ve 24 üncü maddeleri uyarınca 2942 sayılı Kanun'un eklenen ek 4 üncü maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki dava konusu İstanbul ili, Sultangazi ilçesi, ... Mahallesi 744 ada 3 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4 ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki dava 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin olup 04.11.1983 tarihinden sonra kamulaştırma yapılmaksızın el konulan taşınmazlar hakkında açılan davalara ilişkin 2942 sayılı Kanun’da yasal düzenleme bulunmadığı, bu davaların kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında nispi harca hükmedilmesi yerindedir.

4. Dosya kapsamından dava konusu taşınmaza 1983 yılı sonrasında el atıldığı anlaşıldığından davacılar lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi doğrudur.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A.Davalı İdare Vekilinin Davacı ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B.Davalı İdare Vekilinin Davacı ...'e İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.