"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/464 Esas, 2022/231 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmadan arta kalan bölüme müdahalenin önlenmesi, kal ve ecrimisil, olmadığı takdirde kalan kısım bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili ile davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması halinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca temyiz delikçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alının ve temyize konu edilen ecrimisil miktarı 989,87 TL ve her bir paydaş yönünden kabul edilen eski hale iade bedeli 5.220,00TL olup Mahkemenin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 5.810,00 TL'nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davacılar vekilinin ecrimisil bedeline yönelik, davalı DSİ Genel Müdürlüğü’nün ise ecrimisil ve eski hale iade bedeline ilişkin olarak temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin reddedilen eski hale getirme bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, İstanbul ili, Şile ilçesi, ... köyü 448 parsel sayılı taşınmazın 1330,85 m²lik kısmının davalı DSİ Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava neticesinde Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/335 Esas, 2022/318 Karar sayılı ilamı ile kamulaştırıldığını, kamulaştırma sonrasında arta kalan kısmın çok küçük kaldığı için kullanıma uygun olmadığını, diğer davalıların o bölgede inşaat yapması sebebiyle çıkan hafriyatları dökmeleri neticesinde kullanılamaz hale geldiğini, bununla ilgili yapılan sözlü müracatlardan da bir netice alamadıklarını, DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılan kamulaştırma neticesinde müvekkiline ait 448 parsel sayılı taşınmazın 1330,85 m²lik kısmının DSİ adına tescil edildiğini ve kalan kısım çok küçük olduğundan değerlendirilemediğini, bu nedenle davalı DSİ Genel Müdürlüğünün kamulaştırmadan arta kalan kısmı kamulaştırmasına karar verilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde diğer davalı şirketlerin hafriyat ve moloz dökmeleri sebebiyle fiilen işgal edilen taşınmaza müdahalenin men'i ve kal'ine kullanılmayan döneme ait ecrimisil ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde beyan ettiği kamulaştırma dışında kalan ve hem moloz döküldüğü hem de çok küçük kaldığı için kullanıma uygun olmayan bölümün kamulaştırılması bu olmadığı takdirde men'i müdahale ve ecrimisil talebinin usul açısından reddinin gerekeceğini, konuları farklı olan davaları aynı dilekçede talep ettiğini, aynı dilekçede hem 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 12 nci maddesi hem de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (6098 sayılı Kanun) hükümlerine göre dava açtığı taleplerinin ayrı dava konularını oluşturduğunu, 2942 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin ilgili fıkrasında geçen "bir kısmı kamulaştırılan taşınmaz maldan artan kısmı yararlanmaya elverişli bir durumda değil ise kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda dava açılmayan hallerde mal sahibinin en geç kamulaştırma kararının tebliğinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvurusu üzerine bu kısmında kamulaştırılması zorunludur "bu nedenle dava şartı yokluğundan talebinin reddinin gerekeceğini, taşınmazdan arta kalan yere moloz döküldüğü iddiasına bu iddianın varit olmadığını ayrıca idarece bir kamu hizmetinin ifası sırasında başkalarına zarar verilmiş ise zararın tazmin yeri için açılacak davalarda görevli mahkemenin idari yargı olduğunu, idare aleyhine açılan haksız eylemden bahsedilemeyeceğini, DSİ kanal çalışması işini yükleniciye verdiğini, yüklenici ile aralarındaki sözleşmesinin eser sözleşmesi olduğunu, aralarında 6098 sayılı Kanun'un 66 (818 sayılı Kanun'un 55) maddesi gereğince çalışan ve çalıştıran ilişkisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı ... İnşaat Tic. San. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; ecrimisil talebinin 6098 sayılı Kanun'un 147 nci maddesi gereğince beş yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, dava tarihinden geriye dönük olarak zaman aşımı geçmiş olduğunu, müvekkili firmanın diğer davalı şirket ile birlikte yüklenici olduğu projede işveren tarafından müvekkil firmaya gösterilen yer dışında hiç bir yere hafriyat dökmediğini, aksinin davacı tarafça ispatının gerektiğini, ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
3. Davalı ... Yapı End. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının zaman aşımına uğradığını haksız fiillerde bir yıllık zaman aşımı süresi olduğunu, davacının yetkisiz mahkemede dava açtığını,davacının yanlış hasma yönelik dava açtığını, gerçek hasmın DSİ Genel Müdürlüğü olduğunu, davacının davasının haksız ve hukuka uygun olmadığını çünkü kamulaştırma yönünden müvekkilinin taraf olmayacağını, moloz dökme açısından davacının davasını ispatı gerekeceğini zira moloz dökülmediğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.02.2013 tarihli ve 2009/322 Esas, 2013/73 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 20.02.2013 tarihli ve 2009/322 Esas, 2013/73 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 18.11.2015 tarihli ve 2015/6733 Esas, 2015/21028 Karar sayılı ilamı ile, bilirkişi raporuna ekli fen bilirkişisinin 05.12.2011 tarihli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 458,05 m²lik moloz-hafriyat dökülü alanın öncelikle eski hale getirme bedelinin ve zemin bedelinin ayrı ayrı hesaplanması, eski hale getirme bedelinin zemin bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, moloz dökülerek el atılan bölümün bedelinin fazla olması durumunda ise taşınmaz bedeli ile moloz dökülü bu bölüm için ecrimil bedeline de hükmedilmesi ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmediğinden mahkeme kararı bozulmuştur.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 20.09.2019 tarihli ve 2016/530 Esas, 2019/365 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın 458,05 m²lik bölümün bedelinin davacı tarafa ödenmesine, tapusunun iptali ile DSİ Genel Müdürlüğü adına tesciline, fazlaya ilşkin talebin reddine, davalılardan ... İnş. Tic. Ve San.Ltd.Şti. ile ... Yapı End. ve Tic.Ltd.Şti yönünden ise davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalılardan DSİ Genel Müdürlüğü vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, Dairemizin 18.11.2015 tarihli bozma ilamında 458,05 m²lik moloz-hafriyat dökülü alanın öncelikle eski hale getirme bedelinin ve zemin bedelinin ayrı ayrı hesaplanması, eski hale getirme bedelinin zemin bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, zemin bedelinin az olması durumunda ise zemin bedeli ile moloz dökülü bu bölüm için ecrimisil bedeline de hükmedilmesi ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma yapıldığı belirtilerek hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, zemin bedelinin eski hale getirme bedelinden fazla olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerekirken zemin bedeline hükmedilmesi doğru görülmediğinden mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yulkarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, belirlenen eski hale getirme ve ecrimisil bedelinin davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalılardan ... İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. ile ... Yapı End. ve Tic.Ltd.Şti yönünden ise; davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın tamamının kamulaştırılması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulünün hatalı olduğunu, davacının idari yargıda veya 30 gün içinde adli yardıda dava açması gerektiğini, yükleniciler yönünden davanın reddine karar verildiğini, molozların taraflarınca döküldüğüne ilişkin delil bulunmadığını, idare aleyhine harca hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan muhdesat değerinin biçilmesi ve davalı idareden tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.
3. Kamu düzenine yönelik hususlar yönünden resen yapılan incelemede davalı DSİ Genel Müdülüğü aleyhine harca hükmedildiği anlaşıldığından Mahkeme kararının bozulması gerekir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı DSİ Genel Müdürlüğü Vekilinin Temyizi Yönünden
Davalı DSİ Genel Müdürlüğünün temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davacılar Vekilinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden
Davacılar vekilinin ecrimisil talebi yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
C. Davacılar Vekilinin Eski Hale Getirme Talebine İlişkin Temyizi Yönünden
1. Davacılar vekilinin reddedilen eski hale getirme talebine yönelik temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzenine ilişkin hususların resen incelenmesi sonucunda, Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (4) ve (7) numaralı bentlerinin hükümden çıkartılmasına, yerine "Davalı DSİ Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan peşin harç ile ıslah harcının davacı tarafa iadesine, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 563,97 TL yargılama giderinin davalı DSİ Genel Müdürlüğünden alınarak davacı tarafa verilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine
15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.