"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/50 Esas, 2023/283 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ve yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, Şehzadeler ilçesi, ... Mahallesi 623 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ve yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.09.2015 tarihli ve 2014/1302 Esas, 2015/652 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 08.09.2015 tarihli ve 2014/1302 Esas, 2015/652 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; münavebeye esas alınan kirazın, değerlendirme tarihi olan 2014 tarihi itibarıyla dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kilogram satış fiyatlarının, ilgili resmi kuruluşlardan alınan verilere göre tespit edilmesi gerekirken, 2012 yılı verisine göre hazırlanıp, belirlenen kamulaştırma bedeline ÜFE oranı uygulanmak suretiyle endeksleme yapan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması, taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının %4 uygulanması gerekirken, bu oranın %5 kabulü ile az bedel tespiti, dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına ilave edilecek objektif değer artırıcı unsurun %80 oranında olacağı gözetilmeden, daha yüksek objektif değer artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna göre fazla bedele hükmedilmesi, dava konusu taşınmazda kamulaştırmadan arta kalan bölümün konumu, yüzölçümü, geometrik durumu ve kamulaştırmanın amacı nazara alındığında bu kısımda değer düşüklüğü olacağı düşünülmeden aksi görüşle yazılı şekilde hüküm kurulması, doğru olmadığı gibi 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 11.09.2019 tarihli ve 2019/77 Esas, 2019/563 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 11.09.2019 tarihli ve 2019/77 Esas, 2019/563 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; kapama kiraz bahçesi niteliğindeki Manisa ili, Şehzadeler ilçesi, ... Mahallesi 623 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş bu nedenle davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, davalı vekilinin temyizine gelince; dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan 481,79 m²lik kısmının konumu,yüzölçümü,geometrik durumu ve kamulaştırmanın amacı nazara alındığında bu bölümde değer kaybının daha yüksek oranda olacağı gözetilerek %50 oranını geçmesi halinde, davalıya %50 oranında değer kaybı ile yetinip yetinemeyeceği sorularak, yetindiği takdirde bu miktara göre hüküm kurulması, yetinmediği takdirde davacı idareye arta kalan kısımların bedelinin tamamını ödemek suretiyle bu kısımların da mülkiyet hakkını kazanma imkanı sağlanması ve talebi halinde bedelinin tamamına hükmedilmesi, aksi halde bilirkişi kurulunca belirlenen değer azalış oranına göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek, taraflara yukarıda açıklanan hususlarda beyanda bulunmaları için mehil verilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gibi daha düşük oranda değer düşüklüğü veren bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini, bilirkişi raporunda ürün verim, fiyat verileri yüksek alınmışken masrafların düşük alındığını, arta kalan alanın tarımsal niteliğini koruduğunu, otoyolun geçmesi sebebiyle avantajlı konuma geleceğini bu nedenle arta kalan alanda değer azalışı olmayacağını ve ayrıca idare lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama sürecinde ilk bozma öncesi verilen karar uyarınca taşınmazı kamulaştırılan müvekkilinden davacı tarafsa, İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2016/3228 Esas sayılı dosyası ile 17.03.2016 tarihinde ilam vekâlet ücreti ve icra vekâlet ücreti olarak toplam 1.800TL tahsil edildiğini, kararda ödenen vekâlet ücretinin müvekkile faizi ile birlikte iadesi veya müvekkil tarafça tahsiline ilişkin hüküm kurulmamasının ve bilirkişi raporundaki düşük değeri içeren hesaplama nazara alınarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kapama kiraz bahçesi niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının konumu, yüzölçümü, geometrik durumu ve kamulaştırmanın amacı nazara alındığında uygulanan değer azalış oranı uygundur.
4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
5. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.