Logo

5. Hukuk Dairesi2024/127 E. 2024/5678 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan terkinine ilişkin davada, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve terkin edilecek alanın miktarı uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre, taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak hesaplanan bedelin adil ve hakkaniyete uygun olduğu, kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranının yerinde olduğu, ancak terkin edilecek alanın dava dilekçesinde belirtilen miktarla uyumlu olması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/585 Esas, 2023/1812 Karar

DAVA TARİHİ: 11.08.2021

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/331 Esas, 2023/86 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde;... Mahallesi 117 ada 56 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için davacı tarafından müvekkiline teklif edilen bedelin rayiç bedelin çok altında olduğunu, dava konusu taşınmazın Büyükşehir merkezine çok yakın olması, şu anda mevcut resmî Tekirdağ -Hayrabolu yoluna sıfır konumda olması, mücavir alanda olması, elektrik ve su hizmetinden faydalanabileceği, piyasa emsalleri ve rayiçleri ile taşınmazın konumu ve mevkii itibarıyla bedelinin dava tarihi itibarıyla tespit edilmesine ve tespit edilen bedelin müvekkillerine ödenmesine, arazinin kısmen kamulaştırılması sebebiyle arta kalan kısım ile ilgili taleplerini bilirkişi raporundan sonra tekrar değerlendireceklerinden bu hususta talepte bulunma hakları saklı kalmak kaydı ile kamulaştırmadan arta kalan kısmın değer kaybı oranının bilirkişi heyeti tarafından hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ve kamulaştırma evraklarında kamulaştırılacak alanın 2.532,75 m² olarak gösterildiğini; ancak Mahkemece 921,48 m² alanın yol olarak tapudan terkinine ilişkin hüküm kurulduğunu, kamulaştırma planlarında belirtilen ve hesap raporlarında 2.532,75 m²den hesaplanan taşınmaz alanının yol olarak terkinine karar verilmesi gerektiğini kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının hatalı belirlendiğini, bilirkişi raporunda kamulaştırma bedeli hesaplanırken sadece değer artırıcı verilerin dikkate alındığını ve yüksek tazminat hesapladığını, taşınmazın tapu kaydındaki mevcut takyidatların kamulaştırma bedeline yansıtılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karar 2023 yılında verildiği hâlde, dava tarihi 2021 yılına ait verim ve fiyatların kullanıldığını, bilirkişi raporunda münavebeye konu ürünlerin gerek verim oranları gerekse birim fiyatlarının çok düşük hesaplandığını, gelir hesabına silajlık mısırın da eklenmesi gerektiğini, taşınmazda DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış olan Bıyıkali Sulama Göletinin açık kanalet sulama sistemi alt yapısı mevcut olup taşınmazın motopomp sistemi ile sulama imkanına sahip sulu tarım arazisi olduğunu, bilirkişilerin belirlediği objektif değer artış oranının çok az olduğunu, ilk kararda belirlenen bedel yönünden faize hükmedilmemesinin hatalı bulunduğunu ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, bilirkişi kurulu raporu ile resmî verilerin uyumlu olduğu, bilirkişi kurulunca uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının taşınmazın niteliği ve konumuna uygun düştüğü, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre tespit edilen kamulaştırma bedelinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu; ancak dava dilekçesinde ve kamulaştırma evraklarında taşınmazın tamamı olan 2.532,75 m² üzerinden kamulaştırma yapıldığı belirtildiği, hesap bilirkişi raporunda taşınmazın tamamı üzerinden kamulaştırma bedeli hesap ve tespit edildiği hâlde, fen bilirkişisinin kök raporuna göre kamulaştırılan alanın 921,48 m² olarak belirlenip buna göre tapu iptal ve tescil hükmü kurulması ve Dairenin kaldırma kararı öncesinde ödenen bedel için faize hükmedilmemiş olması doğru olmadığından istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tamamı için kamulaştırma talep edildiği hâlde, 921,48 m²si için hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın özellikleri itibari ile % 230 oranında objektif değer artışı uygulanmasını gerektirir bir durumun söz konusu olmadığını ve uygulanan objektif değer artışının çok yüksek olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza takdir edilen bedelin çok düşük kaldığını, münavebe ürünü olarak alınan buğdayda Türkiye ortalamasına göre üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ü oranında olması gerektiği hâlde, bilirkişi raporunda bu oranın çok daha yüksek hesaplandığını, münavebeye konu ürünlerin gerek verim oranları gerekse birim fiyatlarının çok düşük hesaplandığını, dava konusu taşınmazda hasat yapıldıktan sonra silajlık mısır ekilerek 2. ürün hasadı yapıldığını, taşınmaz motopomp sistemi ile sulama imkanına sahip olduğu için sulu tarım arazisi olduğunu, objektif değer artış oranının %400-500 oranında alınması gerektiğini, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı uyarınca kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 12 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmazın özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.

4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.