Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5395 E. 2025/3377 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı idare ile davalı tapu maliki arasında, kamulaştırılan irtifak hakkı bedelinin tespiti ve tescili davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kapama zeytin bahçesi niteliğindeki taşınmaza net gelir esasına göre değer biçilmesinde ve değer düşüklüğü oranının belirlenmesinde isabetsizlik görülmediği, ancak köy adının hatalı yazılması dışında diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, köy adının düzeltilmesi suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1227 Esas, 2019/1154 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/287 Esas, 2019/126 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak kesin olarak karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz kanun yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden temyiz incelemesine konu edilen kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ..., ... Mahallesi 110 ada 44 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespitine ve davalı tarafa ödenmesine irtifak hakkının davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; karara gerekçe oluşturan bilirkişi raporunun hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın kumlu ve tınılı bir toprak yapısına sahip olduğunu, karara dayanak oluşturan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın kapama zeytin bahçesi kabul edildiğini, oysa Yargıtay içtihatlarında bir taşınmazın kapama bahçe sayılabilmesi için üzerinde bulunan ağaçların belirli bir aralık ve sayıda bulunması gerektiğinin belirtildiğini, oysa dava konusu taşınmazda münferit sayıda ve düzensiz bir şekilde dikilmiş zeytin ağaçlarının bulunduğunu, bu nedenle de dava konusu taşınmazın kapama zeytin bahçesi olarak değerlendirilmesinin ve buna göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda değer kaybı oranının %30 oranında yapıldığını, bu oranın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz için %5 kapitalizasyon faizi belirlendiğini, bu oranın da hatalı olduğunu, taşınmaz için % 40 objektif artış oranı belirlenmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde teşekküllerinin 1400,96 m² irtifak alanının olduğunu, Mahkeme kararında irtifak alanının 1.400,96 m² olması gerekirken arazinin toplam m²si olan 3.000,65 m² üzerinden irtifak alanı kurulduğunu, ayrıca Yargıtay İçtihatları ve kanuna göre kamulaştırma bedel tespitlerinde taşınmaz sahiplerinin vergi beyanının da dikkate alınması gerektiğini, fakat bilirkişi heyetince söz konusu taşınmazın sahibinin vergi beyanının dikkate alınmamasının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kapama zeytin bahçesi niteliğindeki taşınmaza net gelir esasına göre değer biçilmesi doğru görülmüş, ancak dava konusu taşınmazın tapu kaydı, keşif, fen bilirkişisi krokili raporu ve tüm dosya kapsamından dava konusu parsel üzerinde havadan enerji hattı geçirilmesi sebebiyle taşınmazın cinsi, niteliği, irtifak tesis edilecek alanın yüzölçümü, irtifakın yönü, taşınmazda etkilediği alan (irtifakın taşınmazın % 46 sını oluşturduğu anlaşılmaktadır) dikkate alınarak bilirkişi heyetince % 30 oranında değer azalışı olduğunun kabulü ile irtifak bedelini hesaplamalarında isabetsizlik bulunmadığı, ancak bilirkişi heyetince 1400.96 m² irtifak alanına göre hesaplama yapılması gerekirken irtifak alanı 1400,69 m² alınmak suretiyle%14.01 oranında değer kaybı hesaplamaları yanlış olup davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olduğu,bu hususta bilirkişi heyetinden ek rapor alınması gerek olmayıp hesap hatası yapıldığı açık olan bu dosyada Dairemizce resen hesaplama yapılabileceği anlaşıldığından hüküm bu yönden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur. İrtifak alanının maddi hata sonucu hükümde yanlış yazıldığı belirtilerek idare vekilince tashih talep edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinde tashih talebi kabul edilerek hüküm düzeltilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ... köyünde bulunmasına rağmen köy adının ... olarak yazılmasının hatalı olduğunu, karardan sonra taşınmazın satıldığını, ek kararda satın alan şahsın adının yazılmasının doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kapama zeytin bahçesi niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesine ve aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığı tespit edilerek davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmazın karardan sonra el değiştirdiği gözetilmeksizin yeni malikin karar başlığında gösterilmesi doğru değilse de tashih kararı ile asıl kararın karar başlığı düzeltilmediğinden bu husus düzeltmeye konu edilmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

5. Dava konusu taşınmazın bulunduğu köyün adının hükümde hatalı yazılması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi hüküm fıkrasının (2-a) ve (2-b) bendinde geçen '...' kelimesinin hükümden çıkartılarak '...' kelimesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.