"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/18 Esas, 2023/458 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 inci maddesi gereğince tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 18.08.2003 tarihinde Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... parselde bulunan ... Daire:...'deki taşınmazın 4.000 TL ödemek suretiyle satın aldığını, ancak daha sonra Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü müfettişlerince yapılan incelemede taşınmazı davacıya satmış gibi görünen eski mal sahibi S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi yetkililerinin imzası ile tapuda bulunan satıcı imzasının benzememesi üzerine açılan soruşturmanın derinleştiğini ve mal sahipleri imzasının bir kısım ... Tapu Sicil Müdürlüğü memurları tarafından taklit edilmek suretiyle atıldığı ve bu şekilde taşınmazın davacı adına tescil edildiğinin anlaşıldığı, yani satıcı konumunda olan S.S. ... Konut Yapı Kooperatifinin yetkililerinin haberi ve fiili katılımı olmadan akde katılmış gibi göstermek suretiyle ... Tapu Müdürlüğünde çalışmakta olan bir kısım müdür ve memurlar tarafından satıcının imzası taklit edilmek suretiyle satışın yapıldığının anlaşıldığını, S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi tarafından açılan dava sonucu Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/89 Esas sayılı kararı ile bütün tapuların iptal edildiği ve anılan kararın kesinleştiğini, yapılan idari soruşturma sonucu tapu sicil memurlarının görevine son verildiğini, yine memurlar hakkında sahte resmi evrak tanzim etmek ve dolandırıcılık suçlarından dolayı Sincan Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/124 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine göre tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devletin sorumlu olduğunun yazılı olduğunu, tapu memurlarının işlemlerinden dolayı müvekkilinin zarar gördüğünü, memurların kusur ve hukuka aykırı işlemlerinden devletin sorumlu olduğunu dava tarihi itibarıyla belirlenecek zararının aynı tarihten faiziyle davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı kooperatife ait bir başka kat mülkiyetinde bulunan taşınmazların satışı ile ilgili olarak açılan başka bir davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğini, bu kararın Yargıtayca onandığını, dava konusu taşınmazın emsal dosyada belirlenen taşınmazlar ile aynı nitelikte olduğundan davacının davasının reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatteyse olayda, zarar ve hukuka aykırı eylem bulunmakta ise de kusursuz sorumlu olan davalının sorumluluğunu gerektirecek uygun illiyet bağının bulunmadığını, öncelikle usuli itirazlarımız yönünden (zamanaşımı, pasif husumet yokluğu) davanın reddine; mahkeme aksi kanaatteyse davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.12.2016 tarihli ve 2015/114 Esas, 2016/355 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.07.2017 tarihli ve 2017/1155 Esas, 2017/1368 Karar sayılı kararıyla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 13.07.2017 tarihli ve 2017/1155 Esas, 2017/1368 Karar sayılı ilamına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davacının dava konusu bağımsız bölümü 18.08.2003 tarihli ve 6219 sayılı resmi senet ile satın aldığı, söz konusu senedin satıcı ... Yapı Kooperatifinin vekili sıfatıyla 15.08.2003 tarihli ve 12454 sayılı vekaletnameye dayanarak ... tarafından imzalandığı, dava dışı başka bağımsız bölüm maliklerinin katılan olarak yer aldığı Ankara Batı Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/8 Esas, 2019/173 Karar sayılı ilamında belirtilen vekaletnamenin sahte olduğu belirlendiğinden; Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün 1492 ve 1503 sayılı genelgelerine, Tapu Sicil Tüzüğü'nün 13 üncü maddesine uygun olarak tapuda resmi işlemlerin yapılmadığına, aksine tapu memuru tarafından resmi evrakta sahtecilik yapıldığına, davacı ile yüklenici firma yetkilileri arasında sözleşme ilişkisi olduğu yönünde dosyada bilgi ve belge bulunmadığına göre Hazinenin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca sorumlu olduğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapusunun iptalinin memur hatasından kaynaklı olmadığını, yüklenicinin edimini ifa etmemesinden kaynaklı olduğunu, illiyet bağının kesildiğini, hükmedilen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2 Dava konusu bağımsız bölümün zemine emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Buna karşın, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınan taşınmazların ise satış tarihleri itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulmadan, dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ile emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilip bilirkişi raporu denetlenmeden hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan usul ve kanuna aykırı olan mahkeme kararının BOZULMASINA,
21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.