Logo

5. Hukuk Dairesi2023/7790 E. 2024/1336 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmaz için belirlenen bedelin tespiti ve davalıya ödenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, kamulaştırma bedelinin taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak hesaplanmasının ve hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalıya ödenmesinin hukuka uygun olduğuna dair karar vermesi, usul ve kanuna uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1936 Esas, 2023/1074 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/492 Esas, 2022/343 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Silivri ilçesi, ... Mahallesi 3260 ada 105 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer azalışının %50 oranını aştığı değerlendirilerek arta kalan kısmın tamamının bedelinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, bitişik 3260 ada 62 parsel sayılı taşınmazın da müvekkiline ait olduğunu ve kamulaştırma sonrasında bu iki taşınmaz ayrıldığı gibi kadastral yollarının da ortadan kalktığını, taşınmazın bulunduğu bölge çevresinin teşekkül tarzı, gelişmişlik oranı, bu bölgeye olan talepler ve bu talepler sonucu oluşan değerler, ana merkezlere uzaklığı gibi genel özellikleri ile belediye ve ulaşım hizmetlerinden yararlanma oranı gibi objektif özellikler ve serbest piyasa alım-satım rayiçleri de dikkate alınarak taşınmazın kıymetinin takdir edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, münavebeye dahil edilen kavun ürününde verim miktarının ortalamanın üzerinde alındığını, Silivri İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü resmi veri listesinde gösterilen net gelirden daha yüksek tutarların gelir olarak kabul edildiğini, dava konusu taşınmaz için uygulanan objektif değer artışı oranının yüksek olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında her ne kadar %150 oranında objektif değer artışı uygulandığı belirtilmişse de tespit edilen kamulaştırma bedelinin %175 oranında objektif değer artış oranı uygulanarak hesaplandığını, kamulaştırmadan arta kalan alan için değer azalışı oranının fahiş miktarda uygulandığını ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, dava konusu taşınmaz ile ona bitişik konumda bulunan 3260 ada 16 parsel sayılı 16.067,00 m² yüzölçümüne sahip taşınmazın müvekkili tarafından aralıklarla satın alındığını, her iki arazinin yola sahip olduğunu ancak kamulaştırma sonrasında iki taşınmazın bölündüğünü ve kadastral yolların ortadan kalktığını, ayrıca iki parsel arasında oluşan büyük kot farkının raporda irdelenmediğini, bu nedenle taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmı için belirlenen değer azalışı oranının en az %50 oranında olması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre uygulanan kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının uygun olduğu, arta kalan alanın değerlendirilmesinde, bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumunu belirtilmek suretiyle yapılan değerlendirmenin usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki İstanbul ili, Silivri ilçesi, ... Mahallesi 3260 ada 105 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.