Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6038 E. 2024/1847 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalılar lehine işleyecek yasal faizin başlangıç tarihi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazlarla karşılaştırma yapılarak dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesinde isabetsizlik görülmediği, ancak ilk karar tarihinde tespit edilen bedel ile son karar tarihinde tespit edilen bedel arasındaki fark ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının geriye yürümeyeceği ilkesi gözetilerek, faiz hesaplamasının düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/579 Esas, 2023/24 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş ili, Onikişubat ilçesi, ... Mahallesi 6608 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesine özetle; fazlaya ilişkin her türlü yasal haklarının saklı kalması kaydı ile açıkladıkları itirazlarının kabulü ile itirazları dikkate alınarak dava konusu taşınmazın arsa birim fiyatlarının değerlendirilmesini, mahkemece oluşturulacak bilirkişi marifetiyle taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesini, tespit edilecek arsa değerine acele el koyma tarihi itibari ile en yüksek faiz oranına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.12.2015 tarihli ve 2015/963 Esas, 2015/1059 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 17.12.2015 tarihli ve 2015/963 Esas, 2015/1059 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, emsal taşınmazlar ile dava konusu taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerine göre fark oranı tespit edildikten sonra, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınan emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle karşılaştırma yapılmadan, emsallerin daha değerli olduğu kabul edilerek soyut ifadelerle taşınmazın metrekare birim fiyatına 325,00 TL olarak değer biçildiğinden bu rapora göre hüküm kurulması mümkün olmadığı ve davacı idare ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı olduğu halde, karar başlığında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yazılması doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 01.11.2018 tarihli ve 2017/309 Esas, 2018/449 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 01.11.2018 tarihli ve 2017/309 Esas, 2018/449 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; aynı kamulaştırma kapsamında dava konusu taşınmaza yakın konumda ... Mahallesi 6608 ada 7 parsel sayılı taşınmaz için Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/658 Esas, 2019/43 Karar sayılı dosyasında 23.02.2015 değerlendirme tarihi itibarıyla 454,14 TL/m²; yine Barbaros, Mahallesi 6608 ada 8 parsel sayılı taşınmaz için Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/660 Esas, 2019/44 Karar sayılı dosyasında 23.02.2015 değerlendirme tarihi itibarıyla 461,27 TL/m² birim fiyatı takdir olunmuş bu bedeller üzerinden verilen kararlar Dairemiz denetiminden geçmiştir, bu nedenle belirtilen dosyalar getirtilerek, bu metrekare fiyatından ayrılma nedenleri konusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması, hükmedilen bedele ilk karar tarihine kadar faiz yürütülmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 30.11.2020 tarihli ve 2020/4 Esas, 2020/271 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 30.11.2020 tarihli ve 2020/4 Esas, 2020/271 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davacı idare tarafından tanzim edilen 08.06.2015 tarihinde kıymet takdir raporunda; dava konusu taşınmazın metrekaresine 250,00 TL değer biçildiği, yine aynı taşınmaza 10.11.2014 tarihli acele el koyma dosyasında 250,00 TL değer biçildiği halde dava tarihi itibarıyla bilirkişi kurulunca taşınmazın metrekaresine 254,21 TL fiyat biçilmesi nedeniyle rapor inandırıcı olmadığı ve davacı idare harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 11.01.2023 tarihli ve 2021/579 Esas, 2023/24 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın gerçek değerinin çok üzerinde bedel tespit edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; aynı kamulaştırma kapsamında arsaların metrekare birim fiyatlarının 650 - 700 TL civarında belirlendiğini, Kurtuluş Mahallesinde metrekare satış bedelleri 4.000 TL ila 8.000 Tl civarında satışların yapıldığını, dava konusu taşınmaz bedelinin gerçek bedelinin altında bedel belirlendiğini, dava dört ay içinde sonuçlanamadığından belirlenen bedele en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaz ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir.Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

4. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. İlk kararla tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile kalan bedele dava tarihinden dört ay sonrasından ilk karar tarihine kadar; ikinci ve üçüncü kararla tespit edilen bedellerin ilk kararla tespit edilen bedelden az olduğu gözetilerek son kararla tespit edilen bedelden ilk kararla tespit edilen bedelin mahsubuyla kalan bedele son karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde faize hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin 7 nci bendi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Taraf vekillerinin temyiz taleplerinin kısmen kabulü ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasının "1" numaralı bendinin "C-D-E" bentlerinin hükümden çıkartılmasına yerine "ilk kararla tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile kalan 22.719,00 TL'ye dava tarihinden dört ay sonrası olan 11.11.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 17.12.2015 tarihine kadar; son kararla tespit edilen bedelden ilk kararla tespit edilen bedelin mahsubuyla kalan 40.200,51 TL'ye 11.11.2015 tarihinden son karar tarihi olan 11.01.2023 tarihne kadar faiz işletilerek tespit edilen bedelin davacı kurumdan tahsili ile davalılara hisseleri oranında ve müteveffa mirasçılarına veraset ilamındaki hisse ve payları oranında ödenmesine, " cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

19.02.2024 tarihinde oy çokluğuya karar verildi.

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasını gerektirecek şekilde Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (davalılar vekilinin 20.02.2021 tarihli temyiz dilekçesindeki; “En yüksek faizin uygulanmasına” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen “Düzeltilerek onama kararı”nın “Değerlendirme” bölümünün 3 No’lu bendinde yazılı olan gerekçesine ve bu yönüyle de düzeltilerek onama kararına açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 19.02.2024