"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2670 Esas, 2024/364 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/29 Esas, 2022/377 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Demirağ Organize Sanayi Bölgesi adına tesciline ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ve dahili davalı vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı dahili davalı vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Sivas ili, ..., Doğanca köyü 124 ada 169 parsel sayılı taşınmazın Demirağ Organize Sanayi Bölgesi imar planı içinde kalması sebebi ile Belediye Encümeninin 30.05.2017 tarihli ve 85 sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun uyarınca kamulaştırılmasına karar verildiğini Sivas 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/572 Esas, 2017/717 Karar numaralı dosyasında acele el konulmasına karar verildiğini belirterek taşınmazın bedelinin tespitine, takyidatların bedele yansıtılmasına taşınmazın Demirağ Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliği adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu taşınmaz için emsal fiyatlarının belirtilenden çok daha yüksek olduğunu, müvekkili şirketin pek çok kişi için gelir kaynağı olduğunu, ekonomiye ciddi katkı sağladığını ve sağlamaya devam edecek bir şirket olduğunu, bu nedenle, müvekkili şirkete ait olan taşınmazlara bu şeklide el atılmasının kamu yararından ziyade zararına sebep olacağını, dava konusu taşınmazın halihazırda sanayi arazisi olarak müvekkili şirketin kullanımında olduğunu beyan ederek öncelikle davanın reddine, taşınmazın gerçek değerinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın Demirağ Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği adına tesciline, taşınmaz üzerinde Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi 2015/122 Esas sayılı dosyasında tedbir kararı bulunduğu anlaşılmakla, fark kamulaştırma bedelinin üçer aylık vadeli hesaba aktarılarak Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi 2015/122 Esas sayılı dosyasına göre ileride ortaya çıkacak hak sahibine ödenmek üzere 2942 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılması için Ziraat Bankası A.Ş. Sivas Şubesine yazı yazılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve dahili davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı ...Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle, hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında kamulaştırma bedelinin oldukça düşük belirlendiğini, müflis şirketin dava konusu taşınmazı iştigal konusu kapsamında ticari amaçla kullanıldığını, taşınmazdan mahrum kalması durumunda ticari kaybının olup olmayacağı, ticari kaybı var ise bunun ne kadar olacağı, kullanım amacı yönünden getirisinin ne olduğunun dikkate alınmadığını kamulaştırma bedeli hakkında hesaplama yapılırken objektif değer artışı oranı ve kapitalizasyon faizi oranının hatalı belirlendiğini, bu durum ise eksik bedel tespiti yapılmasına sebebiyet verdiğini, dava konusu yer ve komşusu konumundaki araziler hakkında açılmış başkaca kamulaştırma dosyaları, TCDD Genel Müdürlüğü ve ... tarafından hazırlanmış olan bu ve komşu araziler üzerindeki başkaca kamulaştırma planları celbedilmeksizin ve taraflarının haklı itiraz ve beyanları dikkate alınmaksızın hazırlanan rapor doğrultusunda kurulan hükmün kanuna, hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda kapitalizasyon faiz oranının da hatalı tespit edildiğini, ayrıca dava konusu taşınmaza ilişkin kesinleşmiş bir müsadere kararının bulunmadığını, ileride müsadere kararının gündeme gelmesi ihtimalinde ise taşınmazın elden çıkması karşısında bedel üzerinden değerlendirme yapılabileceği mevzu hükümler gereği olduğunu, bu hâlde kamulaştırma bedeli hakkında doğrudan hüküm kurulması gerekirken dava konusu taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olduğundan bahisle 2942 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Dahili davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle, kamu kurumlarının sahip olduğu taşınmaz, mal, kaynak ve irtifak hakkının diğer kamu kurumları tarafından kamulaştırılamayacağını, Hazineye husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, Hazine lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla İlk Derece Mahkemesince yapılan keşif neticesinde bilirkişiler tarafından dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi olarak değerlendirilmesi ve buna göre münavebe usulü uygulanarak taşınmaza değer biçilmesi kapitalizasyon faiz oranının %5 olarak uygulanması, taşınmazın bulunduğu mevki itibarıyla %10 oranında objektif değer artışı uygulanması, İlk Derece Mahkemesi tarafından da bu rapor üzerinden değerlendirme yapılıp karar verilmesi davanın açıldığı tarihten itibaren 4 ay sonrasından başlatılarak karar tarihine kadar faiz işletilmesi vekâlet ücretine yönelik değerlendirmelerin ve ayrıca devam eden ceza dosyasında henüz müsadereye karar verilmediğinden ve fakat 2942 sayılı Kanun'un 18/3 üncü maddesi gereğince verilmesi muhtemel bir müsadere kararında mülkiyetin Hazineye geçebilme ihtimali olacağından İlk Derece Mahkemesince bu madde çerçevesinde bedelin üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılarak ilerde çıkacak hak sahibine ödenmesine karar verilmesi usul ve kanuna uygun bulunduğundan istinaf eden Hazine vekili ile davalı ... AŞ. vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Dahili davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması doğrudur.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Dahili davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dahili davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.