Logo

5. Hukuk Dairesi2023/8447 E. 2024/2025 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin kamulaştırmasız el atma yoluyla el koyduğu taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza fiilen el atılmamış olsa da imar planında eğitim alanı olarak ayrılması ve davalı idarenin uzun yıllardır kamulaştırma veya takas yoluna gitmeyerek mülkiyet hakkını kısıtlaması nedeniyle kamulaştırmasız el atma gerçekleştiği kabul edilerek, belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2568 Esas, 2023/1891 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/440 Esas, 2022/244 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, ... Mahallesi, 43246 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında İlk Öğretim Tesisleri alanı olarak, ... Mahallesi, 43144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında Eğitim Tesisleri alanı olarak ayrıldığını, aradan geçen uzun zamana rağmen dava konusu taşınmazların kamulaştırılarak müvekkiline bedelinin ödenmediğini, dava konusu taşınmazların arsa vasfında olduğunu, her türlü belediye hizmetlerinden yararlandığını, taşınmazlara ulaşım sınırsız olup, en iyi yerleşim alanlarından olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL, ıslah ile 312.900,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, müvekkilinin hissesinin iptaline, Maliye Hazinesi adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın yerinde olmadığını, kurumlarının ilgili şubesinden gönderilen ve dilekçeleri ekinde sunuları 13.12.2021 tarih ve 38899263 sayılı yazısında; “ Kamulaştırma işlemleri İl genelinde, öğrenci yoğunluğu ve aciliyet sırası da göz önünde bulundurularak yapıldığından söz konusu arsadaki şahıs hisselerinin kamulaştırılması işlemlerine önümüzdeki yıllarda yeterli ödenek temin edildiği takdirde başlanacaktır....” denildiğini, bu hususlar doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza fiilen el atmanın bulunmadığını, yargı yolunun caiz olmadığını, husumetin kendilerine düşmediğini, emsalin uygun olmadığını, bedelin fazla olduğunu ve Hazine adına tescil kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, ... Mahallesi 43246 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1996 yılı onaylı uygulama imar planında ilköğretim alanı olarak, 43144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise eğitim tesis alanı olarak ayrıldığı, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre her iki taşınmaz üzerinde herhangi bir yapı ve tesisin bulunmadığı boş arsa konumunda olup fiilen el atmanın bulunmadığı anlaşılmış ise de, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açık olup, 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 3. üncü maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek birinci maddesinin 1. fıkrasına eklenen cümle de dikkate alındığında açılacak bedel davasında adli yargı görevli olduğunu, arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değerlerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline, taşınmazlardaki davacı payının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline dair kararda, davaya konu 43246 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden Mayıs 2021 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen 1.950,00 TL/m² birim bedelin Dairemizin 2022/1748 Esas sayılı ilamı ile dava konusu 43144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın paydaşları tarafından açılan davada Temmuz 2021 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen 2.050,00 TL/m² birim bedelin Dairemizin 2021/899 Esas sayılı ilamı ile uygun bulunduğu da dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden Kanuna aykırılık bulunmadığından davalı idare vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4 ün üçüncü fıkrasında kabul edilen hükümle 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığı ve Kanun'un genel gerekçesinde de herhangi bir süre sınırlamasına tabi olmaksızın idare alayhine açılan tüm kamulaştırması el atma nedenine dayalı olarak açılan davaları kapsadığı belirtildiği ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 125 inci maddesi uyarınca 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının harca ilişkin özel bir düzenleme olduğu ve bu özel kanun hükmünün öncelikle uygulanması gerektiğinden davacı tarafından yatırılan peşin ve ıslah harcının istek halinde yatırına iadesine karar verilmesi gerekirken kararın kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalı idare vekilinin bu yönde ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi karaın kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebebleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazların değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662 Esas, 2010/651 sayılı kararı ile'' uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulu gerektiğine...''karar verilmiştir.

5. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

6. 2942 sayılı Kanun'un Ek 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmazlara fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, Dairemiz denetiminden geçen dosyalara göre 43144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “... eğitim alanı” olarak ayrıldığı, 43246 ada 1 parsel sayılı taşınmazın da tapu kaydına göre imar uygulaması neticesi 1998 yılında tapuya tescil edilmiş olduğu ve 1/1000 ölçekli imar planında “İlköğretim alanı” olarak ayrıldığı ve dava konusu taşınmazların uzun yıllardan beri kamu hizmetine tahsis edilmiş olması ve paydaşların açtığı dava sonucu o tarihte sorumlu idarenin de tapuda paydaş olduğu da birlikte gözetildiğinde fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile alınan rapora göre taşınmazların bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğrudur.

4. Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4‘ün son fıkrasında "Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir." düzenlemesi ile 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığının kabulü gerektiğinden bahsedilmiş ise de bu davaların yasal kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas. 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında, 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.11.2022 tarihli ve 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu ile bazı Kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar için açılan davalarda uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

5. Kaldı ki davada dava konusu taşınmaz 1/1000 ölçekli uygulama imar planında eğitim tesis alanında kaldığı ve fiili bir el atma bulunmasa da davalı idare dava konusu taşınmazda paydaş olduğundan Ek Madde 4'ün uygulanması doğru değil ise de davalı idare harçtan muaf olup davalı taraf aleyhine hükmedilecek bir harç tutarı bulunmadığından bu hususta düzeltme yapılmamıştır.

6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.