Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1112 E. 2024/6261 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında, davacı idarenin mahkemece belirlenen bedeli yasal süre içinde depo etmemesine rağmen, sonradan depo etmesi nedeniyle davanın reddine karar verilip verilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesinin 8. fıkrası uyarınca belirlenen kamulaştırma bedelinin yasal süre içinde depo edilmemesi ve davalı tarafın da işin esasına girilerek karar verilmesini istememesi gözetilerek, davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/341 Esas, 2023/205 Karar

DAVA TARİHİ: 15.11.2016

KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle;... ili, ..., Müftü Mahallesi 1593 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırma işleminin iptali için... İdare Mahkemesine açtıkları davanın bekletici mesele yapılmasını, işbu talebin kabul edilmemesi hâlinde davanın reddine karar verilmesini, davanın reddine karar verilmemesi hâlinde ise dava konusu taşınmazın kısmen kamulaştırılması nedeniyle geriye kalan 95,55 m²lik kısmın da davacı idare tarafından kamulaştırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Aslî müdahil Abdürrahim Türüt dilekçesinde özetle; davalı ...'tan 29.04.2013 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile bir daire aldığını, dairenin bağımsız bölüm numarasının 11 olduğunu, tapuyu henüz alamadığını, bu nedenle davaya dahil edilerek 11 No.lu bağımsız bölüm ve arsa payı bedelinin tarafına ödenmesini talep etmiştir.

3. Aslî müdahil ... dilekçesinde özetle; davalı ...'tan 29.04.2013 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile bir daire aldığını, dairenin bağımsız bölüm numarasının 13 olduğunu, tapuyu henüz alamadığını, bu nedenle davaya dahil edilerek 13 No.lu bağımsız bölüm ve arsa payı bedelinin tarafına ödenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi 25.07.2019 tarihli ve 2016/397 Esas, 2019/285 Karar sayılı kararı ile kamulaştırma bedelinin tespiti ile dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 10.12.2019 tarihli ve 2019/4945 Esas, 2019/4826 Karar sayılı kararı ile arsa niteliğindeki taşınmazların, emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zeminine; resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı da düşülerek binalara karşılık saptanmasında, zeminin üzerindeki binada kat mülkiyetine geçilmese de davalı ... dışındaki davalılar lehine kesinleşen Mahkeme kararı ile hisse tescili yapıldığından, işbu davalılar yönünden de hisseleri oranında kamulaştırma bedeline hükmedilmesine ilişkin Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 10.12.2019 tarihli ve 2019/4945 Esas, 2019/4826 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 23.03.2021 tarihli ve 2020/2755 Esas, 2021/3908 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesinin kararını incelenmesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak incelenen taşınmazın kadastral, dava konusu taşımazın imar parseli olarak kabulü ile kıyaslama sonucu tespit edilen metrekare bedeline %19,76 oranında düzenleme ortaklık payı oranı eklenmek suretiyle metrekare birim fiyatı belirlenmiş ise de dosya içindeki bilgi ve belgelerden, dava konusu taşınmazın yüzölçümü 1179,31 m² iken davacı idarenin 234,31 m²lik kısmının kamulaştırılması nedeniyle açılan tespit ve tescil davası sonucu yola terkinine karar verildiği, bu kısmın terkini sonucu yüzölçümünün 945 m² kaldığı, dolayısıyla 234,31 m²lik kısmın 3194 sayılı İmar Kanunu (3194 sayılı Kanun) gereğince terkin edilmediği anlaşılmış ise de dava konusu taşınmazın imar parseli olduğu bildirildiğinden, dava konusu taşınmazın tüm geldi kayıtları ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek 3194 sayılı Kanun'un 18 inci, 15 inci ve 16 ncı maddeleri gereği yola terk edilen alan oranı tespit edilerek, kadastral olarak tespit edilen metrekare birim fiyatına tespit edilen oranın eklenmesi suretiyle metrekare bedelinin tespiti gerekirken, eksik incelemeyle hüküm kurulması, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın sınıfının resmî verilere göre 4. sınıf A olarak kabulü ile değeri tespit edilmiş ise de dosya içindeki... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/136 Esas, 2018/264 Karar sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda dava konusu bina sınıfının 4/C belirlendiği gözetildiğinde bu husustaki çelişki giderilmek üzere bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak binanın yüksekliği kesin olarak tespit edilip, 30,5-51,51 (51,51 dahil) ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca açıklanan Yapı Yaklaşık Maliyetleri Tebliğine göre sınıfının 4/C olarak kabulüyle değer biçilmesi gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulması, dosya içindeki kıymet takdir raporunda zemin kaplamasına ayrıca değer biçildiği gibi korkuluk, beton saha ve beton duvarların yüzölçümü hususundaki davalı tarafın itirazları bulunduğu da dikkate alınarak imalatlar hususunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması, doğru olmadığı gibi; Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarih 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'la Değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2022 ve 2021/77 Esas, 2022/136 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası gereğince verilen sürelere rağmen Mahkemece tespit edilen fark kamulaştırma bedeli davalı idarece bankaya bloke edilmediğinden davanın reddi ile davalılara ödenen kamulaştırma bedelinin davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine karar vermiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 31.05.2022 ve2021/77 Esas, 2022/136 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline usulüne uygun verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmemiş ise de sunulan banka dekontuna göre davacı idarenin Mahkemenin karar tarihinden sonra 09.08.2022 tarihinde depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek davalı tarafın işin esasına girilerek karar verilmesini isteyip istemediği yönünde beyanı da alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı tapu maliklerinin yasal süresinden sonra depo kararının yerine getirilmiş olması nedeniyle işin esasına girilerek karar verilmesini istemedikleri ve davanın reddini talep ettikleri anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; usul ekonomisi gereğince işbu dosyada da depo bedeli kanun yolu aşamasında yatırılmış olup işin esasına girilerek direkt karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca verilen yasal süreler içinde Mahkemece tespit edilen bedelin depo edilmediği, davalı ve asli müdahiller tarafından da işin esasına girilerek karar verilmesi istenilmediği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararın 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.