Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9913 E. 2024/3790 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bir kısmı için açılan bedel davasında, el atmanın hangi kısımlar için gerçekleştiğinin tespiti ve bedel takdiri uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: 221 sayılı Kanun'un 1. ve 4. maddeleri uyarınca 1955 yılından beri yol olarak kullanılan kısım için dava açma süresinin geçtiği, ancak proje bütünlüğü nedeniyle bina ile yol arasında kalan kısma el atma olgusunun gerçekleştiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/175 Esas, 2018/623 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan inceleme sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel taşınmazın maliki olduğunu, parsel üzerinde davalı kurum tarafından yapılmış yol bulunduğunu, ancak davalı idarenin kamulaştırma yapmadığını, uzlaşmaya başvurulmayacağını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkini karşılığında 2.000 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, birleştirilen davada ise, dava konusu taşınmazın ilk dava tarihi itibarı ile metrekaresinin 1.440 TL olarak belirlendiğinden ve Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın 2.000 TL olarak açılması nedeniyle bakiye 8.404 TL'nin ilk dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 1955 yılı öncesine ait uydu fotoğraflarındaki kullanımının bugüne kadar değişmediğini ve dava konusu parsele cepheli bütün yolların 1955 yılında açık olduğunun tespit edildiğini, 221 sayılı Amme Hükmü Şahısları veya Müesseseleri Tarafından Fiilen Amme Hizmetlerine Tahsis Edilmiş Gayrimenkuller Hakkındaki Kanun'a (221 sayılı Kanun) göre alanın bedelsiz terk alanı olması gerektiğini, 5999 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un (5999 sayılı Kanun) Geçici 6 ncı maddesinde 1956 ile 1983 yılları arasında yapılan el atmalara dava açma ve uzlaşma talebinde bulunma hakkı verildiğini, dolayısıyla bahse konu parsele cepheli ... Sokağı ile ... Sokağının 1956 yılından önce açıldığını, 1955 yılından bugüne kadar kullanımının değişmediğini, parsel maliklerinin dava açma hakkının bulunmadığını, taşınmazın ... Belediyesi sınırları içinde kaldığını ve müvekkili idarenin hukuki veya fiili el atmasının olmadığını, husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.10.2015 tarihli ve 2013/583 Esas, 2015/319 Karar sayılı kararı ile idari yargının görevli olması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Bozma Kararı

1. Mahkemenin 08.10.2015 tarihli ve 2013/583 Esas, 2015/319 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dosya içindeki bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın İmar İdare Heyetinin 14.04.1950 tarih ve ... sayılı kararı ile onaylanan ... numaralı parselasyon planında kaldığı, ... ada ... numaralı parselden şuyulandırılarak imarın ... ada 1 numaralı parselin oluştuğu, dava konusu bu parselin de İmar İdare Heyetinin 23.08.1963 tarihli ve ... sayılı kararı ile onaylanan ... numaralı parselasyon planı ile 122 m²si yola giden olarak ayrıldığı, halen tapuda ... ada ... parseli olarak davacıların uhdesinde kaldığı anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmazın fen bilirkişisinin krokili raporunda 1/A2 ile gösterilen 42,52 m²lik kısmının dava içindeki fotogrometri uzmanı ...'ün raporunda, 1955 yılından beri yol olarak kullanıldığı belirtildiğinden, 221 sayılı Kanun'un 1 inci ve 4 ncü maddeleri uyarınca dava hakkı aynı Kanun'un yürürlüğe girdiği 12.01.1961 tarihinden itibaren 2 yıl sonrası olan 13.01.1963 tarihinde sona erdiğinden davacının bu kısma ilişkin davasının reddi sonucu itibarıyla doğrudur. Ancak dava konusu taşınmazın yola giden olarak ayrılan ve fen bilirkişinin krokili raporunda 1/A1 ile gösterilen 79,49 m²lik kısım bina ile yol arasında kalan boşluk ise de; proje bütünlüğü nedeniyle el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile bedeline hükmedilmesi gerekirken, Mahkemece bu kısma ilişkin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; el atma tarihi itibarıyla davanın reddi gerektiğini, bina ile yol arasında kalan kısım içinse idari yargı görevli olduğundan yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanunun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadi Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas,1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:"..."usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihindeki ilk toplantıda ittifakla karar verildi."

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile "usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulün yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ..." karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler ile temyiz edenin sıfatı gözetildiğinde kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.