Logo

5. Hukuk Dairesi2023/8809 E. 2024/2342 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İçme suyu havzasında bulunan ve imar planında koruma alanı olarak belirlenen taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla açılan bedel tespiti davasında adli yargının görevli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İmar planında içme suyu koruma alanı olarak belirlenen taşınmaza ilişkin olarak 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 1. maddesine Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararı ve 7421 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme gereği, kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği ve mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin davalarda adli yargının görevli olduğu gözetilerek, mahkemenin görev yönünden reddine ilişkin karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/27 Esas, 2014/221 Karar

KARAR : Esastan ret

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul ili, ... ilçesi,... köyü ... parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın ... Koruma Havzası içinde kaldığını, İçme Suyu Havzaları Yönetmeliği gereğince birinci derecede baraj mutlak koruma havzasında kaldığından taşınmaz malikinin hiç bir şekilde tasarrufta bulunma imkanının bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; baraj mutlak koruma alanlarında yer alan taşınmazların kamulaştırma işlemlerinin bir plan ve program gereğince yürütülmekte olduğunu,taşınmaz üzerine el atılıp atılmadığının Yargıtay ictihatları göz önünde bulundurularak araştırılmasını ve el atmanın olmadığı takdirde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.07.2011 tarihli ve 2010/394 Esas, 2011/448 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminatının davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 08.07.2011 tarihli ve 2010/394 Esas, 2011/448 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; raporu hükme esas alınan bilirkişi kurulunca taşınmazın sulanma imkanının bulunduğu belirtilerek sulu tarım arazisi olarak kabul edilmek suretiyle değer biçilmiştir. Bir taşınmazın sulu tarım arazisi olarak kabulü için sulanma imkanının mevcut olması yeterli olmayıp, fiilen sulanan arazi niteliğinde olması gerekir. Bu nedenle mahallinde yeniden keşif yapılarak, dava konusu taşınmazın fiilen nereden ve ne şekilde sulandığı mahkemece ve bilirkişi kurulunca bizzat gözlemlenip, taşınmazın sulu veya kuru tarım arazisi olduğu belirlendikten sonra İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden taşınmazın bulunduğu yörede sulu ve kuru tarım arazilerinde mutad olarak ekilen münavebe ürünleri de sorulup buna göre değer biçilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 15.02.2013 tarihli ve 2012/362 Esas, 2013/90 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, kamulaştırmasız el atma tazminatının davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 15.02.2013 tarihli ve 2012/362 Esas, 2013/90 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesinde yapılan değişiklik ile “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir. Öte yandan Anayasa Mahkemesinin 25.09.2013 tarihli ve 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava konusu taşınmaza da fiilen el atılmadığı, taşınmazın Ömerli Barajı mutlak koruma alanında kaldığından kullanım hakkının kısıtlandığı gözetilerek, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, kamulaştırma projesi kapsamında kalan taşınmazına imar yasağı ve kullanma yasağı getirildiğini, taşınmaza fiili olarak el atıldığından adli yargının görevli olduğunu açık olduğundan kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 1 inci maddesi ile 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile Ek Madde 1 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlesi.

3. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece, bozma ilamına uyularak davaya bakma görevi idari yargı merciine ait olduğundan dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "İçme ve Kullanma Suyu Mutlak Koruma Alanı" kapsamında kaldığı gözetildiğinde, Anayasa Mahkemesinin 05.04.2019 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 1 inci maddesinin ''Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.'' kısmının iptal edildiği ve 26.11.2020 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi ile Ek Madde 1 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle "Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması hâlinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adlî yargıda görülür." gereğince dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleştiği ve adli yargı görevli olduğundan işin esasına girilerek karar verilmesi gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile temyiz olunan İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.