Logo

5. Hukuk Dairesi2023/6988 E. 2024/1000 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve kamulaştırmadan arta kalan kısmın sulama imkanının ortadan kalkması nedeniyle değer kaybı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırmadan arta kalan kısmın sulanması için yeni kuyu açma imkanının bulunup bulunmadığının tespiti için yapılan incelemede, bölgenin yeraltı suyu bakımından zayıf olması ve yeni kuyu açılsa dahi yeterli su çıkmama riskinin yüksek olması gözetilerek, daha önce belirlenen kamulaştırma bedeli ve değer azalışı bedeli üzerinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2679 Esas, 2023/1359 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Elmadağ ilçesi, ... Mahallesi 248 parsel (yenileme ile 109 ada 51 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için acele kamulaştırma dosyasında belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazda ceviz bahçesi ve üzüm bağı bulunduğu halde mevcut ağaç ve asma sayısının tespit edilmediğini, kamulaştırılacak kısımda sulama amaçlı ruhsatlı artezyen kuyusu bulunduğu hâlde bu kuyunun dikkate alınmadığını, bu hususların tespiti için Elmadağ Sulh Hukuk Mahkemesinde açtıkları tespit davasına ait raporda taşınmazın tamamında asma ve çeşitli meyve ağaçlarının dikili olduğu, kamulaştırılan bölümde de 4 adet kayısı, 1 adet elma, 4 adet şeftali, 1 adet erik, 30 adet ceviz, 2 adet kestane ağacı ile 235 adet asma ağacının olduğunun ve taşınmaz üzerinde damlama sulama sistemi ve kuyu bulunduğunun tespit edildiğini, taşınmazın kamulaştırılan kısmının değeri ile kamulaştırılan kısımda kalan sulama kuyusunun kullanılamaması nedeniyle arta kalan kısımda oluşacak değer azalışı bedeline hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.02.2022 tarihli ve 2020/869 Esas, 2022/161 Karar sayılı kararı ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza kapama bağ olarak değer biçilirken periyodik sabit gelirlerin kapitalizasyon metodu uygulandığı anlaşıldığından dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmında hangi tür ve sayıda ağaçların bulunduğu saptanıp kapama karışık meyve bahçesi ya da kısmen bağ veya ceviz bahçesi olup olmadığı araştırılması, taşınmaza kapama bahçe niteliği veren ağaçlar dışındaki ağaçlara ayrıca maktuen değer biçilmemesi, dava konusu taşınmazın daha önceden içinde bulunan kuyu ile sulanmakta iken kamulaştırma ile arta kalan kısmın kuru tarım arazisine dönüştüğü belirtilerek, bu nedenle kuyuya ayrıca değer biçildiğinin belirtildiği anlaşılmakla arta kalan kısmın sulu tarım arazisi iken belirlenecek değeri ile kuru tarım arazisi haline dönüşmesi durumunda belirlenecek değeri arasındaki farkın hesaplanarak, bulunacak miktarın değer azalışı olarak kabul edilip kamulaştırılan bölüm bedeline eklenmek suretiyle, ayrıca taşınmaza sulu niteliğini kazandıran sulama amaçlı kullanılan kuyu için ayrıca değer tespit edilmemesi suretiyle yeniden hesaplama yapılması için Dairece bilirkişi kurulundan ek rapor alındığı, alınan ek raporun yöntem itibarıyla doğru olduğu, ancak taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan ve 109 ada 49 parsel numarasını alan kısmının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uygulaması nedeniyle yüzölçümünün 41.042,87 m² olduğu gözetilmeden, kalan kısmın değer kaybı hesabının 41.709 m² yüzölçümü üzerinden yapıldığı ve Dairece buna göre bloke kararı verildiği, ayrıca karar kesinleştiğinde ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesapta bloke edilen bedelin işbu karar tarihine kadar işlemiş nemalarıyla birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 09.02.2022 tarihli ve 2020/869 Esas, 2022/161 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bilirkişi raporunda kamulaştırılan alanda kalan su kuyusunun kapanması nedeniyle aynı taban suyu seviyesine sahip olan arta kalan kısmın herhangi bir yerinde yeniden su kuyusu açılması imkânının bulunduğu belirtilerek arta kalan kısım için değer azalışı bedeli yerine su kuyusunun bedelinin hesaplandığı, buna karşılık Bölge Adliye Mahkemesince aldırılan ek rapor ile taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının kuru arazi niteliğine dönüştüğü dikkate alınarak, sulu arazi değeri ile kuru arazi değeri arasındaki farkın hesaplanmak suretiyle değer azalışı bedeli olarak hüküm altına alındığının anlaşıldığı, bu kapsamda taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmında yeni bir kuyu açma imkânı bulunup bulunmadığı hususunun aralarında hidrojeoloji konusunda uzman bir bilirkişinin de yer aldığı yeniden oluşturulacak bilirkişi heyeti marifetiyle araştırılarak, kamulaştırmadan arta kalan kısmı sulamaya yetecek su kaynağına sahip kuyu açılmasının mümkün olduğunun tespiti halinde yeni açılacak kuyu bedeli ile kalan kısımdaki değer azalışı karşılaştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yeniden yapılan keşif sonucu alınan raporda kamulaştırmadan arta kalan alanın yeraltı suyu bulundurma kapasitesinin düşük olduğu, dava konusu alanda akifer (su bulunan) niteliğinde birimlerin yer almadığı, davalının gerekli jeolojik ve hidrojeolojik etüt ve inceleme sonunda yeraltı suyu çıkmama riskini göz önüne alarak su sondaj kuyusu açtığını, kırık çatlak ve tabanda kireç taşlarını yakalayarak 2 lt/sn verimli su aldığını, ancak bölgenin yeraltı suyu açısından çok zayıf olduğunu, dava konusu yerde bulunan birimlerin su bulundurma açısından çok zayıf ve yetersiz olup çatlak ve gözeneklerinde çok az su bulundurma potansiyeli olduğundan kuyu açılıp testleri yapılmadan öngörüde bulunma imkânı bulunmadığını, taşınmazın bir kısmındaki kuyuda 2 lt/sn su bulunmasının diğer kısımlarda da bulunacağı anlamına gelmediğini, taşınmazda kamulaştırma yapılmadan önce mevcut olan 2 lt/sn debili kuyunun yerine, kamulaştırmadan arta kalan kısımda aynı derinlik ve çapta açılacak su sondaj kuyusunun DSİ Genel Müdürlüğünün birim fiyatı ve serbest piyasa şartlarına göre açılması ve faaliyete geçirilmesi ile ilgili yaklaşık maliyet hesabının ayrıntılı yapıldığı ve bu miktarın KDV hariç 565.518,64 TL olacağı, ancak bu masrafa karşın sonuçta istenilen miktarda yeterli suyun çıkmaması riskinin de daha fazla olduğunun belirtildiği, bu durumda bozma öncesinde Dairece yapılan yargılama sonrasında kurulan hükmün dosya kapsamına uygun olduğu da gözetilerek bozma öncesinde Dairece alınan raporlarda tespit edilen bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.