Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6591 E. 2024/816 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsiline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararına uyularak hükmedilen bedelin tespitinde ve davalı idareden tahsilinde hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/269 Esas, 2023/870 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu İstanbul ili, Çatalca ilçesi, ... Mahallesi 202 ada 83 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırılmadığı halde fiilen yol olarak kullanmak suretiyle taşınmaza el atıldığını, bu nedenle taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Kuzey Marmara Otoyolu bağlantı yollarından oluşan proje kapsamında 19.08.2016 tarihli ve 2016/192 sayılı kamu yararı kararı ile kamulaştırılmasına karar verildiğini, dava konusu taşınmaz hakkında kamulaştırma bedelinin tespiti istemi ile Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2019/94 Esas sayılı dosyasında bedel tespiti ve tescili davası açıldığını ancak tespit edilen kamulaştırma bedeli bloke edilemediğinden davanın reddine karar verildiğini, verilen kararın 29.10.2019 tarihinde kesinleştiğini, öncelikle davanın reddine karar verilmesini, kabul kararı verilecek ise acele el koyma dosyasında ödenen bedelin dikkate alınması gerektiğini, dava konusu taşınmazın tapu kaydında vakıf, haciz, ipotek irtifak gibi takyidat olup olmadığının tespit edilmesini ve söz konusu takyidatların kamulaştırma bedeline yansıtılması ile tapu kaydına dava sonuna kadar tedbir konulmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 18.04.2021 tarihli ve 2020/304 Esas, 2021/296 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 15.04.2021 tarihli, 2020/304 Esas, 2021/296 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.06.2022 tarihli ve 2021/1200 Esas, 2022/1027 Karar sayılı kararıyla dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin, taşınmazın bir kısmına yol yapılmak suretiyle el atıldığı gözetilerek davalı idareden tahsil edilmesinin doğru olduğunu, bu hususta taraf vekillerinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini; ancak dava konusu taşınmazın el atmadan arta kalan 10.498,71 m²lik kısmının yüz ölçümü ve yol ile bağlantısının devam ettiği de dikkate alınarak el atmadan arta kalan kısım için değer düşüklüğü oluşmayacağı kanaatine varıldığından %7 oranındaki değer düşüklüğü bedeli kaldırılarak ve taşınmazın değeri dava tarihi itibarıyla belirlendiğinden hükmedilen bedelin tamamına dava tarihinden faiz işletilmesi gerektiğinden ve harç yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 09.06.2022 tarihli ve 2021/1200 Esas, 2022/1027 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bozma ilamı ile; dava konusu taşınmazın Kuzey Marmara otoyolu kapsamında 6.256,29 m²lik kısmının kamulaştırıldığı, arta kalan ve A harfi ile gösterilen 10.498,71 m²lik kısmının yol kenarında olmakla birlikte otoyol kamulaştırması nedeniyle kullanımının kısıtlandığı, parsel sorgu sisteminden yapılan incelemede otoyol yapımı nedeni ile kot farkının oluştuğu, arta kalan kısmın konumu, yüzölçümü ve geometrik durumu nazar alındığında, bilirkişi kurulundan makul düzeyde değer düşüklüğü belirlenmesi yönünden rapor alınması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve el atma tazminatının davalı taraftan tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; özetle tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, dava konusu taşınmaz ile somut emsal arasında gerekçeli ve somut sebeplere dayalı bir mukayese yapılmadığını, taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, kuru tarım arazisi niteliğinde olduğunu, kalan alanda değer kaybı olmayacağını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2.İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “...Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3.Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın, bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ile sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.