Logo

5. Hukuk Dairesi2024/4900 E. 2024/9458 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada, tazminat miktarının belirlenmesinde usul ve esas yönünden hukuka uygunluk bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında, dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesinde eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, ayrıca kararda maddi hata yapılarak dosya kapsamı dışında bir karara atıf yapıldığı gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2479 Esas, 2024/511 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Marmara Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/34 Esas, 2022/67 Karar

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin açılan birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacılar vekili asıl dava dilekçesinde özetle; davacıların maliki olduğu Balıkesir ili, Marmara ilçesi,... Mahallesi 532 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında verilen kararın kesinleşmesi sonrasında taşınmazın tapu kaydının iptal edilmesi nedeniyle davacının uğradığı zarardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek ıslahla birlikte 1.226.000,00 TL'nin Orman Kadastro Komisyonu Kararından itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleştirilen davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların maliki olduğu Balıkesir ili, Marmara ilçesi, Çınarlı Mahallesi 532 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca dava açtıklarını, bu davada ıslah haklarını kullanmaları sebebi ile ek dava olarak bu davayı açtıklarını belirterek şimdilik 2.290.000,00 TL'nin Orman Kadastro Komisyonu Kararından itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili asıl davada cevap dilekçesinde özetle; 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 6 ncı maddesi uyarınca Devlet ormanı sayılan yerlere ait her çeşit işlerin 5018 sayılı Kanun'un II sayılı cetvelinin özel bütçeli diğer idareler başlıklı B bölümde yer verilen Orman Genel Müdürlüğünce yapılacağının hüküm altına alındığını, ortaya çıkan ihtilafların yargı mercileri önünde takip ve müdafaasının da taraf sıfatına haiz ve husumete ehil alınan Orman Genel Müdürlüğü tarafından yerine getireceğini, bu nedenle Maliye Hazinesi yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini, diğer yandan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125 nci maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı nedeniyle yasal olmayan ve mesnetsiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili birleştirilen davada cevap dilekçesinde özetle; 2020/34 Esas sayılı dosyada dava değeri ıslah edilerek artırıldığı için yeniden ıslah hakkı kalmayan davacıların, 2022/19 Esas sayılı davayı açarak taleplerini tekrar arttırmak için kanuna karşı hile yoluna başvurduklarını, ...'in mirasçılarının, miras bırakanın talebinden fazlasını isteme haklarının olmadığını, zamanaşımı ve husumet itirazlarının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne, taşınmazın tespit edilen bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın maden sahası olarak değerlendirilmesi gerektiğini, münavebe ürün seçiminin hatalı olduğunu, müvabe ürünlerin verim miktarlarının hatalı alındığını, metrekare birim değerinin düşük olduğunu, Orman Kadastro Komisyonu Kararından itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı idarenin husumetinin bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazın orman olmasına rağmen tarla olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, tazminat miktarının yüksek hesaplandığını, ıslah edilen kısma ve ek davaya tapu iptali ve tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kuru arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net ürün gelirine göre değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, dava konusu taşınmazın keşif tutanağı ve bilirkişi raporu ile tespit edilen nitelikleri dikkate alındığında taşınmazın kuru arazi olarak kabulünün yerinde bulunduğu, dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre uygulanan kapitalizasyon faizi oranının uygun olduğu, bilirkişi heyeti raporunda belirtilen münavebe ürünleri ve verilerinin bölgenin münavebe yapısı ve resmî tarım verileri ile uyumlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince tazminat miktarının tamamına mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren yasal faize hükmetmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca Daire kararında maddi hataya dayalı atıfta bulunulduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemesinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriğinden dava konusu taşınmaza davacılar murisinin 20.11.1968 tarihinde tapulama işlemleri ile malik olduğu, taşınmazın 1987 yılında Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan Orman Kadastro Komisyon kararı ile davacı ... ve ve davacılar murisi ... adına kayıtlı iken orman sınırları içinde kaldığı; Marmara Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/68 Esas, 2012/50 Karar sayılı dosyasında komisyon kararına itiraz davası sonucunda davanın kabulü ile Balıkesir ili, Marmara ilçesi, Çınarlı köyü, 532 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesi neticesinde 10.04.2014 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Dosya kapsamından dava konusu taşınmazın 10.11.1989 tarihli maden arama ruhsatının incelenmesinden ruhsat süresinin 30 ay olduğu ve süresinin dolduğu anlaşılmakta olup bir taşınmaza maden sahası olarak değer biçilebilmesi için taşınmazın işletme ruhsatı ve sınırları içerisinde kalması gerektiğinden ve 3213 Sayılı Maden Kanunu'nun 4 üncü maddesine göre, madenler, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup içinde bulundukları arzın mülkiyetine tabi olmadıklarından maden değerinin tazminata dahil edilmemesi isabetlidir.

5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

6. Değerlendirme tarihi olan 2014 yılı için Marmara İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden taşınmazın bulunduğu yörede kuru tarım arazilerinde mutat olarak ekilen münavebe ürünleri sorulup buna göre değer biçilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile münavebe ürünü olarak kabul edilen buğdayın ortalama verim miktarı ile hasat dönemlerindeki tarladaki toptan satış fiyatlarının ve yine değerlendirme tarihi itibarıyla üretim masraflarının Marmara İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden sorulup getirtilmek suretiyle bilirkişi raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi kavunun dekara ortalama verim miktarının Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce bildirilen resmî verilerin altında alınması suretiyle aza hükmedilmesi doğru değildir.

7. Kabule göre de; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 05.03.2024 tarihli 2022/2479 Esas 2024/511 Karar sayılı kararının gerekçesinde maddi hata sonucu işbu dosya kapsamı dışında karara atıf yapılması bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.