"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/521 Esas, 2023/850 Karar
DAVA TARİHİ: 20.12.2016
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Batman ili, ..., ... 106 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.03.2020 tarihli ve 2016/659 Esas, 2020/378 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespitine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline ve baraj gölü sahası içerisinde kaldığından tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.04.2022 tarihli ve 2020/2139 Esas, 2022/772 Karar sayılı kararı ile sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metoduna göre değer biçilmesi doğru olduğu gibi, taşınmazın vasfı, konumu, bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri ve aynı bölgeden intikal eden dava dosyaları gözetilerek kapitalizasyon faizinin % 4 oranında alınmasında, dosya içindeki bilgi ve belgelere ayrıca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgu programı üzerinden Dairece yapılan incelemeye göre taşınmazın konumu, ana yollara ve yerleşim alanlarına uzaklığı gözetilerek gelir metoduna göre tespit edilen metrekare birim fiyatına objektif değer artırıcı unsur ilave edilmemesinde, davacı idarece düzenlenen 15.04.2015 tarihli kıymet takdir raporu, 11.10.2013 tarihli Türksat yazı cevabı ve mahallinde yapılan keşifteki Mahkeme gözlemi dikkate alınarak taşınmaz üzerinde bulunan ve askı ilanından önce yapıldığı tespit edilen yapılara aynı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde de bir isabetsizlik görülmediği, ayrıca davalı taraf dava açılmasına sebebiyet vermemiş olup davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna uygun bulunduğu; ancak Anayasa Mahkemesi iptal kararı uyarınca Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin idarenin kıymet takdir raporunda belirlenen bedelden fazla olan ve 3'er aylık vadeli hesapta nemalandırılmak üzere bloke edilen kısmının dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak Dairenin karar tarihine kadar işleyecek yasal faizi ve diğer nemalarıyla birlikte hak sahibine ödenmesi gerektiğinden; tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 22.04.2022 tarihli ve 2020/2139 Esas, 2022/772 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmaz üzerindeki tandır olan yapının, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan ve değerlendirme tarihi olan 2016 yılına ait Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğe göre 2. sınıf B grubu yapı olduğu belirtildiği hâlde, hatalı olarak 180,00 TL/m² olarak alındığı, kıymet takdir tutanağında beton ev için %37 eksik imalat ve %25 yıpranma payı uygulandığı hâlde hükme esas alınan raporda gerekçesi açıklanmadan %15 yıpranma payı uygulandığı, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapıların dosyada bulunan fotoğraflar ile uydu fotoğrafları esas alınarak sınıfına uygun birim fiyatları ve yaşları belirlenip buna göre yıpranma payı ve eksik imalat payı düşülerek değer biçilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile bedel tespiti nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay bozma kararı doğrultusunda yapılan incelemede; her ne kadar davacı kurum tarafından düzenlenen kıymet takdir raporunda davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan beton evin yıpranma payı oranının %25 olduğu, ayrıca yapının %37 oranında eksik imalatının bulunduğu belirtilmiş ise de yapılan tespitin dayanağına ilişkin ayrıntılı fotoğrafların kıymet takdir raporunda bulunmadığı, ayrıca tespitin bilimsel dayanağının da açıklanmadığı, inşaat bilirkişi tarafından düzenlenen 21.06.2023 havale tarihli ek rapordaki tespitlerin ise 31.10.2019 tarihinde yapılan keşif sonucu yapı üzerinde yerinde yapılan incelemelere ve yapının ayrıntılı fotoğraflarına dayandığı, bu nedenle taşınmaz üzerinde bulunan yapıların değer tespitinin dava tarihi olan 2016 yılı itibarıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğine göre yıpranma payı ve eksik imalat oranı düşülmek suretiyle yapılmasının ve yapı değeri toplamının 77.621,14 TL olarak belirlenmesinin dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle uyumlu olduğu, tüm dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçelere göre, sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metoduna göre değer biçilmesi doğru olduğu gibi, taşınmazın vasfı, konumu, bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri ve aynı bölgeden intikal eden dava dosyaları gözetilerek kapitalizasyon faizinin % 4 oranında alınmasında, dosya içindeki bilgi ve belgelere ayrıca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgu programı üzerinden Dairece yapılan incelemeye göre taşınmazın konumu, ana yollara ve yerleşim alanlarına uzaklığı gözetilerek gelir metoduna göre tespit edilen m² birim fiyatına objektif değer artırıcı unsur ilave edilmemesinde, taşınmaz üzerinde bulunan ve askı ilanından önce yapıldığı tespit edilen yapılara, 21.06.2023 havale tarihli inşaat bilirkişi ek raporunda aynı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı ve eksik imalat oranı düşülmek suretiyle değer biçilmesinde de bir isabetsizlik görülmediği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bedeli hesaplanırken münavebeye alınan ürünlerin yörede yaygın olarak yetiştirilmeyen ürünlerden seçildiğini bilirkişi raporunda üretim masraflarına yer verilmediğini, kapitalizasyon faiz oranının % 5-6 civarında alınması gerektiğini, dava konusu taşınmazda bulunan yapının imalat eksikliklerinin kıymet takdirinden sonra tamamlandığını, sulama havuzunun taşınmaza sulu niteliği kazandırması nedeniyle bedelinin hesaplanmaması gerektiğini, eksik imalat oranı düşülmediğini ve yapı bedelinin yüksek hesaplandığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.