"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/159 Esas, 2023/309 Karar
DAVA TARİHİ : 21.12.2011
KARAR : Davanın açılmamış sayılmasına
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bitlis ili, ... ilçesi, .... Mahallesi 73 ada 18
parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalıların cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.02.2014 tarihli ve 2011/798 Esas, 2014/54 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 18.02.2014 tarihli ve 2011/798 Esas, 2014/54 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibari ile bir isabetsizlik görülmediği; ancak dava konusu taşınmaz imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu Belediye Başkanlığından sorulup, gelen cevaba göre emsal incelemesi sonunda belirlenen bedelden düzenleme ortaklık payı indirimi yapılıp, yapılmayacağı araştırılmadan eksik inceleme ile taşınmaz bedeli belirlenmesi, davacı idarece açılan davada taşınmazdan geçen ve davacı idareye ait olan enerji nakil hattı nedeniyle 1.080,73 m² irtifak hakkı için bedel tespiti ve tescili istediğinden, sadece bu hattan kaynaklanan 1.080,73 m² irtifak hakkı bedelinin tespiti şayet taşınmazda başka bir enerji nakil hattı daha varsa, dava konusu yapılmayan bu hattın oluşturduğu değer düşüklüğü taşınmaz bedelinden indirildikten sonra dava konusu yapılan hat nedeniyle oluşan değer düşüklüğü bedelinin tespitinin yapılması gerektiği gözetilmeden, taşınmazdan geçen ve dava konusu yapılmayan enerji nakil hattı da dahil edilerek bedel tespit edilmesi, enerji nakil hattı altında olduğu için bedellerine hükmedilen ceviz ağaçları bilirkişi raporuna göre 20 yaşında olduklarından, ceviz ağaçlarının ağaç başına bu yaşa kadar elde edilen ürün ve masraf gözetilerek maktuen değerinin tespitinin gerektiği düşünülmeden, ileride elde edilmesi muhtemel verim ve masraf esas alınarak fazla değer belirlenmesi doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 08.05.2019 tarihli ve 2015/168 Esas, 2019/ 153 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin 08.05.2019 tarihli ve 2015/168 Esas, 2019/153 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; dava konusu taşınmaz ile emsal olarak incelenen taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Komisyonu tarafından takdir edilen 2011 yılı emlak vergisine esas metrekare rayiç bedelleri dosya kapsamına alınmadan ve dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan dava tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu ve imar parseli ise kesilen, değil ise kesilecek düzenleme ortaklık payı oranı ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulmadan alınan rapor denetlenmediği gibi, bozma öncesi dava konusu taşınmazın m² birim bedeli 154,52 TL olarak tespit edilmiş olup, hükmün davacı idare vekilinin temyizi üzerine bozulduğu ve bu nedenle davacı idarenin lehine usulî kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınmaksızın, bozma sonrasında soyut gerekçelerle m² birim bedeli 200,00 TL tespit eden rapor esas alınmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi yerinde görülmemiştir. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, taşınmaz üzerinde bulunan ceviz ağaçlarının yaşlarına göre dava tarihi itibarıyla değerlerini gösteren veriler Gıda Tarım ve Orman Bakanlığı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden getirtilmeden, birbiri ile çelişkili ziraat bilirkişi raporlarına göre çelişki giderilmeden düzenlenen rapora göre karar verilmiş olması, doğru olmadığı gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihi ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği, davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiği hâlde lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre maktu vekâlet ücreti takdir olunmaması doğru görülmeyerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; vekillikten çekilme dilekçesi ile duruşma tutanağının davacı idareye tebliğ edilmeden usul ve kanuna aykırı olarak davanın açılmamış sayılmasına ilişkin hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesi.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmüştür.
2. 6100 sayılı Kanun'un “Vekilin azli ve istifasının şekli” başlıklı 81 nci maddesinde; “Vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur” denilmiş, 82 nci maddesinde "İstifa eden vekilin vekalet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder" düzenlemesi yer almaktadır. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 41 nci maddesinde “Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam eder.” hükmü bulunmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 nci ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18 nci maddeleri uyarınca ise, vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, asile yapılan tebligat hüküm ifade etmez.
3.Dosyanın incelenmesinde davacı idare vekilinin 05.09.2023 tarihinde vekillikten çekilme dilekçesi verdiği, dilekçenin ve davetiyelerin asile yapılmasını talep ettiği, vekillikten çekilme dilekçesinin davacı idareye 11.09.2023 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davacı idareye duruşma tarihli ve saatini bildirir tebligatın yapılmadığı anlaşılmakla, taraflarca takip edilmeyip süresinde yenilenmeyen davanın 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA,Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.