Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9932 E. 2024/3699 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, Hazine'nin sorumluluğu ve tazminat miktarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Hazine'nin tapu kaydının iptalinden doğan zararlardan sorumlu olduğu ve tazminat miktarının taşınmazın gerçek değerine göre belirleneceği gözetilerek, yerel mahkemenin Hazine aleyhine tazminata hükmeden direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/49 Esas, 2023/354 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Balıkesir ili, ... ilçesi, ... köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, Hazine tarafından açılan dava sonucu taşınmazın bir kısmının Hazine adına tescil edildiğini beyan ederek, uğranılan zararın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olduğunu, iktisabının mümkün olmadığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince tazminat talebinde bulunulamayacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.04.2022 tarihli ve 2021/108 Esas, 2022/108 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu 152.220,67 m² alanlı, Balıkesir ili, ... ilçesi, ... köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmaz, kadastro çalışmaları sonucunda 1999 yılında dava dışı 3. kişiler adına tespit gördüğü 28.01.2000 tarihinde davacı tarafından satın alındığı, Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/33 Esas, 2004/165 Karar sayılı ilâmı ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan tapu kaydının 82.820,67 m²lik kısmının iptal edilerek, Hazine adına tesciline karar verildiği ve bu kararın temyiz incelemesinden geçerek 11.07.2005 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın 20.07.2006 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığının anlaşıldığını, dosyada bulunan delil ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metodu esas alınarak tazminata hükmolunmasında yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmediğini, taşınmazın kuru tarım arazisi niteliğine göre bulunduğu yörede yaygın olarak uygulanan münavebe sistemi İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden sorulup, değerlendirme tarihi olan dava tarihi itibarıyla, münavebeye alınacak ürünlerin hasat zamanındaki kg satış fiyatı ile dekara verim ve masrafa ilişkin resmî veriler de İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden getirtilerek, tespit edilecek münavebe sistemine göre ve resmi veriler dikkate alınarak taşınmazın değerinin belirlenmesi gerekirken, resmi veriler getirtilmeden, arpa ve fiğ münavebesi uygulanarak ve dava tarihi yerine 2005 yılı fiyatları nazara alınarak hesap yapan bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması ve dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özellikleri dikkate alındığında kapitalizasyon faizinin % 5 alınması gerekirken yüksek oranda kapitalizasyon faizi alınmak suretiyle eksik bedel tespit edilmesi hatalı olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; husumetin kendilerine düşmediğini, tapu sicilinin yanlış tutulması sonucu oluşmuş bir zararın bulunmadığını, zararın çok yüksek ve fahiş belirlendiğini, rayiç ve gerçek zararın araştırılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.