"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/10 Esas, 2023/126 Karar
DAVA TARİHİ: 10.01.2019
KARAR : Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Çanakkale ili, ... ilçesi, ...köyü 246 ada 23 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece yol yapılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığını ileri sürerek belirlenecek bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uygulaması yapılarak eski 58 parselin ifrazından oluşan (eski 1715) parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 2600 m² iken yeni 246 ada 23 parsel sayısını alıp alanının 3.764,62 m² olduğunu ve tapuya tescil edildiğini, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak Karayolları Genel Müdürlüğünün 21.12.1978 tarihli ve 1978/336 sayılı kamu yararı kararına istinaden idareleri tarafından kamulaştırma kararı alındığını, kamulaştırma işleminin taşınmazın yol yapım tarihindeki maliki olan ......'a tebliğ edildiğini, dava konusu taşınmaz için acele kamulaştırmanın söz konusu olmadığını ve adli ve idari yargıda bedel arttırımı, kamulaştırmanın iptali ve açılmış herhangi bir dava bulunmadığını, ayrıca kamulaştırma tarihindeki malik olan ......'a kamulaştırma bedelinin ödenmek üzere Ziraat Bankasına bloke edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli ve 2019/26 Esas, 2020/310 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.01.2022 tarihli ve 2020/2015 Esas, 2022/94 Karar sayılı kararıyla davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dosya kapsamından dava konusu Çanakkale ili, ... ilçesi, ...köyü 246 ada 23 parsel sayılı taşınmazın (eski 1715) tamamının 21.12.1978 tarihli kamu yararı kararı gereği kamulaştırıldığı, bu kamulaştırma gereği düzenlenen kamulaştırma noter tebligatının 04.02.1980 tarihinde birlikte yaşayan oğlu......'a tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 25 inci maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi açısından usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlar. Bu itibarla; dava konusu taşınmaza ait kamulaştırma noter tebligatının yapıldığı tarihte yürürlükte olan Tebligat Nizamnamesi'nin 22 nci maddesinde; "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ, ailesi efradından veya hizmetçi ve uşak gibi müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak muhatap namına kendisine tebligat yapılacak olan aile ferdi veya müstahdemin, muhatapla birlikte oturması şarttır. Karı, koca, hısım ve evlâtlık gibi birlikte oturan kimseler aynı aile efradından sayılır." aynı Nizamname'nin 26 ncı maddesinde de "19, 20, 22 ve 24 üncü maddelerde, muhatap namına kendilerine tebligat yapılacağı gösterilen şahıslar, muhatabın muvakkaten başka yere gittiğinden bahisle tebliği kabul etmezlerse, keyfiyet ve beyanda bulunanın hüviyeti tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyanı yapan tarafından imzalanır. Beyanda bulunan imzadan imtina ederse, tebliğ memuru bu ciheti yazar ve imza eder. Birinci ve ikinci fıkralarda yazılı hallerde tebliğ edilemiyen evrak, çıkaran mercie iade olunur." hükümleri yer almaktadır. Aynı maddede 05.10.1987 tarihinde yapılan değişiklikle (87/12170K.) " Bu Tüzüğün 18, l9, 20, 22, 23 ve 24 üncü maddelerinde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memurunca durum ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ tutanağına yazılır; altı imzalattırılarak tebliğ edilecek evrak beyanı yapana verilir. Bu kişiler, tebliğ evrakını kabule mecburdurlar; almaktan veya imzadan kaçınırlarsa tebliği yapan, durumu tutanağa yazar ve imzalar." hükmü getirilmiştir. Buna göre Tebliğat Nizamnamesinde (Tüzüğü) 05.10.1987 tarihinde yapılan değişiklikten önce 04.02.1980 tarihinde kamulaştırma evrakının tebliğ edildiği ve o tarihte geçerli olan Nizamname hükümlerine göre yapılan tebligatın da usulüne uygun olduğu anlaşıldığından, kamulaştırma işleminin kesinleştiği dikkate alınarak, açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı gereğince davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğu, bozma sonrası yapılan yargılama sonucu Mahkemece bozma kararına uyarak yargılamaya devam edildiği; ancak yerel mahkeme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesine aykırı bir şekilde duruşma açmadan ve tarafları duruşmaya davet edip bozma hakkında beyanlarını almadan dosya üzerinden Yargıtay bozma kararına uyulmasına ve davanın reddine karar verildiği, Tebligat Nizamnamesinde (Tüzüğü) 05.10.1987 tarihinde yapılan değişiklikten önce 04.02.1980 tarihinde kamulaştırma evrakının tebliğ edildiği ve o tarihte geçerli olan Nizamname hükümlerine göre yapılan tebligatın da usulüne uygun olduğu, bu nedenle kamulaştırma işleminin kesinleştiği dikkate alınarak, açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği ifade edilmiş; ancak geçerliliği iddia edilen tebligatın taşınmazın o zamanki malikinin oğluna yapılmış, tebligat parçasında malikin neden konutta bulunmadığına dair bir açıklama yapılmamış, bulunmama sebebinin muvakkat ayrılmaya dayanıp dayanmadığına dair bir araştırma yapılmadığından ve tebligat yapılan ve o tarihte malikin oğlu olduğu belirtilen... ...'ın tebliği almaya ehil olup olmadığı tebliğ tarihinde kaç yaşında olduğu tebliğ mazbatasına yazılması gerekirken mazbata da bu hususlara yer verilmemiş ve tebligat bu yönüyle usulsüz tebligat hükmünde olduğu, mazbatada tebliğ memurunun ismi yazılmadığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'ndan tebliğ memurunun isminin tebligata yazılmasını tebligatın geçerlik şartı olarak kabul edildiği, davacı tarafından satın alınan 246 ada 23 parsel 3764,62 m² olup davalı idare tarafından alınan kamulaştırma kararında bu taşınmazın 2.600 m²lik kısmının kamulaştırılmasına karar verilmiş, dosyaya sunulan kamulaştırma kararı ve o tarihte malik olan ...... adına ödendiği iddia edilen bedel 2.600 m² yüzölçüm üzerinden hesaplandığı, davacının kamulaştırma kararı dışında kalan ve idare tarafından fiilen el atılan 3764,62-2600= 1.164,62 m² arsanın bedelini ödemesi gerektiği, kamulaştırma bedelinin ödendiğini davalı idarenin kanıtlaması gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tespiti ve sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un Geçici 6 ncı maddesi ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesi gereği Dairemiz bozma kararı sonrası Mahkeme kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Dairemizin bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar vermesi gerekirken duruşma açılmadan, tarafların bozma kararına diyecekleri sorulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.