"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1209 Esas, 2023/1373 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/580 Esas, 2023/124 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacı ... haricindeki davacılar yönünden hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, işbu davacılar yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idare vekilinin, davacı ... ile ilgili olarak gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, Balaç Mahallesi, 9371 ada 2 parsel sayılı davacıların hissedarı olduğu taşınmazın davalı idare tarafından imar planında "okul alanı" olarak ayrılması suretiyle kamulaştırma yapılmadan taşınmaza hukuken el atıldığını, davacıların mülkiyet hakkının kısıtlandığını ileri sürerek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaza fiili el atmanın söz konusu olmadığını, hukuki el atma nedeniyle açılacak davalarda ise görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu, imar planında okul alanı olarak ayrılan taşınmazların Hazine adına tescil edileceğini, davalı ... Bakanlığına tahsis edilmesi için herhangi bir bedel ödenmediğini, yine ilgili mevzuat hükümleri gereğince eğitim alanlarının kamulaştırma işlemlerinin mücavir alan sınırları içinde Belediyece yürütüleceğini, bu işlemlerin yapılmaması nedeniyle kişilerin mağduriyete uğraması durumunda söz konusu mağduriyeti giderecek olan kurumun Belediyeler olduğunu, tüm bu nedenlerle davalı idare aleyhine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın yasal hak düşürücü süre içerisinde de açılmadığını, zamanaşımına uğradığını savunarak reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bedeline hükmedilen davacılar payının tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı idareye husumet yöneltilemeyeceğini, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, bilirkişi raporunun usul ve kanuna aykırı olup hükme esas alınamayacağını, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, zamanaşımına uğradığını, ıslahla artırılan kısım için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, hüküm altına alınan bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının doğru olmadığını, davacılar lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın imar planında " okul alanı " olarak tahsis edildiği, ancak taşınmaza fiilen el atılmadığı, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 10 uncu maddesi amir hükmü uyarınca, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde tahsis edilme amacına uygun olarak kamulaştırılmaması halinde, malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanacağından taşınmaz bedelinin ödenmesi gerektiği, buna göre davaya konu taşınmaza hukuken el atılmış olmakla, davalı idareye husumet yöneltilerek işin esasına girilip, emsal karşılaştırması yapılması suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) Ek Madde-1 inci maddesi:
“Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile)” (EK cümle: 16.11.2022-7421/3 md.) "Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması hâlinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adlî yargıda görülür."
3. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamında yer alan fen bilirkişi raporundan, keşif tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, taşınmazın 15.06.2000 onay tarihli imar planında "okul alanı" olarak ayrıldığı ve uzun yıllardan beri kamu hizmetine tahsis edilmiş olması nedeniyle, fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığı kabul edilip, 2942 sayılı Kanun'un Ek 1 inci maddesindeki düzenleme de gözetilerek kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü doğru görülmüştür.
3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza değerlendirme tarihi olan 21.07.2022 tarihi itibarıyla 6.186,00 TL/m2 değer biçildiği; dava konusu taşınmazın diğer paydaşları tarafından açılan ve Dairemizin 11.09.2023 tarihli ve 2023/891 Esas, 2023/6975 Karar sayılı ilamı ile onanan ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2022/2713 Esas, 2022/3222 Karar sayılı dava dosyasında taşınmaza 05.01.2022 değerlendirme tarihi itibarıyla 2.940,00 TL/m2 değer biçildiği; yine taşınmazın bir başka paydaşı tarafından açılan ve Dairemizin 16.10.2023 tarihli ve 2023/2811 Esas, 2023/9018 Karar sayılı ilamı ile onanan ... Bölge Adliye Mhakemesi 6. Hukuk Dairesinin 2022/2763 Esas, 2022/3367 Karar sayılı dava dosyasında taşınmaza bu kez 04.12.2020 değerlendirme tarihi itibarıyla 1.539,40/m2 değer biçildiği anlaşılmış olup; paydaş dosyalarında belirlenen taşınmazın birim metrekare değeri nazara alındığında, rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
6. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak raporun sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
7. Kabule göre de; 26.11.2022 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek madde 4 ile ''Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.'' hükmü getirildiğinden maktu harca ve Dairemizin yerleşik uygulamaları gereği de maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı idare vekilinin ... haricindeki davacılara ilişkin temyiz istemi yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı idare vekilinin davacı ...'e ilişkin temyiz istemi yönünden;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.