Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5589 E. 2025/126 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacıya ödenmesi istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin taşınmaza 1983 yılından sonra el attığının ve taşınmazın başkaca paydaşlarınca açılan kamulaştırmasız el atma davalarında verilen hükümlerin kesinleşmesinin, kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğini ortaya koyduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1497 Esas, 2024/731 Karar

DAVA TARİHİ : 15.11.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ:... 42. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/517 Esas, 2023/5 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu... ili,... ilçesi,... Mahallesi 43524 ada 3 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece okul yapılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda fiili bir el atma olmadığını, hukuki el atma davalarının ise idari yargıda görülmesi gerektiğini, davanın gerekli süre içerisinde açılmadığından davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiğini, husumetin kendilerine düşmediğini belirterek davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaza metrekare bedeli olarak belirlenen 2.381,02 TL/m²' nin gerçek değerinin çok altında kaldığını ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumetin imar planlarını yapan belediyeye yöneltilmesi gerektiğini, uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, fiilen el atmanın söz konusu olmadığını, bu nedenle yargı yolu nedeniyle davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın öncesinde 1 parsel sayılı taşınmaz olduğu ve 1996 onaylı imar planında “Lise Alanı” olarak ayrıldığı, üzerine... Anadolu Lisesi yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı, 2015 yılında yapılan revizyon imar planı sonucunda yapılan uygulama ile şahıs hisselerinin 3 parsele, Maliye Hazinesi hisselerinin ise okulun bulunduğu 2 parsel sayılı taşınmaza şuyulandırılarak tescillerin sağlandığı, yapılan keşif sonucu alınan raporda davaya konu taşınmazın boş arsa görünümünde olduğu, üzerinde yapı ve tesis bulunmadığının bildirildiği, bu yönüyle fiilen el atmanın gerçekleşmediği anlaşılmış ise de uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlede dikkate alındığında açılacak bedel davasında adli yargı görevli olduğu, arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza paydaşları tarafından açılan davada Mayıs 2020 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen 1.300 TL/m² birim bedelin Daire denetiminden geçerek Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2022/11699 Esas sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, iş bu bedelin eldeki dava değerlendirme tarihine eskale edilmesi halinde hükme esas bilirkişi raporundaki bedelle uyumlu olduğu, davacının bedelin az olduğuna dair istinaf itirazının bulunduğu da dikkate alındığında 2.381,02 TL/m² birim bedelin aynı bölgeden geçen bedellerle yeknesaklıkta sağladığı dikkate alınarak taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “...Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un11 inci maddesi

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; 1996 onay tarihli 1/1000 ölçekli imar planı kapsamında Lise Alanı olarak ayrıldığı ve taşınmazın başkaca paydaşlarınca açılan kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemli davaların kabulüne dair hükmün Dairemiz denetiminden geçerek kesinleşmesi sonucunda davalı idarenin taşınmazda malik olduğu da gözetildiğinde, kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile alınan rapor uyarınca taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmaza 1983 yılından sonra el atıldığının kabulü ile nispi vekalet ücretine hükmedilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Y.L