Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6985 E. 2024/2123 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tapudan yol olarak terkini davasında, belirlenen bedelin ve yasal faiz ile vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın arazi niteliğinde olduğu ve değerinin doğru hesaplandığı, ancak yasal faiz başlangıç ve bitiş tarihleri ile fazla yatırılan bedelin iadesi ve vekâlet ücretine hükmedilmesi hususunda hatalar bulunduğu gözetilerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/95 Esas, 2017/50 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekili ile bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Erzurum ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece 05.03.2014 tarihli ve 2013/109 Esas, 2014/61 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, dava konusu taşınmaza ilişkin imar durumu yeniden sorulup mahallinde tekrar keşif yapılarak taşınmazın mücavir alanda ve meskun mahalde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yarararlanmadığı, mahkeme gözlemi de zapta geçirilmek sureti ile taşınmazın arsa niteliğinde olup olmadığı tespit edildikten sonra, taşınmazın arsa olduğunun anlaşılması halinde emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilmesi, taşınmazın arazi niteliğinde olduğunun tespiti halinde ise olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla taşınmazın değerinin tespit ile taşınmazın konumu, geometrik durumu, kullanım şekli ve bilirkişi raporundaki özellikleri dikkate alınarak objektif değer artırıcı unsur ilavesi de yapılmak sureti karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 20.01.2016 tarihli ve 2015/62 Esas, 2016/9 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ile bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, değerlendirme dava tarihi itibarıyla yapılacağından dava konusu taşınmaza değerlendirme tarihi olan 2013 yılı resmi verileri getirtilerek bu verilere göre değer biçilmesi gerektiği halde, 2012 yılı resmi verileri esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin 08.11.2017 tarihli 2016/95 Esas, 2017/50 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve fazla yatırıldığı anlaşılan 74.250,00 TL kamulaştırma bedelinden, kamulaştırma bedeli olarak belirlenen 83.200,00 TL'nin 05.01.2014 tarihinden karar tarihi olan 07.03.2014 tarihine kadar işleyecek yasal faizi düşüldükten sonra tespit edilecek miktarın bankadan çekildiği andan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tapudaki hisseleri oranında alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ile bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; masraflar düşük alınarak yüksek bedel belirlendiğini, objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin düşük olduğunu, dava konusu taşınmaza arsa olarak değer biçilmesi gerektiğini ve müvekkili lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalılar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti ve tapudan yol olarak terkini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 rarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ve 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare ve bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Tespit edilen bedele 06.01.2014 tarihinden ilk karar tarihi olan 05.03.2014 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine ve davacı idarece fazla depo edilen bedelin varsa işlemiş nemalarıyla birlikte davacı idareye iadesine karar verilmesi gerekirken, yasal faiz başlangıç ve bitiş tarihlerinin hatalı gösterilmesi ve fazla depo edilen bedelin yasal faiziyle davacı idareye iadesine karar verilmesi doğru değildir.

5. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.

6. Bir kısım davalılar kendisini vekille temsil ettirdiği halde lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerinde değildir.

Ne var ki bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekili ile bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekili ile bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının;

a) (2) numaralı bendi hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “Tespit edilen kamulaştırma bedeline 06.01.2014 tarihinden ilk karar tarihi olan 05.03.2014 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine ve davacı idarece fazla depo edilen 74.250,00 TL bedelin davalı tarafından bankadan çekilmişse varsa ödenen nemaları ile birlikte davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, bedel alınmamışsa fazla yatan bedelin işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine,” cümlesinin yazılması,

b) Davacı idare lehine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkin (6) numaralı bendi hükümden çıkartılarak, yerine “Davalılar ... ve ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.980,00 TL vekâlet ücretinin davacı idareden alınarak adı geçen davalılara verilmesine,” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalılardan ... vd.'den peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.