"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1714 Esas, 2023/880 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/335 Esas, 2021/432 Karar
Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil davasının yapılan yargılaması sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, ... Mahallesi, 135 ada 20 parsel sayılı taşınmazın idarece kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedelinin yatırıldığını ve noter tebligatının çekildiğini, taşınmaz malikince Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/832 esas sayılı dosyası ile davacı idare aleyhine tezyidi bedel davası açıldığını, mahkeme sonucu hükmedilen bedelin de ödendiğini, tebliğe rağmen tapu malikinin ferağ işlemini yaptırmadığından taşınmazın idare adına tescil edilemediğini, 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesi gereğince dava konusu taşınmazın ... adına tescili ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaşlı ve rahatsız olup tek başına evden çıkma imkanının bulunmadığını, davacı kurum tarafından bu dava açılıncaya kadar tapu devri için bir bildirim yapılmadığını veya yapılan bildirimin müvekkiline ulaşmadığını, tapu devri talebine, bugüne kadar bir itirazı olmadığını, sanki tapu devrinden imtina etmiş gibi bu davanın açıldığını, davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, ayrıca davacı tarafın, hukuki yararı olmadan bir dava açtığını, yargılama giderlerinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının olanaklı olmadığını belirterek, tapu kaydının davacı idare adına tesciline, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmazın davalı adına kayıtlı bulunan tapusunun iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı idare yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde, davalı lehine vekâlet ücretine hükmeder şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, mahkeme kararının düzeltilecek, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin dayandığı gerekçelere göre davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ne var ki emsal Yargıtay kararlarına göre 2942 sayılı Kanun'a göre açılan tescil davalarında, davalıya yargılama giderinin yükletilmemesi, davalının cevap lahiyasında veya en geç ilk oturumda hazır bulunarak davayı kabul ettiğini beyan etmesi halinde mümkün olup dosya içindeki belgelerden; tapu kaydı maliki davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, davayı kabul ettiğine dair beyanda bulunmadığı gibi tapuda tescil için ferağ da vermediği anlaşıldığından, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davayı kabul etmeyen davalı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemiş olması, kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi ve taşınmazın takyidatlardan ari olarak tesciline karar verilmesi gerektiğinden davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini açıkça kabul ettiğimiz halde taraflarına ait olmayan beyanla hüküm kurulduğunu, davacı idare idare lehine hükmedilen vekâlet ücretinin kaldırılarak Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesi uyarınca davacı idare adına tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 359 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un (mülga 24.04.2001 - 4650/21 md.) 17 nci maddesi.
3. 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Ana Kanun’a İşlenemeyen, 24.4.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi ile eklenen Geçici Madde 1 inci maddesi şöyledir:
“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, kamulaştırma kararı alınmış ancak henüz tebligata çıkarılmamış kamulaştırmalarda bu Kanun hükümleri, diğerlerinde önceki hükümler uygulanır.”
4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ( 4721 sayılı Kanun) taşınmazı mülkiyetinin kazanılması başlıklı 705 inci maddesinin ikinci Fıkrası şöyledir:
''Mahkeme kararı, cebr-i icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde mülkiyet tescilden önce kazanılır"
3.Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; 2942 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinin koşulları oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi doğrudur.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın dışında kalan temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Dava dilekçesinin tebliğinden sonra davalı vekili tarafından sunulan dilekçe ile haklarında açılan davayı kabul ettiklerini beyan ettiği gözetildiğinde, aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği hâlde, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4 üncü bendinin hükümden çıkarılarak yerine "Davalının ilk duruşmadan önce davayı kabul ettiği nazara alındığında davacı idare lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına "cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.