"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/446 Esas, 2021/190 Karar
Avukat ...
DAVALILAR : 1. ... vd. vekili Avukat ...
2. ... vd. vekili Avukat ...
3. ... vekili Avukat ...
4. Aysun Hançerlioğlu vd.
DAVA TARİHİ : 08.05.2013
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Kemalpaşa ilçesi,Ansızca köyü 991 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ... vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, yeri, konumu itibarıyla gerçek değerinin Mahkemece tespit edilmesini talep etmiştir.
2. Davalılar ... vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın Kemalpaşa Belediyesi sınırları içinde ve tüm belediye hizmetlerinden yararlanan konumu itibarıyla arsa vasfında olduğunu, taşınmazın gerçek bedelinin Mahkemece tespit edimesi gerektiğini, davanın 4 ay içerisinde sonuçlanmaması halinde 6459 sayılı Kanun gereği işleyecek yasal faizin davalılara ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.04.2014 tarihli ve 2013/390 Esas, 2014/161 Karar sayılı kararı ile tespit edilen kamulaştırma bedelinin davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ile bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece 2013 yılında Kemalpaşa İlçesinde olağandışı durumlar nedeniyle verim düşüklüğü olduğundan bahisle indirim yapılmadan taşınmazın normal veriminin alındığı yıllar ortalamasına göre bedelinin tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden dekara verim miktarlarında indirim yapılarak değer biçen rapora göre bedel tespiti, kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın özellikleri dikkate alınarak %5 oranında kapitalizasyon faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, Türkiye ortalamasına göre üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünden fazla olamayacağını gözetmeden hesap yapan bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm kurulması, dava konusu taşınmazın bulunduğu yer, konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen değer artışına etki eden hususlar dikkate alındığında %150 oranında objektif değer artışı uygulanması gerekirken, bu oranı %70 olarak alan bilirkişi raporunun hükme esas alınması, dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde Ansızca Köy Tüzel Kişiliğine ait olduğu belirtilen ağacın mülkiyetinin davacı idareye aidiyetine karar verilmemiş olması ve dava aynı hukuki sebepten kaynaklandığından kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine tek vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken farklı vekille temsil edildikleri gerekçesiyle davalılara ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmitir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 31.10.2018 tarihli ve 2018/77 Esas, 2018/416 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın davalılar adına olan tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma kararı
1. Mahkemenin 31.10.2018 tarihli ve 2018/77 Esas, 2018/416 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; kararın onanmasına karar verilmiştir.
3. Dairemizin 01.07.2019 tarihli ve 2019/2582 Esas,2019/13209 Karar sayılı onama kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
4. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davalılardan ... ve ... mahkemece verilen ilk kararı temyiz etmediğinden, bu davalıların payı yönünden bozma öncesi tespit edilen metrekare birim fiyatının davacı idare yararına usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden yazılı şekilde fazlaya hükmedilmesi, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi, idarece kıymet takdir tutanağında belirlenen bedelden acele el koyma dosyasında belirlenen bedel mahsup edildikten sonra bakiye 23.876 TL’ye 09.09.2013'ten son karar tarihine kadar; bozma ilamı sonrası oluşan bedelden, idarece kıymet takdir tutanağında tespit edilen bedelin mahsubu sonrası oluşan bakiye kısma ise aynı tarihten kararın kesinleşme tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak, davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ile bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle;dava konusu taşınmazın bedelinin resmi verilerle örtüşmeyecek şekilde fahiş olarak belirlendiğini, objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, gerçek değerinin çok üstünde değer belirlenmesinin kabul edilemez olduğunu, bozma kararında adı geçen ... payını satıp devrettiğinden davalı sıfatı bulunmadığını, davalılara ödenmesine karar verilen bedel ile davacı idareye iadesine karar verilen bedel hatalı olduğu gibi faizin başlangıç ve bitiş tarihlerinin de hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz itirazında bulunmuştur.
2. Davalılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın konumu ve özellikleri dikkate alınmadan objektif değer artışının düşük, kapitalizasyon faizinin düşük uygulanmak suretiyle kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğini,Anayasa Mahkemesinin düşük kamulaştırma bedeli takdirine ilişkin yapılan bireysel başvurularda vermiş olduğu hak ihlali kararlarının da dikkatine alınması gerektiğini ileri sürerek temyiz itirazında bulunmuştur.
3. Davalılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma kararında adı geçen ...'ın sonrasında vekâleti alınarak ibraz edildiğinden bozma ilamı sonrası artan kamulaştırma bedelinden yararlanması gerektiğini, davacı idare lehine usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiğinden bahsedilemeyeceğini, ödenmesi gereken kamulaştırma bedeli ile davacı idareye iadesi gereken bedelin infazda tereddüt yaratmayacak şekilde kararda yazılı olması gerektiğini, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, arazi olarak kabulü halinde de dava konusu taşınmazın konumu ve özellikleri dikkate alınmadan objektif değer artışının düşük, kapitalizasyon faizinin yüksek uygulanmak suretiyle kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması uygundur.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, bir kısım davalılar vekillerinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Dosya içindeki bilge ve belgelerden ...'nun davalı sıfatı olmadığı gibi hakkında hüküm kurulmadığı da anlaşıldığından, Dairemiz bozma ilamı gereğince bozma öncesi davalı ...'nın payına düşen ve idare lehine usuli kazanılmış hak teşkil eden kamulaştırma bedelinin mahsubu ile tespit edilen kamulaştırma bedeli ile davacı idareye iadesine karar verilen bedelin hatalı yazılması doğru görülmemiştir.
5. Mahkemece ilk kararla belirlenen bedelden acele el koyma dosyasında belirlenen bedel mahsup edildikten sonra ilk kararla ödenmesine karar verilen 328.067,28 TL kamulaştırma bedeline 09.09.2013 tarihinden ilk karar tarihi olan 28.04.2014 tarihine, yine idarenin kıymet takdir tutanağında belirlenen bedelden acele el koyma dosyasında belirlenen bedel mahsup edildikten sonra bozma öncesi ödenmesine karar verilen 23.876 TL’ye 09.09.2013 tarihinden ödenmesine karar verilen 31.10.2018 tarihine kadar; bozma kararı sonrası oluşan fark kamulaştırma bedeline ise 09.09.2013 tarihinden son karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Bir kısım davalılar vekillerinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının;
a) (2) nolu bendinde yazılı ''1.228.896,05'' sayısının çıkarılması, yerine ''1.223.403,33'' sayısının yazılmasına,
b) (3) nolu bendinde yazılı '' bakiye kalan 624.393,28 TL arasındaki fark olan 604.502,77-TL'' kelime ve sayılarının çıkarılması, yerine ''589.839,33 TL'' ibaresinin yazılması,
c) (4) nolu bendinde yazılı ''604.502,77'' sayısının çıkarılması, yerine "589.839,33 TL bedelin Mahkemece ikinci kararla ödenmesine karar verilen 23.876,00 TL'lik kısmın mahsubu ile 565.963,33 TL" ibaresinin yazılması,
d) (5) nolu bendinde yazılı ''son karar tarihi olan 28/04/2021" ibaresinin çıkarılması, yerine ''31.10.2018'' tarihinin yazılması,
e) (8) nolu bendinde yazılı "29.061,23-TL'nin iadesine'' ibaresinin çıkarılması, yerine ''34.013,95 TL 'nin bankadan çekilmiş ise çekilmesine kadar ki birikmiş nemalarıyla birlikte davalı ... ...'dan alınıp davacı idareye verilmesine bankadan çekilmemiş ise birikmiş nemalarıyla birlikte davacı idareye iadesine ''ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.