"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/980 Esas, 2023/793 Karar
KARAR : Esastan ret/ Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/28 Esas, 2021/81 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davacı idare yönünden esastan reddine, davalı yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, ... Mahallesi 124086 ada 34 (eski 10) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın gerçek değerinin ödenmesi gerektiğini, taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, objektif değer artışı oranının uygulanmasını ve arta kalan alanda değer düşüklüğü olduğunun kabulü gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; yöreye uygun münavebenin uygulanmadığını, kapitalizasyon faiz oranının yanlış objektif değer artışı oranının yüksek uygulandığını, arta kalan alanda değer azalışının bulunmadığını, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, daha yüksek oranda objektif değer artışının uygulanması gerektiğini, münavebenin hatalı alındığını, verilerin uygun olmadığını arta kalan alanda aşırı değer kaybı oluştuğunu, düşük değer azalışına hükmedildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına alınan resmi tarım verileri ile Dairemiz ve Yargıtay denetiminden aynı bölgeden, aynı kamulaştırma kapsamında geçen dava dosyalarında aynı nitelikteki taşınmazlar yönünden 2020 değerlendirme tarihi itibarıyla buğday fiyatının 1,65 TL, saman fiyatının 0,90 TL ve bostan fiyatının 1,50 TL, buğday giderinin 293,72 TL, bostan giderinin 686,05 TL alınmak suretiyle değer biçildiğinden dava konusu taşınmaza da aynı değerlerin uygulanması, dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özellikleri ve parsel sorgulama uygulamasından gözlenen konumu ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları doğrultusunda aynı yerden aynı kamulaştırma sebebiyle geçen komşu taşınmazlara uygulanan objektif değer artış oranları da gözetilerek yeknesaklık ilkesi de nazara alındığında objektif değer artış oranının % 100 olması gerektiği kabul edildiğinden, bu oranda objektif değer artışı uygulanması, dava konusu taşınmaz üzerindeki irtifak haklarının, taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak taşınmazın değerine olan olumsuz etkisinin %1’i geçemeyeceği gözetilerek hesaplanması yönünden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve duruşmalı yapılan inceleme sonucunda ek rapor doğru görülmüş, kamulaştırma bedelinin 490.629,19 TL olduğunun tespitine karar verildiğini, bu bedelden mahkemece hükmedilen kısmın mahsubu sonucunda fark 196.701,74 TL bedelin bloke edilmesi için davacı idareye süre verilmiş, süresi içerisinde bedel bloke edilerek makbuzu da dosyaya sunulduğundan bu doğrultuda davacı idare vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine, davalı vekilinin istinaf itirazlarının açıklanan yönlerden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, resmi verilere uyulmadığını, değer düşüklüğü hesaplanmamasının kanuna aykırı olduğunu, aşırı oranda değer kaybı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 12 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak; dava konusu taşınmazın konumu, yola ve yerleşim yerine mesafesi nazara alındığında hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen çıplak birim değerine %100 oranında objektif değer artışı uygulanmak ve kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer azalışının, %10 kabul edilmek suretiyle adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.