"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/189 Esas, 2023/500 Karar
DAVA TARİHİ: 01.03.2019
KARAR : Usulden ret/Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın davalı Maliye Hazinesi yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü yönünden kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar ile davalı ... Üniversitesi vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar ve değeri kesinlik sınırı geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacılardan ... vd. lehine hükmedilen tazminat bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davacılar ... vd. yönünden davacılar ile davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü vekillerinin temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar ile davalılardan... Üniversitesi Rektörlüğü vekillerinin davacılar ... ve ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi Mümin Akın'ın,... ili, Serdivan ilçesi, Serdivan Mahallesi eski 2131 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduğunu, söz konusu taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma işlemleri yapılmaksızın fiilen el atıldığını, yapılan işlem ile ilgili olarak müvekkilline tebligat ve herhangi bir ödeme yapılmadığını, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'a (2942 sayılı Kanun) göre davalı idare tarafından taşınmaz hissedarı olan müvekkillerinin murisine uygun noter kanalıyla tebligat yapılmadığını ileri sürerek kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının haksız ve yersiz olduğunu, üniversite kayıtlarında yer alan 08.03.1983 tarihli tapu senedinden dava konusu 2131 sayılı parselin sahibinin T.C Maliye Hazinesi olduğunu, 2131 sayılı parselin Serdivan Belediye Encümeninin 13.01.1983 tarihli ve 8 sayılı kararı gereğince diğer parsellerle birleşerek tevhiden tescil edildiğini ve 7400 parsel numarası aldığını, 7400 parsel numaralı taşınmaz olarak 05.12.2000 tarihinde... Üniversitesinin kullanımına bırakıldığını, 7400 parsel sayılı taşınmazın malikinin TC Maliye Hazinesi olduğunu, kamulaştırma işlemlerinin T.C Maliye Hazinesi tarafından yapıldığını, üniversite tarafından tahsis işlemi yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın fiilen mülkiyet hakkının Hazineye ait olduğunu, fiilen davalı ... Üniversitesi'nin kullanımında olan taşınmazla ilgili sorumlu olduğunun dikkate alınarak Hazine aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, idarelerin kamulaştırmasız el koyduğu taşınmaz mallarla ilgili 20 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması halinde Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ilkesinden hareketle idare yararına kazanılmış mülkiyet hakkının bulunduğunun ve önceki maliklerin mülkiyetten doğan tüm hakların hak düşürücü süreye uğradığının kabulünün gerektiğini, tüm bu nedenlerle haksız ve yersiz açılan davanın müvekkili idare açısından husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.10.2020 tarihli ve 2019/82 Esas, 2020/535 Karar sayılı kararı ile davanın davalılardan Hazine yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,... Üniversitesi Rektörlüğü yönünden kabulü ile belirlenen bedelin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2021 tarihli ve 2021/49 Esas, 2021/759 Karar sayılı kararı ile davacılar ile davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu... ili, Serdivan ilçesi, Serdivan Mahallesi 2131 parsel sayılı taşınmaz hakkında dava dışı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kamulaştırma işlemi yapıldığı; davacılar murisi Mümin Akın adına noter tebligatı yapıldığına dair belgeye dosya içinde rastlanmadığı; ancak dava konusu taşınmazda davacılar murisine ait payın... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1977/1939 Esas, 1978/378 Karar sayılı kararı ile 6830 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 17 nci maddesi uyarınca Maliye Hazinesi adına tescil edildiği, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından 05.12.2000 tarihinde davalı ... Üniversitesi Rektörlüğüne tahsis edildiği anlaşıldığından 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 5, 6 ve 7 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 3 ve Geçici 15 nci maddesi ile; "Mülga 31.08.1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16 ve 17 nci maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16 ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir." hükmü getirilmiştir. Yine 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20 maddesi ile 2942 sayılı Kanun'un Ek-3 maddesine “Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır.” cümlesinin eklendiği, Aynı Kanun'un 22 nci maddesi ile eklenen geçici 17 nci maddesi ile de '' Bu maddeyi ihdas eden Kanun'la bu Kanun'un Ek-3. maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmü getirildiği belirtilerek yukarıda açıklanan yöntemle kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedelin tespiti için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gözetilerek davanın davalı Hazine yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü yönünden kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ile davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; faiz hükmünün hatalı olduğunu, taşınmazın enflasyon etkisi ile yitirilen gerçek değerine hükmedilmesi gerektiğini, davanın Hazine yönünden de kabulü gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atma olgusunu kabul etmemekle birlikte, taşınmazın bedelini ödeyeceklerse mülkiyetine de hükmedilmesi gerektiğini, Ek Madde 3'e göre bedelin belirlenmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın tarla niteliğinde olduğunu, emsal araştırmasının usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacılar ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 3, Geçici 15 inci ve Geçici 17 nci maddeleri.
4. 16.11.2022 tarihli ve 7421/4 maddesi ile yapılan değişiklik sonrası eklenen ek fıkra ile birlikte Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan iptal kararı nedeniyle güncellenen Ek madde 3.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihaî kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 3 üncü maddesinin derdest davalara uygulanacağına ilişkin özel düzenleme ihtiva eden 2942 sayılı Kanun'un geçici 15 inci maddesinin Anayasa Mahkemesinin 28.07.2023 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, bu durumda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında Ek Madde 3'ün derdest davalara uygulanma imkanı kalmadığından dava tarihi itibarıyla arsa niteliğine göre değer biçilmesinde aynı bölgeden gelen ve Dairemiz denetiminden geçen dosyalarda takdir edilen değerler dikkate alınarak bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davacılar Vekili ile Davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü Vekilinin Davacılar ... vd.'ne İlişkin Temyizi Yönünden;
Davacılardan ... vd. lehine hükmedilen tazminat bedeli yönünden davacılar vekili ile davalılardan... Üniversitesi Rektörlüğü vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davacılar Vekili ile Davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü Vekilinin Davacılar ... ve ...'a İlişkin Temyizi Yönünden;
Davacılar vekili ile davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,
... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılardan peşin alınan temyiz karar harcının Hazineye irat kaydına,
12.06.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
K A R Ş I O Y
2019 yılında 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 3’ün birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümleleri mülga 6830 sayılı Kanun ve 2942 sayılı Kanun’un mülga 16 ncı ve 17 nci maddelerine göre usulüne uygun kamulaştırılıp, idareler adına tescil edilen ancak bedelleri eski malikleri adına bankaya yatırıldığı halde hak sahiplerine ödenmeyen taşınmazların kamulaştırma bedellerinin belirlenmesi yöntemini düzenlemektedir. 7201 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile getirilen 2942 sayılı Kanun’un Geçici 15 inci maddesinin 2 nci fıkrası ise Ek Madde 3 ün birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin derdest davalarda da uygulanmasını öngörmektedir. Bu düzenleme Dairemizin de kabulünde olduğu üzere; hukuka uygun geçerli bir kamulaştırma bulunmadan ve mülga 16 ncı ve 17 nci maddelerde belirtilen şartlar yerine getirilmeden tescil kararı verilmiş taşınmazlara ilişkin olarak açılan kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı davaları kapsamamaktadır (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 16/01/2020 tarihli ve 2019/7050 Esas, 2020/577 Karar sayılı kararı).
Yukarıda anılan Dairemiz kararından sonra bu tür kamulaştırmasız el atma sayılabilecek halleri de kapsamak üzere TBMM tarafından 2942 sayılı Kanun’un Ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına 2021 yılında 7327 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile eklenen, 3 üncü cümle ile usulsüz kamulaştırma işlemlerine rağmen idare adına tescil edilen taşınmazların değerinin tespitinde de 1 inci ve 2 nci cümlelerde belirtilen usulün uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte 2942 sayılı Kanun’un Geçici Madde 17 hükmü de 7327 sayılı Kanun’un 22 nci maddesiyle ihdas edilmiş olup 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde 3 hükmünün usulsüz kamulaştırmalarda bedel tespiti yöntemini düzenleyen birinci fıkrasının 3 üncü cümlesinin derdest davalarda da uygulanmasını hüküm altına almaktadır.
Bir şeyin bütünü ifade edildiğinde, bütünü ile birlikte onun parçalarının da tek tek sayılması gerekmez. Eğer 2942 sayılı Kanun’un Ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümleleri mülga 16 ncı ve 17 nci maddelere göre yapılan bütün tescil hallerini kapsıyor olsaydı, aynı maddeye 3 üncü cümle eklenmez ve 2942 sayılı Kanun’un geçici 17 nci maddesi ihdas edilmezdi.
2942 sayılı Kanun’un geçici 15 inci ve geçici 17 nci maddelerinin her ikisinin de özel hüküm olduğu; Geçici Madde 17 nin sonraki hüküm olduğu da nazardan uzak tutulmamalıdır.
Somut olayımızda nazara alınacak hükümlerden;
2942 sayılı Kanun’un geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararıyla iptal edilmek suretiyle, 2942 sayılı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin derdest davalarda uygulanamayacağı öngörülmüş ise de; bahse konu iptal kararından etkilenebilecek derdest davalar, mülga 16 ve 17 nci maddelere göre usulünce kamulaştırılıp da bedeli malikleri adına bankaya yatırılmış olduğu halde hak sahiplerine ödenmeyen bedellere ilişkin olanlardır.
Bu yöntemin usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin derdest davalarda uygulanmasını engelleyecek bir iptal kararı ise söz konusu değildir. Zira “… dava tarihi itibariyle…” ibaresi hariç 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde 3 hükmünün kalan kısmı yönünden bir iptal durumu söz konusu olmayıp Ek 3 üncü madde hükmü değer tespiti yöntemi yönünden halen yürürlüktedir. 2942 sayılı Kanun’un Geçici Madde 17 hükmü yönünden de herhangi bir iptal durumu söz konusu olmayıp bu madde hükmü de halen yürürlüktedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya baktığımızda davanın konusunun usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin olduğu ve bu davada da 2942 sayılı Kanun’un geçici 17 nci maddesi, aynı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 3 üncü cümlesi ile bu cümlenin atfıyla aynı fıkranın 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin uygulanması gerektiği düşünülmektedir.
Hâl böyle iken eldeki davada uygulanmasına yer olmayan, 2942 sayılı Kanun'un geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "...Ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak..." ibaresinin, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi gerekçe gösterilerek onama cihetine gidilmesi hukuka uygun görülmediğinden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz. 12.06.2024