Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9783 E. 2024/2644 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, tazminat miktarının belirlenmesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, emsal alınan taşınmazın dava konusu taşınmaza uygun olmadığı, çelişkili hesaplama yapıldığı ve dava konusu taşınmaza yakın konumda bulunan başka bir taşınmaza daha düşük bedel biçildiği gözetilerek, dava konusu taşınmazın değerinin yeniden belirlenmesi için bozmaya karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1014 Esas, 2023/1928 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/147 Esas, 2023/115 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Samsun ili, Atakum ilçesi, ... Mahallesi 838 parsel (yeni 13088 ada 42 parsel) sayılı taşınmazın 11.231,98 m²lik kısmının Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/93 Esas sayılı dosyası ile iptal edilerek orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince Devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan tüm zararlardan sorumlu olduğunu, bu nedenle belirlenecek olan tazminatın tapu iptal tescil kararının kesinleşme tarihi itibarıyla işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, yargılamanın devamında davacıların talep artırma yoluna gidemeyeceklerini, davanın açılmasından önce yapılacak küçük bir araştırmayla dava konusu taşınmazın değerinin yaklaşık olarak belirlenip ona göre dava açılması gerekirken, 10.000,00 TL kadar düşük ve sembolik bir bedelin harca esas bedel olarak gösterildiğini 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesinin amacının aşıldığını, davacı vekilinin taşınmazın değerini tam olarak belirlemesi mümkün değilse bile yapılacak rayiç araştırması ile taşınmazın gerçek değerine yakın bir bedel tespit edebileceklerinin açık olduğunu, dava değerinin 10.000,00TL gösterilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra 1 yıl içerisinde açılması gerektiğini, süresi içerisinde açılmayan davanın reddini talep ettiklerini, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmış olması nedeni ile dava şartı yönünden davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, 5.020,705,92 TL'nin tapu iptal tescil kararının kesinleşme tarihi olan 26.04.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle: kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, hükme esas bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat bedelinin fahiş şekilde belirlendiğini, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve tespit edilen bedelin değerlendirme tarihi olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğu, istinaf sebebi olarak ileri sürülen hususların yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Samsun ili, Atakum ilçesi, ... Mahallesi 838 parsel (yeni 13088 ada 42 parsel) sayılı 11.231,98 m² yüzölçümlü taşınmazın Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/93 Esas, 2019/473 Karar sayılı kararı ile 7.656,85 m²lik kısmının tapusunun iptali ile Hazine adına orman olarak tesciline karar verildiği, bu kararın 26.04.2022 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın 07.04.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal kıyaslaması yapılarak bedel belirlenmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazın başka mahallede olduğu, yüz ölçümünün dava konusu taşınmaza göre küçük olduğundan uygun emsal olmadığı, ayrıca bilirkişi raporunda tapu iptal tescil kararının kesinleşme tarihi esas alınarak taşınmazın bedeli hesaplanırken emsal taşınmazın metrekare satış bedeline dava tarihine kadar endeks uygulanmasının da hatalı olduğu, çelişkili hesaplama yaparak dava konusu taşınmaza değer biçildiğinden bu rapora göre hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, dava konusu taşınmaza çok yakın konumda olan 13088 ada 40 parsel (eski840 parsel) sayılı taşınmaza Samsun 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/222 Esas, 2022/324 Karar sayılı dosyasında 2019 yılı itibarıyla 529.00 TL/m² birim fiyat takdir edildiği ve bu bedelin Dairemizin denetiminden geçerek 2023519 Esas, 2023/6967 Karar sayılı ilamı ile onandığı anlaşıldığından, dava konusu taşınmaza 2022 değerlendirme yılı itibarıyla 1.530,00 TL/m² birim fiyatı belirlenmesi inandırıcı görülmemiştir.

6. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu hâlinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerlendirme tarihinin dava tarihi alınması suretiyle değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı Hazine vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.