Logo

5. Hukuk Dairesi2024/10428 E. 2025/3973 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tesciline ilişkin davada, bedelin belirlenmesi ve taşınmazın yeni ada ve parsel numarasıyla tescili hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin kamulaştırma bedelinin tespitinde ve değer azalışı oranının belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak taşınmazın kadastro yenilemesi sonucu yeni ada ve parsel numarasıyla tescil edildiği gözetilerek, hüküm fıkrasının yeni ada ve parsel numarasını içerecek şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/599 Esas, 2023/999 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/335 Esas, 2021/397 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili, tapudan yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle özetle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Denizli ili, Honaz ilçesi, Ovacık Mahallesi, 88 parsel (yeni 161 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ile tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedele davanın dört ay içinde sonuçlandırılmadığı gözetilerek bu sürenin bitiş tarihi olan 21.05.2016 tarihinden karar tarihi olan 02.12.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilerek işlemiş faiziyle birlikte davalılara payları oranında derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline, tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve kanuna aykırı olup bilimsel verilere dayanmadığını, hesaplamanın hatalı yapıldığını, ürün verim miktarının yüksek, üretim masraflarının ise düşük alındığını, taşınmazın kısmen kamulaştırılması nedeniyle arta kalan kısımlarda değer artışı meydana geleceğini, nitekim yol yapıldıktan sonra taşınmazın çift cepheli hale geldiğini, taşınmaza ulaşımın, tarım makinalarının giriş ve çıkışının kolaylaştığını, bu nedenle meydana gelen değer artışının hesaplanarak kamulaştırma bedelinden mahsup edilmesi gerektiğini, arta kalan kısımda değer azalışından söz edilemeyeceğini, kamulaştırma bedelinin tamamına son karar tarihine kadar faiz işletilmiş olmasının doğru olmadığını, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla kısmen sulu tarım arazisi, kısmen kapama meyve bahçesi niteliğindeki davaya konu taşınmaza % 4 kapitalizasyon faiz oranı uygulanması suretiyle net geliri esas alınarak 2016 yılı Honaz İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kamulaştırmadan arta kalan kısım için % 15 oranında değer azalışı hesaplanmış olmasının yerinde olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hukuka uygun olduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı; ancak ilk kararla hüküm altına alınan ve davalı tarafa ödenmesine karar verilen 404.385,03 TL'ye ilk karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken kamulaştırma bedelinin tamamına son karar tarihine kadar faiz işletilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve kanuna aykırı olup bilimsel verilere dayanmadığını, hesaplamanın hatalı yapıldığını, ürün verim miktarının yüksek, üretim masraflarının ise düşük alındığını, taşınmazın kısmen kamulaştırılması nedeniyle arta kalan kısımlarda değer artışı meydana geleceğini, nitekim yol yapıldıktan sonra taşınmazın çift cepheli hale geldiğini, taşınmaza ulaşımın, tarım makinalarının giriş ve çıkışının kolaylaştığını, bu nedenle meydana gelen değer artışının hesaplanarak kamulaştırma bedelinden mahsup edilmesi gerektiğini, arta kalan kısımda değer azalışından söz edilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kısmen kapama meyve bahçesi, kısmen sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısımlarının yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumu dikkate alındığında uygulanan değer azalışı oranının uygun olduğu sonucuna varılmıştır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

5. Buna karşın, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Parsel Sorgu Uygulaması ve UYAP sisteminde bulunan Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) kayıtları üzerinden Dairemizce edinilen bilgiye ve dosya kapsamında alınan 05.07.2024 tarihli fen bilirkişisi raporuna göre; dava konusu 88 parsel sayılı taşınmazın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 nci maddesinin (a) fıkrası uyarınca yapılan kadastro yenileme çalışmaları sonucunda pasife alınıp 161 ada 108 parsel numarası ile tapuya tescil edildiği, kamulaştırılan alanın değişmediği anlaşılmış olup yeni ada ve parsel numarası üzerinden hüküm tesis edilmemiş olması infazda tereddüt oluşturacağından bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzeni gereğince yapılan inceleme sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; (1) ve (2) numaralı bentlerinde yer alan "88" sayısından sonra gelmek üzere " yeni 161 ada 108 " ibaresinin yazılması ve aynı bentlerde yer alan " 27.02.2019 " tarihinin çıkarılarak yerine " 05.07.2024" tarihinin, " kırmızı renkle " ibaresinin çıkarılarak " sarı renkle " ibaresinin yazılması; (3) numaralı bendinde yer alan " 27.02.2019 " tarihinin çıkarılarak yerine " 05.07.2024 " tarihinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.