"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/606 Esas, 2023/756 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/163 Esas, 2022/45 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin maliki bulunduğu, Muğla ili, Marmaris ilçesi, ... köyü, 1167 parsel sayılı taşınmazın hatalı harita uygulamaları ile ifraz edilerek 1394 parsel sayılı taşınmaz olarak tescil edildiğini, taşınmazın Marmaris Kadastro Mahkemesinin 2002/2 Esas, 2006/9 Karar sayılı ilamı uyarınca orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmazdan ifrazen alınan her iki parçanın turizm alanında olduğundan arsa ve üzerindeki yapılarla değerinin tespit olunarak Hazine tarafından amme alacaklarına uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; Muğla ili, Marmaris ilçesi, ... köyü, Çetibeli mevkiinde bulunan 1167 parsel sayılı taşınmazın 34130 m² yüzölçümü ile davacı ... adına kayıtlı iken, 2/B çalışmaları sonucunda 9500 m²lik kısmı 2/B vasfında olduğundan ifraz edilerek 1394 parsel No.su ile ... adına, yine geriye kalan 1395 parsel sayılı taşınmazda 24633 m² ile aynı kişi adına 09.01.1996 tarihinde tescili yapıldığını, ne var ki orman idaresince ... köyünde kain 1167 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan 1394 parsel sayılı ve 9500 m²lik taşınmazın orman vasfında olduğundan bahisle ve 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılmasına yönelik orman tahdit komisyonu işleminin ve davalı adına olan tapu kaydının iptali istemiyle dava açıldığını, akabinde Marmaris Kadastro Mahkemesinin 09.02.2006 tarihli ve 2002/2 Esas, 2006/9 Karar sayılı kararıyla, söz konusu taşınmazın 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılmasına yönelik orman tahdit komisyonu işleminin ve davalı adına olan tapu kaydının iptali ile parselin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini, karar 22.01.2008 tarihinde kesinleşmiş olup tapuda hükmen tescilinin yapıldığını, görüldüğü üzere dava konusu taşınmaza ilişkin olarak Marmaris Kadastro Mahkemesinin kesinleşmiş ilamının bulunduğunu belirterek haksız ve yersiz yere açılan işbu davanın reddine ve yargılama giderleri ile avukatlık vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama sırasında eksik olarak belirtilen hususlara itiraz edilmiş olmasına rağmen değerlendirme yapılmadığını, müvekkilinin yanlış ölçümleme ve yetersiz bilirkişi raporu nedeni ile de taşınmazın bir kısmını kaybettiğini, mahkemece deliller tam olarak toplanmadan yeterli araştırma yapılmadan karar verdiğini, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin, 13.01.2016 UYAP kayıt tarihli dilekçesi ile 14.01.2016 tarihli oturuma yönelik mazeret talebinde bulunduğu, oturuma katılan ... İdaresi vekilinin davacı tarafça takip edilmeyen davayı takip etmeyeceklerini imzası ile beyan ettiği, İlk Derece Mahkemesince 14.01.2016 tarihli oturumun (2) nolu ara kararı ile dosyada tebliğ işlemine yönelik gider avansı bulunmadığından ve davacı vekilinin mazeretinin belgeye dayanmaması nedeniyle, davacı vekilinin mazeretinin reddine; (1) nolu ara kararı ile de söz konusu oturuma yönelik davalı Hazine vekilinin de mazeretinin reddine karar verilerek davanın, 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesi uyarınca yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği; davacı vekilince 21.01.2016 tarihli dilekçesi ile davayı yenilediği ve davacı vekilinin vekilliğinden çekildiğini, davacı asile duruşma günü tebliğini istediği, bunun üzerine İlk Derece Mahkemesince çekilen davacı vekilinin davayı yenileme talebinin kabulüne yönelik 15.02.2016 tarihli tensip tutanağı düzenlendiği, tutanağın (2) No.lu ara kararı uyarınca, davacı asıla tebliğe çıkarıldığı, davacı asılın 15.02.2016 tarihli yenileme tensip tutanağı doğrultusunda verilen 16.06.2016 tarihli duruşmaya bizzat katıldığı, 16.06.2016 tarihli duruşmanın keşif talebinin değerlendirilmesi yönünde davanın duruşmasının 29.09.2016 tarihine talik edildiği, davacı asılın 26.09.2016 tarihli dilekçesi ile, mazeret talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince 29.09.2016 tarihli oturumun (1) nolu ara kararı uyarınca, davacının mazeretinin kabulüne karar verilerek duruşmanın 27.12.2016 tarihine talik edildiği, davacı asıla 27.12.2016 tarihli oturuma yönelik duruşma gün ve saatini belirtir tebligatın, "adreste bulunmaması nedeniyle eşi ... isim ve imzasına", 11.10.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, 27.12.2016 tarihli oturumda, davacının duruşmaya gelmemesi, duruşmaya katılan davalı Hazine vekilinin de davayı takip etmeyeceklerini beyan etmesi üzerine, davanın 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesi uyarınca dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı asılın 17.01.2017 tarihli dilekçesi ile davasının ikinci kez yenilediği bu dilekçesine istinaden oluşturulan 17.01.2017 tarihli yenileme tensip tutanağı ile duruşmanın 22.03.2017 tarihine talik edildiği, 17.01.2017 tarihli yenileme tensip tutanağının (2) nolu ara kararı uyarınca davacı asıla, 22.03.2017 tarihli duruşma gün ve saatini belirtir tebligatın "adreste bulunmaması nedeniyle işçisi ... isim ve imzasına", 26.01.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, 22.03.2017 günlü oturumda, davacının duruşmaya gelmemesi, duruşmaya katılan davalı ... vekilinin ve davalı ... İdaresi vekilinin de davayı takip etmeyeceklerini beyan etmeleri üzerine, davanın 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesi uyarınca dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı asılın 17.04.2017 tarihli dilekçesi ile davasının üçüncü kez yenilediği bu dilekçesine istinaden oluşturulan 17.04.2017 tarihli yenileme tensip tutanağı ile duruşmanın 05.07.2017 tarihine talik edildiği, davanın ilk kez 14.01.2016 tarihli oturumda müracaata bırakıldığı, akabinde 27.12.2016 tarihli oturumda ikinci kez müracaata bırakıldığı ve daha sonra da 22.03.2017 tarihli oturumda üçüncü kez müracaata bırakıldığı görülmüş, 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinin altıncı fıkrası kapsamında değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesince istinafa konu kararı ile davanın ilk yenilemeden sonra iki kez takipsiz bırakıldığından bahisle açılmamış sayılmasına yönelik verilen kararda usul ve kanuna aykırılık görülmemiş olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
4. 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan aşağıda yazılı kalan harcın istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.