"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 55. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/669 Esas, 2024/21 Karar
DAVA TARİHİ : 13.08.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/562 Esas, 2021/993 Karar
Taraflar arasındaki bağımsız bölümlere özgülenen arsa paylarının düzeltilerek tapuya tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin İstanbul ili ... Dolayoba Mahallesi 8044 ada 12 parselde kayıtlı 455,25 m² olan taşınmazın hissedarı olduğunu, taşınmazdaki arsa payının 100/1821 olarak gözüktüğünü, müvekkilleri ile dava dışı ...Yapı İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi ile aralarında 11.08.2010 tarihinde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşmeye göre taşınmazın üzerine müteahhit firma tarafından bina inşa edileceğini, yapılan paylaşım gereği kendilerine toplam 2’şer bağımsız bölüm, müteahhit firmaya ise toplam 6 tane bağımsız bölüm düştüğünü, tapu kayıtlarında da görüleceği üzere arsa paylarının tapuda, 100/1821 olarak yer aldığını, müteahhit firma olan ...Yapı İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi’nin arsa payının ise 200/1821 olarak belirtildiğini, müteahhit firmanın arsa payının olması gerekenden çok daha fazla düzenlendiğini, yapılan anlaşmaya göre taşınmazın %40’ı kendilerine, %60’ı ise müteahhit firmaya ait olacağına dair bir anlaşma yapıldığını, müteahhitle aralarında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki oranlar doğrultusunda kendilerine kalacak dairelere ilişkin m²lere karşılık gelen arsa paylarının da buna göre düzenlendiğine inandıklarını, kendilerine ait tapuları teslim aldıktan sonra dahi arsa paylarının yanlış düzenlenmiş olduğu konusunda bilgi sahibi olmadıklarını belirterek, arsa paylarının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... vd. vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerin dava konusu taşınmazı müteahhitten satın almış olduğunu, satış işlemlerinin taşınmazın m²si ve arsa payı dikkate alınarak yapılmış olduğunu, davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, müvekkillerinin iyi niyetli olduklarını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kat irtifakının kurulduğu tarih ile arsa paylarının düzenlenerek yönetim planının imzalandığı tarihler dikkate alındığında, o dönemdeki tüm kat maliklerince itirazı kayıt ileri sürülmeden onaylandığı, kat irtifakına geçiş tarihinde bağımsız bölümlerin değerinde ve arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenlerin ortaya konulmadığı, yine kat irtifakının kurulduğu tarihteki değerlerinin tapu sicilinde kayıtlı arsa paylarında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu bilirkişi kurulunca açıkça saptanmadığı gibi, kat irtifakının kurulduğu tarihten bu yana geçen uzun süre içerisinde arsa paylarına herhangi bir itiraz ileri sürülmediği, bilirkişi heyetinin raporundaki diğer tespitlerin soyut nitelikte olduğu ve arsa paylarını değiştirecek nitelikte somut tespitlerin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkillerinin arsa paylarının hatalı olarak düzenlendiğini iş bu davanın açıldığı zaman öğrendiklerini, bu hususta gerekirse mahkemece tanık dinlenmesi gerektiğini, iyi niyetli olduklarının araştırılması gerektiğini, tüm bunlar açıklığa kavuşturulmadan salt olarak kat irtifakı kurulduktan sonra kendileri sanki durumdan haberdarmış gibi itiraz olmaksızın taşınmazı kullandıkları yönündeki tespitin, şekilci hukuk kuralları ve güçlü konumda olan müteahhitler karşısında vatandaşların haklarını korumaya yönelik olmayacağını, kararın gerekçesinde bilirkişi raporunda arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenlerin ortaya konulmadığı söylenilmişse de, raporun denetime elverişli olduğunu, dosyada mevcut 28.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda kat irtifakı tarihinin esas alınarak hesaplama yapıldığını, salt olarak arsa paylarının hesaplanmadığını, bunun yanında arsa paylarının yeniden düzenlenmesini gerektirecek haklı sebeplerin varlığının da ortaya konulduğunu, her bir bağımsız bölümün kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulduğu tarihteki değerlerine etkili olabilecek diğer unsurların tek tek yazılıp açıklandığını, bu değerlendirmeler sonucunda meydana gelen yeni arsa paylarının ise kendilerinin eski arsa paylarından daha fazla olduğunu, dolayısıyla arsa paylarının düzeltilmesini istemede hukuki yararları olduğunun da ortaya çıktığını, mahkemece raporun denetime elverişli olmadığı, soyut nitelikte olduğu belirtilmesine karşın tekrardan ek rapor ya da yeni bir heyetten rapor aldırılmadan karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazda kat irtifakının kurulduğu tarih olan 2012 yılında bağımsız bölümlerin değerinde ve dolayısıyla arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan bu nedenle arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmadığı gibi dava konusu taşınmazda 2012 yılında kat irtifakının kurulduğu dikkate alındığında aradan geçen süre zarfında taşınmazda arsa paylarına herhangi bir itiraz olmadığı, mahkemece mahallinde keşif yapılarak, proje de uygulanıp kat mülkiyetinin kurulduğu tarihte arsa paylarının bağımsız bölümlere uygun olup olmadığına ilişkin ehil bilirkişiden rapor alındığı, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini, raporun hüküm kurmaya elverişli olduğunu, istinaf taleplerinin incelenmediğini bu nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde bağımsız bölümlerin arsa paylarının değerleriyle orantılı olup olmadığının tespiti ile yeni arsa paylarının tapu siciline tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanun'un 3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ana gayrimenkulde 2012 yılında kat irtifakının tesis edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur. Davacıların mevcut arsa paylarını bizzat düzenledikleri gözetildiğinde yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia, savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.