"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1384 Esas, 2023/2460 Karar
DAVA TARİHİ: 17.12.2015
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ordu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/15 Esas, 2023/70 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline ilişkin asıl dava ile kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın tefrikine, birleştirilen davaların açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince birleştirilen 2015/1500 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne, birleştirilen 2015/882 Esas sayılı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili birleştirilen dosyaların dava dilekçelerinde özetle; davacıların hissedar olduğu Ordu ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2783 ada 20 ve 23 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili birleştirilen dosyaların cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak açılan kamulaştırma bedel tespit ve tescil dosyalarının derdest olduğunu, bedel tespit ve tescil dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile birleştirilen 2015/1500 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne, birleştirilen 2015/882 Esas sayılı davanın ise kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda emsal olarak alınan taşınmazın emsal niteliğinde olmadığını, zira emsal olarak alınan taşınmaz ile dava konusu taşınmazlar arasında hiçbir benzerlik bulunmadığı gibi farklı mahallelerde farklı cins ve nevide taşınmazlar olduğunu, dava konusu taşınmazların sanayi bölgesinde ve özellikle iş yeri ihtiyacının ve talebinin fazla olduğu bölge olduğunu, iş yeri talebinin fazla olduğu bölgedeki taşınmazın emsal taşınmaza göre artı özelliklerinin daha fazla olması ve daha değerli olması gerekirken emsal taşınmazın artı özellikleri daha fazla alınarak daha değerli gösterilmesinin hatalı olduğunu, alacaklarının enflasyon karşısında erimesi sebebiyle davayı takip etmeme iradesini bildirdiklerini ve yine iki duruşmada davalı taraf da bu konuda beyanda bulunmuşsa da Ordu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından üç kez takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini; ancak Samsun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ikinci kez davanın işlemden kaldırılması kararı hukuka aykırı kabul edilerek davaya devam edilmesine karar verildiğini, bu kararın da hukuka aykırı olup yeniden değerlendirilmesi gerektiğini, imar uygulaması olmayan ve değeri bu sebeple düşük hesaplanan taşınmazdan bir de düzenleme ortaklık payı kesilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı lehine hesaplanan vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak alınan taşınmazın somut emsal olarak alınmasının uygun olmadığını, emsalin kabulü mümkün olmamakla birlikte dava konusu taşınmazlar ile aralarında yalnızca %115 oranında bir fark olduğunun belirtilmesinin de hakkaniyete aykırı olduğunu, emsal taşınmazın konumu ve niteliği itibarıyla dava konusu taşınmazlardan çok daha değerli olduğunu, dava konusu taşınmazlar ile emsal taşınmazın asgari emlak beyan değerleri arasında 6 kat fark olduğu halde yalnızca 2,15 kat değer farkı belirlemenin nesnellik ve bilimsellikten uzak olduğunu, birleştirilen dosya bakımından belirlenen kamulaştırmasız el atma bedeline işletilecek faizin başlangıç tarihi olarak ıslah tarihi esas alınması gerekirken birleşme tarihinin esas alınmasının hatalı olduğunu, taşınmazların değerinin yüksek hesaplandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların, imar planı dahilinde, meskun mahalde ve belediye sınırları içerisinde kalmakta olduğu, belediye hizmetlerinden yararlandığı, bu nedenle arsa vasfında kabul edilmelerinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, buna göre 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi gereğince kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre davaya konu yerlerin değerinin belirlenmesine yönelik bilirkişi kurulunca yapılan tespit ve hesaplamalar sonucunda tanzim edilen bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen kamulaştırmasız el atma bedeline hükmedilmesinde, davacılar lehine nispi vekâlet ücretine karar verilmesinde, ayrıca aynı ek raporda gösterilen davacılar hissesine düşen miktarlara göre asıl davanın kısmen, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Somut olayda, 08.06.2022 tarihli celsede dosyanın birinci kez işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davalı idarenin yenileme talebi üzerine yargılamanın kaldığı yerden devam edildiği, 21.09.2022 tarihli celsede, davalı idare vekilinin yokluğunda yargılamaya devam edilmesi talepli mazeret dilekçesi sunarak duruşmaya katılmadığı, Mahkemece davacı tarafın duruşmaya katılmadığı gerekçesiyle ikinci kez dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davalı idare vekili tarafından 21.09.2022 tarihli duruşmaya sunulan mazeret dilekçesinde yokluğunda yargılamaya devam edilmesi yönünde talepte bulunduğunun anlaşılması karşısında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu yönündeki Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile ilgili hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı-karşı davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalı- karşı davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.