"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1472 Esas, 2023/1946 Karar
KARAR : Esastan ret
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Eskişehir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılan 5.436,97 m²lik kısmının, kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmadan arta kalan kısmın işe yaramayacağını, tamamının bedelinin tespiti gerektiğini, taşınmazın arsa vasfında olduğunu, kıymet takdirindeki birim fiyatın düşük olduğunu, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespitine, bedelin ödenmesine ve dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın tarla olarak değerlendirilmesi gerektiğini, lehe vekâlet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarına itirazlarını karşılar rapor alınmadığını, dava konusu taşınmazın konumu itibarıyla gerçek değerin çok altında bedel belirlendiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın çok yakınında olan ve ana yol kenarında bulunan İmişehir Mahallesi eski 719 parsel için 2018 yılı Mayıs ayı değerlendirme tarihi kabul edilerek 32,00 TL metrekare bedeli üzerinden taşınmaz değeri hesaplandığı ve Dairemizce de doğru bulunduğu, bu bedel eldeki dava tarihine eskale edildiğinde, 70,38 TL metrekare birim bedeline ulaşıldığı ve davalı taraf istinaf dilekçesinde; 2018 yılından sonra çevrenin çok geliştiği ve değerlendiğini ileri sürmesi karşısında, 2018 yılından sonra civarda gelişme olup olmadığı da değerlendirilerek ve 2018 yılında belirlenen bedel de göz önüne alınarak taşınmaz bedelinin yeniden tespit edilmesi konusunda, istinaf incelemesi sırasında hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış olup, düzenlenen ek bilirkişi raporunda özetle; dava konusu taşınmaz civarının boş araziler ile çevrili olduğu, meskun yerlere uzak olduğu ve konut yapılarak değerlendirilecek bir konumda olmadığı, yaşanan küresel salgın sebebi ile müstakil konut yapılarak değerlendirilebilecek arazilerde fiyat artışı olduğu bir gerçekse de yukarıda belirtildiği üzere dava konusu taşınmazın bu şekilde kullanılabilecek vasfı olmadığı öte yandan, yakınındaki Organize Sanayi Bölgesinin kattığı değerin ilk raporda karşılandığı göz önüne alındığında, ilk raporda dava tarihi itibari ile belirlenen 70,00 TL metrekare birim bedelinin uygun olduğuna dair rapor sunulduğunun görüldüğünü, ek rapordaki tespitlerin Dairece de doğru görüldüğü ve aynı kamulaştırma projesi kapsamında kamulaştırılan civar taşınmazlar için açılan davalar sonunda tespit edilen ve Dairemiz ile Yargıtay tarafından, bedel tespitinin doğru olduğuna karar verilen dava dosyalarındaki bedel ile iş bu davadaki bedel uyumlu olduğundan, bilirkişi raporundaki miktarın uygun bulunduğu, bu itibarla dava konusu taşınmaz 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde kaldığı ve fiilen de organize sanayi bölgesinin yakınında olup kısmen de olsa belediye hizmetlerinden yararlandığından arsa niteliğinde olup taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeksizin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı idare adına tapuya tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilin satmayacağı bir taşınmazın kamu gücü ile alınması durumunun söz konusu olduğunu ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.