Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1346 E. 2024/6505 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili davasında, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerin akıbeti ve davalı idarenin sorumluluğu hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava açtığı tarihteki haklılık durumu ve kamulaştırmasız el atma nedeniyle oluşan zarar gözetilerek, mahkemenin davacı lehine nispi vekâlet ücretine hükmetmesi doğru bulunmuş ve ilk derece mahkemesinin davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/221 Esas, 2023/323 Karar

DAVA TARİHİ : 09.01.2019

KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasındaki İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, ..., ... 129 ada 7 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından yol yapılmak suretiyle el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ana arter listesinde bulunmadığını, davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, kamulaştırmasız el atma davalarında dava konusu taşınmazın el atma tarihindeki değerine hükmedilmesi gerektiğini, el atılan kısmın dışında bir yer kalmış ise, arta kalan kısmın bedeline hükmedilemeyeceğini, emsallerin emlak vergi değerlerinin ilgili belediyeden istenmesi ve merkezi noktalara uzaklıklarının belirtilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaza değer verilirken emsal taşınmazın metrekare birim değerlerinin dikkate alınması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 15.01.2020 tarihli ve 2019/18 Esas, 2020/35 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.06.2021 tarihli ve 2020/319 Esas, 2021/1317 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosya içindeki bilgi ve belgelerden ve geri çevirme kararı sonrası dosyaya gelen Başakşehir Belediye Başkanlığının 07.11.2022 tarihli yazı cevabından dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede imar uygulaması yapıldığı, şuyulandırma cetvellerinde yapılan incelemede düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldıktan sonra davacının dava konusu İstanbul ili, ..., ... 129 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin 2111 ada 3 parsele şuyulandırıldığının belirtildiği anlaşıldığından en son imar uygulamasına ait belgeler ilgili Belediye Başkanlığından istendikten, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu hangi parsellere gittiğini gösterir tüm gitti kayıtlarıyla birlikte tapu kayıtları ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtildikten, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerin imar planındaki özgülenme amacı ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan ve imar uygulaması öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğünden getirtildikten sonra mahallinde yeniden keşif yapılarak, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerin tapu kaydı ve çapı zemine uygulanıp yeni oluşan parsellere davalı idare tarafından fiilen el atılıp atılmadığı, fiilen el atılmasa bile dava konusu taşınmazın imar planındaki konumu ve kamuya tahsisli alan olarak ayrılıp ayrılmadığı araştırılıp kamuya özgülenme durumunun devam ettiğinin anlaşılması halinde fiili el atmanın gerçekleştiği kabul edilerek esas hakkında hüküm kurulması, aksi halde konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın konusuz kalmış olması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; imar uygulaması TOKİ Başkanlığı tarafından yapılmış olup davanın açılmasına davalı idare sebebiyet vermediğinden vekâlet ücreti ve yargılama giderinin müvekkili idareden alınmasının hukuka uygun olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu mâliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra fillen el atıldığı ve davacının davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu gözetildiğinde davacı lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.