"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2433 Esas, 2023/720 Karar
KARAR : Esastan ret
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Adana ili, ..., ... Mahallesi 1513, 1515, 1518, 1519, 1521 ve 1525 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar için acele kamulaştırma dosyasında belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın arsa vasfında kabul edilerek rayiç değerinin tespit edilmesi gerekirken arazi olarak değer biçildiğini, mahkemece aksi kanaatte olunduğu takdirde objektif değer artışının en az %100 oranında uygulanması gerektiğini, taşınmaz üzerinde yer alan ağaç ve yapıların acele kamulaştırma dosyasındaki bilirkişi raporunda dikkate alınmadığını, ağaç ve yapıların değerleri hesap edilerek kamulaştırma bedeline ilave edilmesi gerektiğini, kamulaştırmadan arta kalan kısımda meydana gelen değer azalışının dikkate alınmasını, yargılama gideri ve vekâlet ücretinden davacı idarenin sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların arsa vasfında değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, taşınmazlar üzerinde yer alan kömür depolama tesisinin ruhsatlı olup olmadığının araştırılmadığını, dava konusu 1518 ve 1521 parsel sayılı taşınmazların tapu sicilinde boru hattı olarak tescil edildiğini, boru hattı üzerinde kömür depolamasının tehlikeli ve kabul edilemez olduğunu, bu durumda yapılaşma izni verilemeyen bir parselin arsa kabul edilmesinin mümkün olmadığını, tek satışın emsal alınarak değerlendirme yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bizzat davacı idare vekilince emsal olarak gösterilen 150 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin satışın değerlendirmeye esas alınmama gerekçesinin subjektif, çelişkili ve hukuka aykırı olduğunu, raporda bu emsalin altyapısı ve yapılaşması olmayan tarım bölgesinde yer aldığı, dava konusu taşınmazların arsa niteliğinde olduğu ve emsal alınamayacağı belirtilmişken, tarla niteliğinde olan bu emsalin satış değerinin dava konusu taşınmazlardan daha yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf vekillerinin istinaf itirazlarına münhasıran ve kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden resen yapılan inceleme sonucunda Dairenin kaldırma kararı kapsamında dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmazların arsa niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan ağaç ve yapılara değer verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak her ne kadar Dairenin kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesinin kararında bakiye 5.744.873,85 TL kamulaştırma bedelinin davalı tarafa karar kesinleştikten sonra ödenmesine karar verilmesi hatalı olmuş ise de Dairenin kaldırma kararı öncesi İlk Derece Mahkemesinin ilk kararında bakiye 6.996.210,56 TL kamulaştırma bedelinin davalı tarafa derhal ödenmesine karar verildiği ve İlk Derece Mahkemesince 07.02.2017 tarihli müzekkere ile ilgili bankaya ödeme yazısı yazıldığından bu hususun düzeltme sebebi yapılmadığı, bu itibarla kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca süresi içinde katılma yoluyla istinaf talebinde bulundukları halde Bölge Adliye Mahkemesi kararında sadece davacı idarenin istinaf talebinin değerlendirildiğini, müvekkili yönünden istinaf talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini, bilirkişi heyeti içinde taşınmaz geliştirme konusunda yüksek lisans veya doktora yapmış kişi bulunmadığını, dolayısıyla bilirkişi heyetinin kanuna uygun şekilde teşekkül ettirilmediğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararında İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunun belirtildiğini, ancak yanlışlığın düzeltilmediğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Adana ili, ..., ... Mahallesi 1513, 1515, 1518, 1519, 1521 ve 1525 parsel sayılı taşınmazların zeminine 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerinde bulunan yapılara aynı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek; ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumlarına göre değer biçilmesi yerindedir.
3. Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı incelendiğinde, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazların, kararın istinaf sebepleri başlıklı kısmında özetlendiği, kararın gerekçe kısmında taraf vekillerinin istinaf itirazlarına münhasıran inceleme yapıldığı ve taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek hüküm kurulduğunun belirtildiği, ancak hüküm kısmında davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddedildiğine dair maddi hata ile hüküm kurulduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazlarına itibar edilmemiştir.
4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
6. Buna karşın; tespit edilen kamulaştırma bedelinin ilk kararla davalı tarafa ödenmesine hükmedildiği gözetilmeksizin, tüm bedel için 17.04.2019 tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan "karar tarihi olan 17.04.2019" tarihinin hükümden çıkartılmasına, yerine "ilk karar tarihi olan 30.11.2016" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.