Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1251 E. 2024/6874 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tapudan terkini istemine ilişkin davada, mahkeme kararının davacı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine, kararın onanıp onanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde ve objektif değer artırıcı unsur oranının belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de hukuka uygun olduğu ve bozma kararı ile kesinleşen hususların tekrar incelenemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin kamulaştırma bedeli tespiti ve taşınmazın tapudan terkini yönündeki kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/28 Esas, 2021/206 Karar

DAVA TARİHİ: 19.12.2014

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Erzurum ili,... ilçesi, ... Mahallesi 288 ada 46 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ekli olan tespit formunun 2011 yılında düzenlendiğini, buna göre tespit edilen ağaçların yaşının davanın açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu yerin sulu tarım arazisi vasfında olduğunu, taşınmazın içerisinde çok sayıda ağacın ve taş duvarın bulunduğunu, bunun tespit formunda belirtilmediğini, takdir edilen kıymetin yeterli olmadığını, kapitalizasyon faiz oranının %3 olunması gerektiğini, %90'dan az olmayan oranda değer azalışı takdirinin yapılması gerektiğini, dava konusu yerin duble yol kenarında bulunduğunu, belediye sınırları ve mücavir olan içerisinde olduğunu, ... Mahallesine yakın yerde bulunduğunu, bu sebeple %110'dan aşağı olmayan objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, beyanlar doğrultusunda taşınmazın gerçek değerinin belirlenerek tespitinin yapılmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10.06.2015 tarihli ve 2014/636 Esas, 2015/348 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ile davalı ... vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava konusu taşınmazın idarece yapılan kıymet takdirinde dava konusu taşınmaza sulu tarım arazisi olarak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise taşınmaza kuru arazi olarak değer biçildiği anlaşıldığından, mahallinde yeninden keşif yapılarak taşınmazın sulanıp sulanmadığı, taşınmazda sulamaya ilişkin bir tesis olup olmadığı tutanağa geçirilip yeniden alınacak raporla çelişki giderildikten sonra karar verilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde bedel tespiti, dava konusu taşınmazın konumu, yüzölçümü ve bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine göre, objektif değer artırıcı unsur oranının % 35 olacağı gözetilmeden daha az kabulü ile düşük bedel tespiti, tespit edilen bedelin hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekirken sadece bedelin tespit edilmesi ile yetinilmesi ve davalılardan ...’ın ölü olmasına rağmen taraf gösterilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 28.10.2021 tarihli ve 2019/28 Esas, 2021/206 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma öncesi kararın yalnızca bir kısım davalı vekilince temyiz edilmesine rağmen tüm davalılarca temyiz edilmiş gibi karar verilmesinin idarenin usuli kazanılmış hakkının ihlali olduğunu, bozma konusu yapılmayan idare lehine hükmedilen vekâlet ücretinin iş bu karar ile kaldırılmasının hatalı olduğunu, kararda faiz başlangıç tarihi 20.04.2015 olması gerekirken 20.12.2015 olarak yazılarak maddi hata yapıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

4. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamaktadır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.