"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/755 Esas, 2023/532 Karar
DAVA TARİHİ: 04.07.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul 14. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/44 Esas, 2022/550 Karar
Taraflar arasındaki bağımsız bölüm tescili ve arsa paylarının düzeltilmesi hususunda hâkimin müdahalesi davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının murisinin (terekenin) ve davacının Af Kanunu kapsamında kazandığı bağımsız bölümlerdeki değişiklikler için oluşan arsa paylarının diğer kat maliklerinin eksilen pay bedellerini karşılamaya hazır oldukları, çek kullanım alanlarına tekabül eden ve Belediyece oluşturulmuş her bağımsız bölüm için tespit edilen paylarının tapuda yeni oluşan çatıda bulunan iki bağımsız bölüme arsa payı verilmek suretiyle tapuya tescili ile iki adet dükkanda vaki değişiklikler ve ilaveler nazara alınarak tapudaki arsa paylarının düzeltilmesi gerektiğini, diğer maliklerden Af Kanunu gereğince bedeli ödenmek ve arsa payı alınmak suretiyle tescilin uygun görülmemesi hâlinde murise ait dairelerin arsa paylarından arsa payı fazla olan (16) no'lu daireden alınarak Af Kanunu gereğince projesi tasdikli, iskanı verilmiş bulunan çatı katındaki 17 ve 18 no'lu dairelerin tapuya tescil edilmesi gerektiğini, apartmanın bağımsız bölümlerinin arsa paylarının adaletsiz bir şekilde tahsis edildiğini, bu durumun düzeltilmesi gerektiğini, arsa payları için tespit olunan bedelin maliklere ödeneceğini, murise ait diğer dairelerden arsa payı alınarak ve bu dairelere verilmek suretiyle muris... adına tapuya tesciline, apartmandaki davacıya ait bodrum 1 no'lu dükkan, zemin 2 no'lu dükkan da dahil olmak üzere tüm bağımsız bölümlerin gerçek kullanım durumlarına göre arsa paylarının Belediyece yapılan ve tasdikli projeye yazılan tespit gibi düzeltilerek tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların mirasçılık sıfatı ve hissesinin kesinleştiğini, konunun Şişli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/879 Esas, 2010/815 Karar sayılı ilamı ile sabit olduğunu, mirasçılık sıfatına ilişkin hukuki bir tartışma bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalılar ... vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) 44 üncü maddesine dayalı olarak açıldığını, apartmandaki tüm bağımsız bölümlerin tapudaki arsa paylarının değiştirilmesi sonucunu doğuracak şekilde 634 sayılı Kanun'a aykırı olarak inşaa edilmiş iki adet çatı dairesine tapu kayıtlarında arsa payı verilmesi ve bodrum 1 ile zemin 2 no.lu dükkan da dahil olmak üzere tüm bağımsız bölümlerin tapudaki arsa paylarının yeniden düzenlenerek tapuya tescili istemine ilişkin olduğunu, davanın 634 sayılı Kanun'dan kaynaklanan istemlere ilişkin olduğunu, bu Kanun'dan kaynaklanan uyuşmazlıkların davanın miktarı ve değerine bakılmaksızın Sulh Mahkemesinde çözümlendiğini, davanın görev yönünden reddini talep ettiklerini, davada kat maliki olmayan ..., ..., ..., ...'un davalı olarak gösterildiğini, dava tarihinden önce vefat eden ...'nın davalılar arasında yer aldığını, tapuda malik olmayan kişilerin arsa paylarına yönelik olarak açılan davada davalı sıfatı bulunmayacağından husumet yokluğu sebebiyle haklarındaki davanın reddini talep ettiklerini, Muris...'ün çatı katına yıllar önce bina henüz kat mülkiyetine geçmeden kat irtifak sözleşmesine dayanarak iki adet çatı dairesi inşaa ettiğini, kat irtifak sözleşmesinde 16 no.lu dairenin üzerindeki teras kısmına iki adet yeni bağımsız bölüm ilavesi ve bunlara arsa payı tanınması şeklinde davacının murisine verilmiş bir yetki bulunmadığını, inşaat bittikten sonra kat mülkiyetine geçildiği, 16 no.lu daireye diğer dairelere nispetle daha fazla oranda arsa payı tanındığını, tapu kayıtlarında da çatı daireler olarak herhangi bir tescil yapılmadığını ve bunlar için arsa payı tanımlanmadığını, bu kısımlara tapuda arsa payı verilmesi hususunda bir mutabakat olsa idi bina kat mülkiyetine geçerken bağımsız bölüm olarak ve arsa payı tanınarak tapuya tescilinin gerçekleşeceğini, binanın kat mülkiyetine geçmeden önce bu inşaatın yapıldığının anlaşıldığını, dolayısıyla tapuya tescil edilerek aleniyet ve kesinlik kazanan bu durum karşısında yıllar geçtikten sonra özel bir af kanunu niteliğinde olan 2981 sayılı Kanun'un 3290 sayılı Kanun ile değişik 16 ncı maddesi hükmüne dayanılarak dava açılamayacağını, davanın süre yönünden de reddini talep ettikleri, davacının müteveffa...'ün tek mirasçısı olmadığını davayı tek başına açma konusunda yetkisi bulunmadığı, 16 no.lu dairenin terekeye ait olduğunu bu dairenin üzerine
inşa edildiği belirtilen dava konusu kısımların da terekeye dahil mal varlıkları olduğunu ve davacının tek başına dava açma sıfatının bulunmadığını, bu nedenle sıfat yokluğu sebebiyle de davanın reddini talep ettiklerini, davacının 14.05.1964 tarihli Kat İrtifak Sözleşmesi'nin 3 ve 22 nci maddeleri uyarınca apartmanın üst hava hakkının...'e ait olduğunu ve bu hakkın inşaat izni ile tapuda tescili de kapsadığını iddia ettiklerini, dosyada davacı tarafından sunulan Kat İrtifak Sözleşmesi'nin 3 ve 22 nci maddelerinin ana gayrimenkul 16 no.lu çatı katı maliki...'e açık ve net olarak ana gayrimenkule arsa payı da sağlanmak suretiyle bağımsız bölüm ilavesi konusunda bir yetki vermediğini açıklanan sebeplerle haksız ve yersiz olarak açıldığı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kendisine ait daire ve dükkanlar sebebi ile esasen malik olduğunu, müteveffa babasından mirasen intikal eden ve tapuda mirasçılar adına tescilini talep ettikleri çatı katında bulunan 2 adet dairede 3/4 miras payı bulunduğunu, diğer mirasçının ise 1/4 miras payı bulunan eşi ... olduğunu, bu mirasçının, davayı kabul etmemesi üzerine, Mahkemeden işbu davanın takibi hususunda Terekeye Mümessil Tayini için süre ve yetki verilmesini talep ettiklerini ancak Mahkemenin davayı Tereke Temsilcisinin açması gerektiği belirtilmek sureti ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 640 ıncı maddesine aykırı olarak davanın reddedildiğini, 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; davanın tereke adına açıldığının kabulünün gerektiğini, ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa 4721 sayılı Kanun'un 640 ıncı maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilmesi gerekmesine rağmen Mahkemenin davayı reddetmiş olmasının son derece haksız, usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar etmiş ve kararın eksik inceleme ve araştırma neticesinde verildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bağımsız bölümün tescili hususunda hâkimin müdahalesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 3 üncü, 33 üncü ve 44 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.