Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1266 E. 2024/6843 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti davasında, Bölge Adliye Mahkemesinin miktar itibariyle temyiz edilemeyeceğine dair verdiği ek kararın hatalı olup olmadığı ve esas kararda belirlenen bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesinin 6100 sayılı HMK'nın 341. maddesinin ikinci fıkrasının iptaline ilişkin kararı gözetilerek kamulaştırma bedellerine dair davaların miktar gözetilmeksizin temyiz edilebileceği, ayrıca uygulanan kapitalizasyon faiz oranı, değer düşüklüğü oranı ve objektif değer artış oranının dosya kapsamına ve taşınmazın özelliklerine uygun olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi’nin miktar itibariyle temyizi reddeden ek kararının kaldırılmasına ve esas kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1916 Esas, 2023/3226 Karar

DAVA TARİHİ: 02.12.2022

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/235 Esas, 2023/85 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 10.01.2024 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden temyiz incelemesine konu edilen kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.

Bu durumda, temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; Bölge Adliye Mahkemesinin 10.01.2024 tarihli ve 2023/1916 Esas, 2023/3226 Karar sayılı ek kararının ortadan kaldırılması gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ordu ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 3246 ada 2,3,4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlarda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bedelin açıkça çok düşük bulunduğunu, öncelikle davacı kurumca oluşturulan kıymet takdir komisyonunun kabulünün aksine dava konusu taşınmaz belediye mücavir alan sınırları ve imar planı dahilinde kalan bir taşınmaz bulunduğunu, bu nedenle kamulaştırma bedeli belirlenir iken taşınmazın arsa olarak kabul edilerek bir değer belirlemesi yapılması gerekirken davacı kurumca taşınmazın tarla olarak kabulü ve bu doğrultuda zirai gelir metodu uygulanmak suretiyle değer belirlemesi yapılmasının yanlış olduğunu, davacı kurumca yapılan bedel tespitini kesinlikle kabul etmemekle birlikte; taşınmazın ana yol kenarında olması, çevresinde birçok isanayi tesisinin bulunması, taşınmazın ileride konut ya da sanayi amaçlı kullanılabilmesinin mümkün olması dikkate alındığında taşınmaz açısından çok daha yüksek / oranda objektif değer artış oranı belirlenmesi gerekirken bu oranın sadece %50 olarak belirlenmesi, taşınmazın konumu, Karadeniz Bölgesi' nde düz alan miktarının azlığı ve diğer unsurlar dikkate alındığında taşınmaz açısından kapitilizasyon faiz oranının %3 olarak kabul edilmesi gerekirken bu oranın %5 olarak kabul edilmiş olması, taşınmazın kapama fındık bahçesi olduğu dikkate alındığında buradan dekarda elde edilecek ürünün dava tarihi itibarı ile miktarının bedel tespiti yapılır iken dikkate alınması gerekirken bu hususun dikkate alınmaması, taşınmazın kapama fındık bahçesi olduğu dikkate alındığında dava tarihi itibarı ile taşınmazdan elde edilecek fındık ürünün kg fiyatının ilgili resmi kurumlardan sorulmak suretiyle tespiti gerekirken hesaplama yapılır iken bu durumun dikkate alınmaması, alınmış ise tahmini bedel tespit raporunda buna yer verilmemiş olması, taşınmazın bulunduğu yer ve konumu, imar planları dikkate alındığında irtifak kamulaştırması yapıldıktan sonra taşınmazdan müvekkilin kullanımına kalacak olan kısımda müvekkilin yararlanma olanağının ( yapı yapamama, sanayi tesisi kuramama vb. ) kalmayacak olması dikkate alındığında taşınmazda çok yüksek oranda bir değer düşüklüğünün meydana geleceğinin belirgin olmasına rağmen davacı kurumca bu değer düşüklüğü oranının sadece %9,44 olarak kabul edilmesi nedenleri ile kurumca tespit edilen bedel açıkça düşük bulunduğunu, bu nedenlerle davacı kurumca oluşturulan komisyonca belirlenen kamulaştırma bedelini kesinlikle kabul etmediklerini, taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesi açısından taşınmazın arsa olarak kabulü ile sunulacak olan emsaller de dikkate alınmak suretiyle keşif yapılarak taşınmazın gerçek kamulaştırma bedelinin tespitini istediklerini, tüm bu hususlarla birlikte davacının dava dilekçesi kapsamında davalının aleyhine olabilecek diğer tespit ve iddialarını kesinlikle kabul etmediklerini, tüm bu nedenlerle öncelikle davacının davasının reddine karar verilmesini aksi halde davalıya ait bulunan taşınmazın davacı tarafından yapılan tespitte belirtilenin çok üzerinde bulunan gerçek bedelinin tespiti ile belirlenen bedelin davalıya ödenmesine, vekâlet ücreti ve yargılama giderinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazların irtifak kamulaştırma bedelinin yüksek belirlendiğini, hükme esas rapordaki verilerin hatalı olduğunu, enerji iletim hattının arazideki geçiş yeri ve şekli, irtifak alanının taşınmazların yüzölçümüne oranı vb. unsurlar da dikkate alındığında değer düşüklüğü oranının hatalı bir şekilde belirlendiğini, kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kapama fındık bahçesi niteliğindeki davaya konu taşınmaza %3 oranında kapitalizasyon faiz oranı ile taşınmazın bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri ve ilçe merkezine yakınlığı dikkate alınarak % 130 oranında objektif değer artışı uygulanması suretiyle gelir metodu esas alınarak resmî verilere göre değer biçilmesinde, taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirlenmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının hesaplanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, istinaf incelemesi sonucu Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın kesin olduğu belirtilmiş ise de, 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmünün kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar yönünden iptal edildiğini, bu nedenle ek kararın usul ve kanuna aykırı olup temyiz taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 4 üncü, 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kapama fındık bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve yine aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergâhı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirlenmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmazların hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı, değer düşüklüğü oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 10.01.2024 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.