Logo

5. Hukuk Dairesi2023/8641 E. 2024/2389 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda faiz hesaplaması, fazla yatırılan bedelin iadesi ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının uygulanması hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının derdest davalara uygulanacağı, bozma öncesi hükmedilen bedele faiz işletilmesi gerektiği, fazla yatırılan bedelin ise nemalarıyla birlikte iade edilmesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/325 Esas, 2022/413 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ... ilçesi, ... köyü, ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkillerinin taşınmaz üzerindeki muhtesatlarını eksik belirlediğini, keşif yapılarak muhtesatların tespit edilmesini, emsal satışların araştırılıp emsale göre taşınmazın değerinin tespit edilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.12.2013 tarihli ve 2011/365 Esas, 2013/641 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 21.03.2016 tarihli ve 2016/2321 Esas, 2016/4680 Karar sayılı ilâmı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairenin bozma kararına karşı süresi içinde davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairemizin 25.06.2018 tarihli ve 2017/7080 Esas, 2018/12611 Karar sayılı ilâmı ile karar düzeltme taleplerinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan A harfi ile gösterilen ...'e ait tek katlı yapı birinci bilirkişi kurulu raporunda 77,79 m² alanlı, 2B sınıfı yapı olup 15 yaşında kabul edilerek %18 yıpranma payı düşüldüğü, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise 73,60 m² alanlı, 3A sınıfı 25 yıllık yapı sınıfına dahil edilerek %32 yıpranma payı düşüldüğü, B harfi ile gösterilen zemin katı ...'e ait 1.katı ...'e ait olan 2 katlı ev ise birinci bilirkişi raporunda 125,87 m² alanlı 2B sınıfı yapı 15 yıllık yapı sınıfına dahil edilerek %18 yıpranma payı düşüldüğü, hükme esas alınan raporda ise aynı yapının 103.02 m² alanlı 3A sınıfı, 25 yıllık yapı olduğu belirtilip %32 yıpranma payı düşülmek suretiyle değer belirlendiği, bilirkişi raporunda E harfi ile gösterilen ...'e ait yapı ise birinci bilirkişi raporunda 440 m², hükme esas bilirkişi raporunda ise 240 m² olarak değerlendirilmiş olup raporlar arasındaki bu çelişkiler giderilmeden hüküm kurulmuş olması, taşınmaz üzerindeki ağaçların yaş ve cinslerine göre 2011 yılı itibariyle rayiç fiyatlarını gösterir listenin Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden getirtilip bilirkişi raporunun denetlenmemiş olması, Mahkemece tespit edilen ve davalılar adına yatırılan kamulaştırma bedelinin hükümle birlikte davalılara ödenmesine karar verildiğine göre, dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği 09.01.2012 tarihinden, karar tarihi olan 30.12.2013 tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekirken faizin başlangıç tarihinin 30.04.2013 olarak alınması ve faizin hangi tarihe kadar uygulanacağının karar da gösterilmemiş olması, kamulaştırılan taşınmaza ait tapu kaydında belirtilen geçit hakkının, taşınmazın değerinde meydana getirmesi kaçınılmaz değer kaybının tespit edilerek taşınmazın bulunan değerinden düşülmesi gerektiğinin bilirkişi kurulunca dikkate alınmaması, davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan haciz şerhinin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma kararına uygun karar verilmediğini, ağaç ve yapı bedellerinin yüksek hesaplandığını, faiz tarihlerinin hatalı belirlendiğini, fazla yatan bedelin idareye iadesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava tarihinden itibaren 12 yılın geçtiğini, bu nedenle

bedelin enflasyon karşısında çok düşük kaldığını, gerçek bedelin tespit edilmesi gerektiğini, davaya konu taşınmazın bedelinin arsa niteliğine göre değerlendirilmesi gerektiğini, davada uygulanması gereken faizin enflasyon karşısında düşük olduğunu ileri sürmüştür.

3. Davalı ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; metrekare bedelinin düşük olduğunu, geçit hakkı nedeniyle taşınmazdan değer kaybı düşülmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davalılara ait yapı ve muhtesatlara resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülmek suretiyle, ağaçlara yaş, cins ve verim durumlarına göre maktuen değer biçilmesi uygundur.

3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, taraf vekillerinin bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar vekillerinin tüm, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

5. Mahkemece bozmadan sonra tespit edilen kamulaştırma bedeli ilk karar ile hüküm altına alınan bedelden düşük olduğundan ve ilk karar ile kamulaştırma bedelinin tamamı davalı tarafa ödendiğinden, bozma öncesi hükmedilen bedele 09.01.2012 tarihinden ilk karar tarihi olan 30.12.2013 tarihine kadar faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde faiz hükmü kurulması bozmayı gerektirir.

6. Davacı idare tarafından fazla depo edilen 2901,64 TL'nin davalı tarafça bankadan çekilmiş olması halinde çekilme tarihine çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, çekilmemişse işlemiş nemaları ile davacı idareye iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin 7 inci bendi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalılar vekillerinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare tarafın temyiz isteminin kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının;

a) 1 inci bendinin faize ilişkin 2 inci paragrafında yazılı "14/11/2022" tarihinin çıkarılarak yerine "30.12.2013" tarihinin yazılması,

b) Gerekçeli karar ayrı bir bent olarak "Tahsilde tekerrürlüğe neden olmayacak şekilde, davacı idare tarafından fazla depo edilen 2901,64 TL' TL'nin davalı tarafça bankadan çekilmiş olması halinde çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile birlikte davalı ... Mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine, çekilmemişse işlemiş nemeları ile davacı idareye iadesine'' cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest davalara uygulanacağına dair bizim de iştirak ettiğimiz kabulü nazara alınarak; davalı tarafın açıkça, “Yasal Faiz”in dışında bir “Faiz”in uygulanmasına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26/1 inci maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi” kapsamında değerlendirilebilecek bir temyiz talebi de bulunmadığından, sonucu itibarıyla katıldığım, Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen kararın, “Değerlendirme” bölümünün 3 No’lu bendinde yazılı olan gerekçesine açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 29.02.2024