"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/962 Esas, 2023/2002 Karar
DAVA TARİHİ: 07.04.2016
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 39. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/306 Esas, 2022/122 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; Ankara ili, ..., ... Mahallesi 60945 ada 6 parsel sayılı taşınmazın imar planın da "enerji nakil hattı koruma kuşağı" alanında kaldığını, davalı idarece taşınmazdan enerji nakil hattı geçirilmesi suretiyle taşınmazın kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaz üzerinden iki enerji nakil hattının geçtiğini, hatların kesin ve geçici kabullerinin 04.11.1983 tarihinden önce ( sırasıyla 15.12.1982 ve 20.10.1976) yapıldığını, uzlaşma usulünün dava şartı olduğunu, kamulaştırma işlemlerinin kesinleştiğini, taşınmazın enerji nakil hattı koruma kuşağında bulunmasının kurumla bir ilgisinin bulunmadığını, hatların taşınmazın kullanımına kısıtlama getirmediğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; enerji nakil hatlarının kesin ve geçici kabullerinin 04.11.1983 tarihinden önce olması nedeniyle harç ve vekâlet ücretinin maktu olarak belirlenmesi ve imar planına ilişkin açılmış iptal davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, kamulaştırma işlemlerinin ikmal edilmiş olduğunu, taşınmazın ticari rekreasyon alanında bulunduğunu, mükerrer kamulaştırma bedeli ödemek zorunda bırakıldıklarını, söz konusu taşınmazın enerji nakil hattı koruma kuşağı olarak belirlenen yerde bulunmasının kurumla bir ilişkisinin bulunmadığını, belediyenin tasarrufunda olan bir durum olduğunu, enerji nakil hatlarının taşınmazın kullanımında bir kısıtlama yaratmayacağını, yapılaşmanın mümkün olduğunu, taşınmazın arazi niteliğinde bulunduğunu, irtifak hakkının değerinin mülkiyet bedelinden düşülmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 60945 ada 6 parsel sayılı taşınmazdan geçen İstanbul-Ankara Enerji Nakil Hattı nedeniyle 26.06.1968 tarihinde, Ankara-Gökçekaya Enerji Nakil Hattı nedeniyle ise 27.03.1968 tarihinde kamulaştırma kararı alındığı, fen bilirkişi ek raporunda yapılan şifahi araştırmalar neticesinde dava konusu taşınmazın geldisinin 207 nolu kadastro parseli olduğu ve bu parselin 11716 m²lik bölümünde Ankara-Gökçekaya Enerji Nakil Hattı, 10400 m²lik bölümünde ise Ankara-İstanbul Enerji Nakil Hattı nedeniyle irtifak hakkı tesis edildiği ve davacı kurum lehine tescillerinin yapıldığı belirtilmiş dosya içerisine celp edilen tedavüllü tapu kayıtlarında 207 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma nedeniyle ifraz görerek 681 ve 682 parsel sayılı taşınmazlar olarak tescil edildiği, 682 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davaya konu her iki irtifak hakkının da malikler .....,......ve ... tarafından rızai ferağ verilmesi nedeniyle tapuda tescil edildiği, daha sonra 1988 yılında yapılan ifraz işlemiyle taşınmazın 742, 743 ve 744 parseller olarak tescil edildiği, 743 parsel de adı geçenlere ait payların satış suretiyle... Konut Yapı Kooparetifi adına tescil edildiği, iş bu kooparatif uhdesinde iken yapılan imar uygulaması sonucunda 743 parselde bulunan kooparatif hisselerinin 60945 ada 1 parsel olarak tapuda tescil edildiği, irtifak haklarının iş bu parsel üzerine aynen taşındığı, daha sonra yapılan imar uygulaması ile taşınmazın aynı ada 6 parsel olarak tescil edildiği, davacı ...'in dava konusu taşınmazdaki hissesinin üzerindeki irtifak haklarıyla birlikte satın almak suretiyle malik olduğu, davaya konu taşınmazın öncesinde 1/1000 ölçekli imar uygulama planında kentsel rekreasyon alanında kalmakta iken 2012 yılında yapılan revizyon imar planı ile ticari rekreasyon alanı olarak ayrıldığı, kaldırma kararı sonrası yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi kurulu raporunda keşif günü tellerden yayılan elektromanyetik dalgaların şiddetli uğultu yarattığı cihazlarda parazit oluşturduğu, bu husus dikkate alındığında insan sağlığı üzerinde olumsuz manyetik etkiler doğurabileceği ve imar durumunda belirtilen yapılaşmanın yapılamayacağının belirtildiğini, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak dava konusu taşınmaz ile emsallerin vergiye esas rayiç değerleri de kıyaslanmak suretiyle bedelinin tespit edilmesinde dava konusu taşınmaz ile aynı konumda bulunan 60941 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davada Mart 2019 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen 1090 TL/m² birim bedeli Dairemizin 2022/59 Esas sayılı kararı ile uygun bulunduğu da dikkate alındığında bir isabetsizlik görülmediği gibi, dosya içerisine celp edilen ilgili belediye başkanlığı yazıları, davalı ... Genel Müdürlüğü hatlar nedeniyle yapılaşmaya gidilip gidilemeyeceği hususundaki yazı cevabı ile kaldırma kararı sonrası yapılan keşif sırasındaki gözlem ve bilirkişi kurulu raporundaki değerlendirme dikkate alınarak taşınmazın mülkiyet bedelinin tespiti ile davalı idareden tahsiline, dava konusu taşınmazdaki davacı payının iptali ile davalı idare adına tesciline dair kararda yöntem olarak bir isabetsizlik görülmediğini; ancak davacının satın almış olduğu pay yönünden irtifak kamulaştırmasının kesinleştiği dikkate alınarak, enerji nakil hatlarından dolayı taşınmazın tamamında meydana gelen değer düşüklüğü oranı belirlenip tespit edilen bedele uygulamak suretiyle zemin bedelinin belirlenmesi gerekirken, bu yönteme uyulmadan daha önce ödenen irtifak bedeli dava tarihine güncellenmek suretiyle bedel belirlenmesi doğru görülmediğinden yukarıda açıklanan yönteme uyularak taşınmaz bedelinin tespiti için bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış alınan ek raporda değer düşüklüğü oranının % 15 olduğu belirtilmek suretiyle hesaplama yapılmış ise de bu hesaplamanın irtifak hakkı bedeli hesabına yönelik olduğu bu yönüyle eksik bedel belirlendiği dikkate alınarak davanın geçirmiş olduğu aşama dikkate alınarak mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından Dairemizce resen yapılan hesaplamada dava konusu taşınmaz üzerinden geçirilen enerji nakil hatlarından dolayı taşınmazda meydana gelen değer düşüklüğü % 15 oranında olduğunun kabulü ile yapılan hesaplamada davacının 2700 m²lik hissesinin zemin bedelinin 2.008.125,00 TL olduğu hesaplandığını, ayrıca, 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 4’ün son fıkrasında “Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” düzenlemesi yapılmıştır. Yasa koyucu tarafından daha önce 09.11.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasındaki fiili el atmalarda maktu harca hükmedilmesi gerektiği 6487 sayılı Yasa değişikliği ile kabul edilmiş olup, bu Yasa halen yürürlükte olduğundan 7421 sayılı Kanun'un 5 nci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen 4 üncü maddesinin 3.fıkrasında kabul edilen hükümle 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığının kabulü gerektiğinden, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı idarenin istinaf başvrusunun reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının onanması gerektiğini, değer düşüklüğünün % 15 olarak hesaplanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, maktu harca hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi ve geçici 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyadaki ilgili kurum ve kuruluşların cevabi yazıları, bilirkişi kurulu ve ek raporuna göre, taşınmazda enerji nakil hatları nedeniyle yapılaşmanın mümkün olmaması nedeniyle mülkiyet bedeline hükmedilmesi yerinde olduğu gibi, arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak, tapu kaydında yer alan irtifak alanlarına ilişkin olarak, değer düşüklüğü oranının % 15 kabulü ile metrekare birim bedelinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4’ün son fıkrasında “Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” düzenlemesi ile 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığının kabulü gerektiğinden bahsedilmiş ise de 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.11.2022 tarihli ve 7421 Sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar için açılan davalarda uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Ancak dava konusu taşınmaza 1983 öncesi el atıldığından davalı idareden harcın maktu alınması sonucu itibarıyla doğrudur.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı vekilinin tüm, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Dava konusu taşınmaza 04.11.1983 tarihinden önce el atıldığı anlaşılmakla maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekâlet ücretinin hüküm altına alınması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin tüm, davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin temyuz itirazlarının kısmen kabulü ile temyuz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının (6) numaralı bendinin ilk paragrafında yeralan “199.406,25” ve ikinci paragrafında yeralan “52.456,32” sayılarının çıkartılmasına, yerlerine ayrı ayrı olmak üzere “9.200,00” sayısının yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.