"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1864 Esas, 2023/1311 Karar
KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/464 Esas, 2022/342 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin dava değerinin her bir davalının payı yönünden karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olarak belirlenen 8.000,00 TL'nin altında kalması nedeniyle başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 15.05.2023 tarihli ek kararla temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden temyiz incelemesine konu edilen kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda, temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin 15.05.2023 tarihli ek kararının hatalı olduğu anlaşılmakla, kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Eskişehir ili, Tepebaşı ilçesi, ... Mahallesi 578, 582 ve 586 parsel sayılı taşınmazlardaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davacının belirlediği kamulaştırma bedelinin düşük olduğunu, taşınmazlar değerinin daha yüksek olduğunu, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmeyerek, taşınmazların gerçek değerinin verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kapitilizasyon faiz oranının hatalı hesaplandığını, değer kaybında kullanılan oranı kabul etmediklerini, tashih kararı ile vekâlet ücretinin değiştirilemeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davalarında uyuşmazlığın esasını malvarlığının değerinin ne olduğunun yargı kararıyla ortaya çıkarılması, başka bir ifadeyle taşınmazın değerinin mahkeme tarafından belirlenmesinin oluşturduğunu, 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararında “kamulaştırma bedelinin tespiti davalarında kararın taşınmaz maliki bakımından kesinlik sınırının, başka bir deyişle istinaf edilebilir olup olmadığının belirlenmesinde mahkeme tarafından lehine hükmedilen miktarın bir öneminin bulunmadığı” ve “uyuşmazlığın niteliği gereği taşınmaz malikinin istinaf talebinin temel dayanağını mahkeme tarafından kamulaştırma bedeli olarak belirlenen bu miktarın hatalı olduğu, taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığı iddiasının oluşturduğu” ve bu durumun taşınmaz malikinin mülkiyet hakkının ihlaline yol açacağının açıkça belirtildiğini, bu itibarla, yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesi kararının “12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE” ilişkin kararı sadece davalı taşınmaz malikleri yönünden geçerli olduğundan, 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca kamulaştırma davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığını ve yapılan inceleme sonunda; istinaf incelemesine konu edilen dava değeri her bir davalının payı yönünden karar tarihi itibarıyla 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesinin ikinci fıkrasında kesinlik sınırı olarak belirlenen 8.000,00 TL'nin altında olduğundan davacı idare vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz itirazında bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili asıl ve ek karara yönelik temyiz dilekçelerinde kararın kesin olmadığını beyan etmek suretiyle istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak davacı idarenin istinaf dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; istinaf incelemesine konu edilen kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın istinafı olanaklı bulunduğundan, işin esasına girilerek istinaf incelemesi yapılması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf dilekçesinin yanılgılı değerlendirme ile miktardan reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 15.05.2023 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının şimdilik sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373'üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.