"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/708 Esas, 2022/1127 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/253 Esas, 2021/99 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı idare vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.03.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı idare vekili Avukat ... ile davalılar vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Şanlıurfa ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi, 2745 ada 4 parsel sayılı imar parselinde taşınmazda paylarına düşen kısımlardan 3194 sayılı İmar Kanunu'na (3194 sayılı Kanun) aykırı olarak imar tadilatı adı altında kamulaştırma yapmadan ikinci kez düzenleme ortaklık payı kesilerek kamulaştırmasız el atıldığından bahisle tazminat bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, herhangi bir el atmanın söz konusu olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın, 362 nolu kadastro parselinin 2002 yılında imar görmesiyle oluşan imar parseli olduğunu, bu imar uygulaması ile birlikte 2745 ada 4 nolu müvekkiller parseliyle birlikte 3638 ada 1,2,3,4,5,6,7,8 nolu parseller, 3639 ada 1,2,3,4 nolu parsellerin de müvekkiller parseli gibi 362 nolu kadastro parselinin 3194 sayılı Kanun'un 15 ve 16 ncı maddelerine göre ifrazen oluşmuş parseller olduğunu, tüm parsellerin İmar durumu böyle iken parseli dışındaki yukarıda saydıkları tüm parsellere %24 düzenleme ortaklık payı kesintisi ile İmar ve inşaat izni verilmiş iken müvekkiller parselinin Devlet Demir Yolları projesine denk gelmesi nedeniyle müvekkiller mülkiyet tasarruf haklarını kullanamadıklarını, davalı Kurum 04.10.2012 tarihli ve 47 sayılı meclis kararı ile ve bu karara müvekkillerinin itirazı ile 03.01.2013 tarihli ve 26 sayılı meclis kararı ile 2745 ada 4 nolu müvekkiller parselinden tekrardan ek imar revizyon planı ile yol genişletme gerekçesiyle ikinci defa müvekkiller parselinin paftası değiştirilerek %27,6 oranında kesinti yapıldığını, Şanlıurfa Kadastro Müdürlüğü 05.08.2015 tarihli cevabi yazısında ... Belediye Başkanlığının tekrardan %27,6 oranındaki kesinti talebini 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesine aykırı bularak reddedildiği, ancak Şanlıurfa Kadastro Müdürlüğü ... Belediyesinin aynı talep içerikli müvekkiller parselinden %27,6 oranında kesinti talebinin Mart 2021 tarihinde kabul edilerek gerçekleştirildiği, bu ikinci kesintiyle birlikte müvekkiller parselinden %51,6 oranında kesinti yapılıldığı, müvekkiller parseli 9990 m² den 7228 m²ye düştüğü, bu nedenle dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğini, davanın kısmen reddi kararını kaldırılarak ıslah talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiğinin ileri sürmüştür.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza 3194 sayılı Kanun'un 18 ve 19 uncu maddeleri uyarınca imar uygulama işlemi yapıldığını, bu nedenle bilirkişi raporlarında el atıldığı iddia edilen A ve B kısımlarının imar uygulama işlemi ile herhangi bir el atmasının olmayacağını gösterdiği, imar uygulama işlemi öncesi bilirkişi raporunda el atıldığı belirtilen A ve B kısımlarının düzenleme ortaklık payı kapsamında kesilen alanda kaldığının anlaşıldığını, bilirkişilerce taşınmazın değerinin belirlenmesinde emsal alınan taşınmaz ile dava konusu taşınmazın özelliklerinin aynı olmadığını, eksik inceleme ile metrekare birim fiyatının fahiş belirlendiğinin ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşınmazın, 362 nolu kök parselin ifrazı ile oluştuğu, taşınmazın 24.02.2002 tarihli ve 150 sayılı encümen kararı dışında da imar düzenlemesi gördüğü, ancak tapu tescil işlemlerinin yapılmamış olduğu, dava tarihi itibarıyla tapu tescil işlemleri kesinleşmediğinden, düzenleme ortaklık payı kesintisinin de kesinleşmemiş olduğu, dava tarihi itibarıyla ikinci defa düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadığı, fiilen el atılan kısım ile rızaen yola terk edilen kısımlarla ilişkin olarak 21.09.2020 tarihli fen bilirkişi raporunda mevcut durumda yol ve kaldırım olarak fiilen el atılan kısımlar ile evvelce yola rızaen terk edilen kısımların örtüşmediğinin tespit edildiği, uydu görüntüleri tespitleri neticesinde el atma işleminin 04.11.1983 tarihinden sonra 2006-2011 yılları arasında olduğu tespit edildiği, arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinde ve fiili durumda yol ve kaldırım olarak el atılan 391,95 m² kısımda davacı paylarının karşılığının davalı idareden tahsiline ilişkin mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmeyerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri istinaf sebebleri tekrar ederek kararın bozulması talebi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebebleri tekrar etmiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi kararında yapılan tashihin usul hükümlerine aykırı olarak yapıldığını, dava dilekçesinde belirtilen talep aşılmak suretiyle fiili el atma incelemesi yapılarak hatalı karar verildiği, tapu kaydındaki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması talebi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesinin altıncı fıkrası.
5. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci ve 35 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakameleri Kanunu’nun 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsımı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; evveliyatında 362 parsel sayılı taşınmazın ... Belediye Encümenin 24.04.2002 tarihinde 3194 sayılı Kanun'un 15 ve 16 ncı maddeleri uyarınca yapılan parselasyon ile yol ve park alanları bedelsiz terkin ettirilerek 9990,33 metrekare yüzölçümlü dava konusu 2745 ada 4 parsel olarak ve tren yolu arsası olarak özgüllenerek tapuya tescil edildiği, 03.01.2013 tarihli ve 26 sayılı Belediye Meclis kararı ile yapılan imar planı revizyonu ile demiryolu güzergahı değiştirilerek konut ve hafif raylı sistem olarak planlandığı, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 04.12.2014 tarihinde onaylanan ... Belediye Encümeninin 22.10.214 tarih ve 192 sayılı kararı ile 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi gereğince yapılan uygulama Kadastro Müdürlüğünce uygun görülmediğinden kesinleşmediği, dava tarihinde davalı idarece yol ve kaldırım yapılmak suretiyle dava konusu taşınmaza el atıldığı, yargılamanın devamında Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Encümeninin 17.12.2020 tarihli kararı ile onaylanan ... Belediye Encümen'nin 19.11.2020 tarihli ve 330 sayılı kararı gereğince yapılan parselasyon işlemi ile dava konusu taşınmazdan %27,6 oranında düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle 7228,01 metrekare yüzölçümlü olarak aynı yerde 6843 ada 1 parsel olarak 06.05.2022 tarihinde davacılar adına tapuya tescili sağlandığı, sonrasında 1 parsel ifraz edilmek suretiyle davacıların paylarının 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlara gittiği anlaşılmıştır.
5. Buna göre; dava konusu taşınmazın yapılan imar uygulaması sonrası şuyulandığı 6843 ada 1 parselin ifrazıyla oluşan 6843 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar başında fen bilirkişisi marifetiyle keşif yapılıp davalı idarece fiilen el atılıp atılmadığı tespit edilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
6. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 3194 sayılı kanun'nu 18 inci maddesi gereğince, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınamadığı gibi, oranı da %40'ı geçemez. Dava konusu 2745 ada 4 parsel ... Belediye Encümenin 24.04.2002 tarihinde 3194 sayılı Kanun'un 15 ve 16 ncı maddeleri uyarınca yapılan parselasyon ile yol ve park alanları bedelsiz terkin ettirilerek oluştuğundan davalı idarece 19.11.2020 tarihinde yapılan ikinci imar uygulamasında kanuna aykırı olarak ikinci kez düzenleme ortaklık payı kesildiğinden kamulaştırmasız el atıldığının kabulü ile davacıların tapu kaydındaki payları oranında karşılığına hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.
7. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla kanun hükümlerine uygun ise de dava konusu taşınmaz imar parseli olduğu halde yazılı gerekçe ile ayrıca %16,019 oranında düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle metrekare birim fiyatının eksik tespiti bozmayı gerektirir.
8. Dosya içindeki tapu kayıtlarına göre; davacılardan ... ile ... dava konusu taşınmazdaki paylarını davacılardan ...'ye satıp devrettikleri davada aktif husumet ehliyetleri kalmadığı halde haklarında hüküm kurulması da yerinde değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Taraflar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 8.400,00 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye, 8.400,00 TL vekâlet ücretinin de davalı idareden alınarak davacılara verilmesine,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.