"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/500 Esas, 2023/385 Karar
DAVA TARİHİ: 19.04.2021
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/131 Esas, 2022/27 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine, resen İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Eskişehir ili, ...ilçesi,... Mahallesi 7714 ada 2 parsel (yeni 24733 ada 2 parsel) sayılı taşınmaza davalı idarece kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle el atıldığından taşınmazın bedelinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ifraz gördüğünü, ifraz sonucu oluşan parseldeki taşınmaza müvekkili idare tarafından asfalt ve kaldırım yapıldığını belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaz için yüksek bedel belirlendiğini, emsal incelemesinin doğru olmadığını, faizin ıslah tarihinden itibaren uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza, emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilmesinde ve bedelinin tespiti ve davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, davalı idare vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediği, ancak tapu kaydındaki takyidatların hükmedilen bedele yansıtılması; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek 4 üncü maddesi gereği maktu harca hükmedilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci ve Geçici 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsallerin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Dava tarihi itibarıyla taşınmaza değer tespit edildiğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi yerindedir.
4. Dava konusu taşınmazın bulunduğu alana ilişkin olarak 1970'li yıllarda yapılan kamulaştırma işlemleri sırasında, tescil harici alanda bulunduğu gerekçesiyle kamulaştırma planında taşınmaza dosya numarası verilmediği ve kamulaştırma bedeli ödenmediği, kök parsele ilişkin olarak da herhangi bir bilginin bulunmadığı anlaşıldığından taşınmazın kamulaştırıldığına dair temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
6. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden, eldeki davada 1997 yılında taşınmaza el atıldığından 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile maktu harca hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzenine ilişkin yapılan değerlendirme sonunda; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) ve (4) numaralı bentlerinin hükümden çıkartılmasına, yerine "Alınması gereken 16.404,95 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39 TL ve ıslah harcı olarak alınan 4.015,84 TL'nin mahsubu ile bakiye 12.303,72 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, davacılar tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 85,39 TL peşin harç ve 4.015,84 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.160,53 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," cümlesinin yazılması ve hüküm bentlerinin buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı kalan harcın davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.